18.11.2020 - 00:14 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ermenistan'ın anlaşmayı reddetmesinin "intihar" olacağını söylerken, Türkiye ile de anlaştıklarını duyurdu.
Yaklaşık 1,5 ay süren Dağlık Karabağ savaşının ardından ağır bir yenilgi alan Ermenistan'da ilk istifa gelse de sular durulmuyor, Azerbaycan'da ise bayram var.Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan'ın Pazartesi günü istifa etmesine rağmen Ermenistan'ın başkenti Erivan'da akşam saatlerinde yine gösteriler vardı.
Amerikan Assosicated Press (AP), istifanın Dağlık Karabağ anlaşmasının yol açtığı çalkantı arasında geldiğini ve Başbakan Nikol Paşinyan'la Dışişleri Bakanlığı arasındaki çatlağın ortaya çıktığını bildiriyor.
Dışişleri Bakanlığı, Pazartesi sabah saatlerinde Paşinyan'ın Şuşa açıklamalarını yalanladı. Paşinyan, Şuşa'nın Azerbaycan'a devredilmesinin müzakere masasında görüşüldüğünü söylemişti.
Ancak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Anna Nagdalyan "Şuşa meselesi barış müzakerelerinde hiçbir zaman tartışılmadı" diyerek Paşinyan'ı yalanlamış oldu.
Paşinyan, bugün yeni bir hamleye girişti ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Shavarsh Koçaryan'ın görevden alınmasına karar verdi. Koçaryan, 2008'den beri bu görevdeydi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Ermenistan tarafından yükselen eleştirilere 10 Kasım anlaşmasının değiştirilemeyeceğini belirterek nokta koydu: "Açıklamayı yeniden yazmak için herhangi bir girişim görmüyoruz. Doğru anlıyorsam, şu anda Ermenistan'da zorlu tartışmalar yaşanıyor...
Ülkelerinin çıkarlarını korumak için birleşmiş 17 parti, bu açıklamayı düzeltme girişimlerine kesin olarak karşı çıktı. Hiçbir durumda başarılı olmamasını sağlamak için mümkün olan her şeyi yapacağız."
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ’a ilişkin anlaşmayı reddetmesi halinde bunun ‘intihar’ olacağını bildirdi.
Dağlık Karabağ'ı Ermenistan dahil kimsenin tanımadığını hatırlatan Putin, "Karabağ’ın nihai statüsü belirlenmedi. Bugün var olan statükonun devam etmesi konusunda anlaştık. Bundan sonra ne olacağına gelecekteki liderler, gelecekte bu süreçte yer alacaklar karar verecek." diye konuştu.
Türkiye’nin Dağlık Karabağ meselesi ile ilgili olarak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu üyeliği yaptığını hatırlatan Putin, "Türkiye'nin eylemleri çeşitli şekilde değerlendirilebilir, ancak Türkiye'yi uluslararası hukukun ihlal edilmesi konusunda suçlamak zor." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan'ın talebi üzerine, Türkiye'nin ateşkesin sağlanmasıyla ilgili kontrol mekanizması ve merkezi oluşturma konusunda anlaştıklarını bildiren Vladimir Putin, Türkiye ile Suriye dahil Orta Doğu'da da etkileşim içinde iş birliği yaptıklarını hatırlattı.
Rus medyası, Ermenistan ile Dağlık Karabağ'ı birbirine bağlayan Laçin koridorunun resmen açıldığını bildiriyor.
Russia Today muhabiri Murad Hacıyev, Şuşa yakınlarında çektiği görüntüyü Twitter hesabından paylaştı.
Görüntüde Rus barış gücü birlikleri ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi yetkililerinin yanı sıra Azerbaycanlı ve Ermenistan askerlerinin aynı noktada olduğu göze çarpıyor.
Ermenistan güçleri, Ağdam'da çekildikleri birçok noktayı ateşe veriyor. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da zafer kazanmasının ardından varılan anlaşma gereği Ermenistan, işgal ettiği topraklardan çekiliyor.
Ancak, Ermenistan güçleri çekildikleri bölgeleri bir yandan da ateşe veriyor. O noktalardan biri de Ağdam. TRT haber ekibi, Ermenistan ordusunun Ağdam'da yaktığı bölgeleri görüntüledi. Bölgede bulunan TRT Haber muhabiri, Ermenistan ordusunun askeri ve sivil yerleşim yerlerini ateşe verdiklerini aktardı.
Paşinyan gibi ihanetle suçlanan bir başka isim, yeryüzünde hiçbir ülkenin, hatta Ermenistan'ın bile tanımadığı Dağlık Karabağ yönetiminin lideri Arayik Harutyunyan.
Günlerdir kamuoyu önünde görünmeyen Harutyunyan, Dağlık Karabağ'ın başkenti Hankendi'ye gelen Rus barış gücü komutanlarıyla aynı masada görüntülendi.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Peter Maurer, silahların sustuğu cephe hattında ölen 200 askerin cesedinin değişiminin taraflar arasında yapıldığını söyledi.
Bir grup Ermenistan askerinin ise Ağdam bölgesinde savaşı bitirmeyi kabul etmeyip elleri tetikte beklediği görüntüler sosyal medyadan yayınlandı.
10 Kasım'da imzalanan anlaşmayla, çatışma hattı ile Laçin koridoruna 1960 barış gücü askeri konuşlandırıldı. Rus basını, tarihi Dadviank Manastırı'nın Rus güçleri tarafından korunacağını aktarıyor.
Rus yetkililer, Cumartesi gününden bu yana savaş sırasında Ermenistan'a kaçan 1200 kadar kişinin Dağlık Karabağ'a yeniden döndüğünü açıkladı.
Yaklaşık 30 yıldır işgal altında tutulan bölgelerden ayrılan Ermeniler ise evlerini yakıyor, elektrik direklerini deviriyor, hatta ormanları kesiyor.
Bazıları ise mezarları bile kazıp cesetleri taşıyor. Sergei Gabrilyan'ın mezardan çıkarılan cesedinin yakınları tarafından Kelbecer'den Ermenistan'a taşındığı fotoğrafları AP haber ajansı geçti.
Azerbaycan'ın işgalden kurtardığı Kelbecer'in iade edilmesi için 10 gün ek süre verildi, süre 25 Kasım'da doluyor. Ağdam 20 Kasım, Laçin bölgesi ise 1 Aralık'ta Azerbaycan'a devredilecek.
Azerbaycan lideri İlham Aliyev ve First Lady Mihriban Aliyeva, işgalden kurtarılan Cebrail ve Fuzuli kentlerine oldukça duygusal bir ziyaret gerçekleştirdi.
Askeri kamuflaj giydikleri görülen Aliyevler halk tarafından büyük bir coşkuyla karşılanırken, Azerbaycan lideri Ermenilerin geride bıraktıkları yıkımı eleştirdi:
"Bütün dünya görsün. Ne tür kötü bir düşmanla karşı karşıya olduğumuzu görsünler. Bütün binaları yıktılar. Yağmaladılar. Bir hedefleri vardı. Azerbaycanlılar bir daha asla burada yaşamayacak.
Biz yaşayacağız. Biz sonsuza kadar yaşayacağız. Uluslararası mahkemelere başvuracağız, bize tazminat ödemek zorunda kalacaklar.
30 yıldır hiçbir uluslararası kuruluş Azerbaycan'da olanlar konusunu gündeme getirmedi. Yıkılan tüm alanlar restore edilecek."
İlham Aliyev ve Mihriban Aliyeva'nın Cebrail'deki tarihi Hudafer Köprüsü'nün de bulunduğu ziyaretlerinin fotoğrafları dünya medyasında da yankı buldu. Associated Press (AP) haber ajansı, bazı kareleri dünyaya servis etti.
Duygusal anlar yaşayan İlham Aliyev, Cebrail'de diz üstü çökerek Azerbaycan bayrağını öpüyor ve daha sonra göndere çekiyor.
First Lady Mihriban Aliyeva ise ziyarete ilişkin bazı video ve fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaştı. Instagram videosunda, Cumhurbaşkanı Aliyev'in kendi kullandığı araçla ziyaretleri gerçekleştirdiği görüldü.
Görüntüde Azerbaycan lideri Aliyev'in tarihi Hudaferin Köprüsü'ne doğru gittiklerini söylüyor, çevrede harabe durumda olan evleri göstererek, "Bunlar da vahşi düşman tarafından yıkılan Azerbaycan vatandaşlarına ait evlerdir" diyor.
Görüntülerde Aliyev, Araz Nehri'ni işaret ederek, "Burası Azerbaycan-İran sınırı, dostluk sınırıdır" ifadesini kullanıyor.
Ermenistan'ı alt üst eden anlaşmaya göre, Dağlık Karabağ'daki çatışma hatlarına ve Laçın koridoruna 1960 Rus barış gücü askeri yerleştiriliyor.Türkiye ve Rusya ayrıca Azerbaycan topraklarında tesis edilecek bir barış gözlem merkezinde birlikte yer alacak,
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.