23.06.2020 - 14:24 | Son Güncellenme:
milliyet.com tr
BBC Türkçe
BBC duyurduktan bir ay sonra, bu kez uluslararası haber ajansı Reuters Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın yalnızca bir kişinin firar etmesini engelleyemediğini bildiriyor: Üst düzey istihbaratçı Saad el Cabri.
Reuters, kısaca MBS olarak bilinen Veliaht Prens'in üç yıl önce Kanada'ya kaçan Cabri'nin ailesinin üzerindeki baskıyı artırdırdığını duyurdu.
İstihbaratçının oğullarını gözaltına alıp rehin tutan, erkek kardeşini de yakalayan Veliaht Prens'in Cabri'den korkmasının nedeni ise, elindeki belgeler.
ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) ve diğer Batılı istihbarat örgütleriyle Suudi gizli servisini yıllarca koordine eden Cabri, herkesin ve her şeyin dosyasına sahipti.
Reuters'a bilgi veren dört kaynak, Veliaht Prens'in Cabri'nin çok hassas bilgilere erişimi olması nedeniyle yakınlarını rehin tuttuğunu söylüyor.
Söz konusu kaynaklardan biri, ünlü istihbaratçının ulusal güvenlik sırlarının yanı sıra Kral Selman ve oğlu Veliaht Prens MbS'nin finansal anlaşmalarına da erişebiliyordu.
Suudi Arabistan'da olup bitenler Riyad yönetiminin en önemli müttefiki ABD tarafından da dikkatle izleniyor. Geçmişte Cabri ile birlikte birçok operasyonda birlikte çalışan ABD, hapse atılan çocukların durumundan endişeli.
Reuters'a konuşan bir ABD'li yetkili ise, Washington yönetiminin Cabri'nin ailesiyle iletişime geçtiğini, rehin alınan çocuklar nedeniyle derin kaygı duyduklarını belirtiyor.
On yıllar boyunca çok kritik bir rol oynayan Cabri, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'la taht değişikliğinin ardından iyi ilişkilere sahipti.
Ancak kısa süre sonra MbS istihbaratçıyı Müslüman Kardeşler üyesi olmakla suçladı, dört ay sonra ise Cabri'yi kovdu.
Şu anda babasıyla birlikte Kanada'da yaşayan oğul Halid el Cabri, ünlü istihbaratçının kovulma haberini televizyondan öğrendiğini söylüyor.
Reuters'a konuşan Halid el Cabri, 2017'de Kanada'ya kaçmalarından bu yana Veliaht Prens MbS'nin defalarca babasına tuzak kurduğunu da ekliyor.
BBC Güvenlik Muhabiri Frank Gardner, Birleşik Krallık'ın istihbarat örgütü MI6 ve diğer Batılı istihbarat örgütlerinin Suudi Arabistan'daki birimleri arasında irtibatı sağlayan üst düzey Suudi güvenlik yetkilisinin Kanada'ya kaçtıktan sonra başına gelenleri Mayıs ayında yazmıştı:
"El Cabri, Batı ülkelerinden birinde bombalı bir El Kaide eyleminin ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Ardından, 3 yıl önce Valiaht Prens Muhammed bin Selman'ın gücü eline aldığı dönemde yaptığı tasfiye planı sonrası Kanada'ya kaçtı.
Kaçışının üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra, 16 Mart'ta, büyük oğlu Halid'in anlattığına göre, 'El Cabri'nin çocukları rehin alındı': "Ömer ve Sarah 16 Mart'ta şafak vakti 20 arabayla gelen yaklaşık 50 devlet güvenlik görevlisi tarafından yataklarından kaçırıldı."
Güvenlik görevlileri, bunun ardından Riyad'da ailecek yaşadıkları evi aradı, güvenlik kameralarının hafıza kartları alındı. 21 yaşındaki Ömer ve 20 yaşındaki Sarah, gözaltına alındı ve o günden beri kimseyle görüşmelerine izin verilmiyor.
Bugüne kadar herhangi bir suçlama yapılmadı ya da gözaltı için aileye bir gerekçe gösterilmedi. Babasıyla birlikte Kanada'da yaşayan Halid'le yaptığımız telefon konuşmasında, "Kardeşlerim yaşıyor mu yoksa öldüler mi, onu bile bilmiyoruz" diyor.
Halid'e göre iki kardeş, babasının Suudi Arabistan'a dönmesi için pazarlık kozu olarak gözaltında tutuluyor. Babası ise Suudi Arabistan'a döner dönmez gözaltına alınacağından ve cezaevine gönderileceğinden emin: "Babam hakkında istedikleri yalanı uydurabilirler ama o masum."
Dr. Saad El Cabri'nin ailesinin ve iş arkadaşlarının iddialarına yanıt vermesi için ulaştığımız Suudi yetkililer, BBC'nin sorularına yanıt vermedi.
2000'lerde El Kaide'nin Suudi Arabistan'daki yapılanmasını büyük oranda ortaya çıkarıp yok ettiği belirtilen Prens Muhammed bin Nayef'in sağ kolu ve kapı nöbetçisi olan Saad El Cabri, aynı zamandaki Suudi Arabistan'ın '5 Göz' olarak adlandırılan İngiltere, ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın istihbarat ajanslarıyla ilişkilerinin yürütülmesindeki kilit isimdi.
El Cabri'yle birlikte çalışan eski bir Batılı istihbarat yetkilisine göre, 2010'da bombalı bir saldırı planını ortaya çıkarıp engelleyen El Cabri, yüzlerce kişinin hayatını kurtarmıştı.
Bu bilgiye göre Yemen'deki El Kaide üyeleri, ABD'deki Chicago şehrine giden bir kargo uçağındaki mürekkep kartuşuna çok güçlü bir bomba düzeneği yerleştirerek bombayı ABD'ye sokmayı başarmıştı.
Ancak Suudi istihbaratına çalışan Yemen'deki El Kaide'den bir muhbir, bu bilgiyi MI6 örgütüne sızdırdı. Bombanın seri numarasına kadar tüm bilgiler artık ellerindeydi.
İngiliz terörle mücadele polisi, East Midlands Havalimanı'nda uçağın içindeki bombayı etkisiz hale getirdi. Eski istihbarat görevlisi, "Eğer planladıkları gibi Chicago'da bu bomba patlasaydı, yüzlerce kişi hayatını kaybedebilirdi" diyor.
Bir başka Batılı eski istihbarat görevlisine göre de 'Dr. El Cabri, Suudi Arabistan'ın terörle mücadele çalışmalarını dönüştüren' kişiydi: "Bu birimi basit, vahşi, itiraf ettirmeye dayalı bir sistemden modern adli tıp uygulamalarının kullanıldığı, bilgisayarlardaki sistemler üzerinden veri toplanan bir sistem haline getirdi. Suudi Arabistan'da birlikte çalışmaya çabaladığımız işlevsiz birçok kişi arasında Dr. El Cabri, en zeki olanıydı."
Edinburg Üniversitsi'nde yapay zeka üzerine doktora yapan El Cabri, devlet bakanlığına kadar yükselmişti. İçişleri Bakanlığı'nda da kendisine 'tümgeneral' rütbesi verilmişti.
Ancak 2015'te her şey değişti. Kral Abdullah öldü ve kardeşi Kral Selman tahta geçti. Daha önce kritik bir görevde kendisini kanıtlamamış olan genç oğlu Muhammed bin Selman'ı da savunma bakanlığı koltuğuna getirdi.
Muhammed bin Selman, ülkesinin silahlı kuvvetlerinin Yemen'deki savaşa müdahil olmasını emretti. Dr. El Cabri ise bu karara, 'çıkış stratejisi net olmadığı' gerekçesiyle itiraz etti.
Müdahaleden 5 yıl sonra Suudi Arabistan, Yemen'deki bu çok pahalıya mal olan savaştan çıkış için hâlâ bir strateji arayışında. 2017'ye gelindiğinde Muhammed bin Selman, babasının da onayıyla sarayda kansız bir darbe gerçekleştirdi ve Prens Muhammed bin Nayef'in elindeki 'veliaht prens' konumuna el koydu.
Bugün, veliahtlık koltuğu elinden alınan prens tutuklu. Tüm mal varlığına el konuldu ve o dönem Prens'e çalışan herkes görevden uzaklaştırıldı. O dönem Dr. El Cabri de Kanada'ya kaçtı.
Ancak eski Batılı istihbarat görevlilerine göre Muhammed bin Selman, El Cabri'yi hâlâ otoritesine bir tehdit olarak görüyor: "Bu ismin her an harekete geçmeye hazır bir güç olarak serbestçe dolaşmasına göz yumamaz."
Halid, ailesinin Suudi yetkililerle tarafsız bir bölgede bir araya gelerek konuşmaya çalıştıklarını, ancak bu çabaların işe yaramaması üzerine kamuoyuna son gelişmeleri açıklamaya karar verdiklerini anlatıyor: "Dr. Saad'ın geniş çaplı tehditlerle hedef alındığına yönelik işaretler var ve Kanada makamları bunu çok ciddiye alıyor.
Biz bunun içine itildik. Biz vatanseveriz, ülkemizi seviyoruz, Suudi Arabistan'ı utandırmak istemiyoruz ama Ömer ve Sarah'nın bu şekilde kaçırılması resmen devlet eliyle gündüz gözüyle yapılan bir eşkıyalık."