15.07.2021 - 09:32 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
2019 yılında Melania Geymonat ve Christine Hannigan adlı iki arkadaş, Londra'nın kuzeyindeki Camden'ın en işlek yerlerinden birinden bindikleri çift katlı otobüste başlarına geleceklerden habersizlerdi.
O dönem 28 yaşında olan Melania, Uruguay'da yaşayan bir doktordu ve Amerikalı arkadaşı Christine'i yaşadığı Londra'da ziyaret etmek için kente gelmişti. Melania ve 29 yaşındaki Christine, otobüse bindikten kısa süre sonra üç genç onları takip etti.
Yaşları 15, 16 ve 17 olan üç lise öğrencisi, otobüsteki iki genç kadının yakınına oturdu. Üç genç bir süre sonra kadınlara laf atmaya ve sataşmaya başladı. Melania ve Christine'e hakaretler yağdıran saldırgan gençler, Melania ve Christine'i öpüşmeleri için zorladı.
İki kadın, onları reddedince bu kez olay fiziksel bir boyut aldı ve gençler iki kadını hırpalamaya başladı. Üç genç, ceplerinden çıkardıkları bozuk paraları kadınlara fırlatmaya başladı. Saldırının boyutları cinsel tacize ulaştı. Kadınların etrafını saran saldırganlar, Melania ve Christine'in yüzünü kanlar içinde bıraktı.
Kadınlar otobüsten indikten sonra polise şikayette bulundu ve başlarına gelenleri sosyal medyadan paylaştı. Böylece olay dünya çapında duyuldu ve yankı uyandırdı. Gençlerin korkunç saldırısı mahkemeye taşındı.
Melania, genç saldırganların sosyal medya tacizinin onu İngiltere'den ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. Saldırıda bayılan Melania, kadınlara yönelik şiddete dikkat çekmek için kanlar içindeki ikilinin fotoğrafını yayınladı. Olay daha sonra tüm dünyada manşetlerde kendine yer buldu.
Melania, “Son kararımı, çocukların sosyal medyadan bana yaklaşmasıyla verdim. Polise giderek sosyal medya tacizi ile ilgili bir düzenleme olmadığını ve bu nedenle bir şey yapamadıklarını öğrendim" dedi. Metropolitan Polisi bir açıklama yapmadı.
Mağdur olmayı reddettiğini söyleyen Melania, saldırıdan sonra aldığı desteği, nefret suçlarıyla mücadele etmeyi amaçlayan bir sivil toplum örgütü (STK) kurmak için kullanıyor. Melani “Bu kadar çok nefretin olduğu bir dünyada kendimi bir kez daha anlamak oldukça zordu ama her zaman çok fazla sevgi de var” diye konuştu ve devam etti:
“Bir umut mesajı iletmek istiyorum. Her zaman, herkesin, her yerde, her zaman yapabileceği bir şey vardır. Söz olsun, sarılmak olsun, düşünce tarzımızı değiştirmek olsun, fark etmez. İçimizdeki niyet önemli.”
2019 yılında görülen duruşmada, otobüsteki güvenlik kamerası görüntüleri de izletildi. Tüyler ürperten görüntüler karşısında mahkeme salonu buz kesti. Görüntülerde saldırgan gençlerin, kadınların çantalarını da gasp ettiği görülüyor.
Siyah başlıklı bir mont giymiş olan gencin, Christine Hannigan'a art arda attığı yumruklar da mahkemede izletildi. Yaşları 18'den küçük olan saldırganların mahkemesi, Highbury Çocuk Mahkemesi'nde görüldü.
Önceki duruşmalarda suçsuz olduklarını ileri süren gençler daha sonra ise suçlu olduklarını kabul etti. Savcı Saira Khan, iki kadının özellikle hedef alındığına ve saldırının dokuz dakika sürdüğüne değindi. Saldırıda her bir gencin farklı bir rolü olduğunu konusuna da değinildi.
Mahkemede 16 yaşında olan saldırgan, 28 yaşındaki Melania Geymonat'un çantasını çaldığını itiraf ederken, 15 yaşındaki saldırgan ise bir diğer kadının kredi kartlarını alıkoyduğunu reddediyor.
17 yaşındaki saldırganın hakkındaki suçlamalar, delil yetersizliği nedeniyle düşürüldü. Ancak diğer iki çocuğun yargılanmasına devam edilecek. Saldırganalr hakkındaki kararı Yargıç Susan Williams verecek.