09.03.2021 - 04:28 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Uzmanlar “endişelenme devrinin” başladığı konusunda uyarırken, karşılıklı askeri hamleler ve süper güçlerin de bölgeye dahil olmaya çalışması nedeniyle 3. Dünya Savaşı korkusu analistler tarafından dillendirilmeye başlandı.
Uzmanlar, Tayvan'ın muhtemelen çatışmaya yol açabilecek bir sonraki küresel patlama noktası olacağını söylüyorlar.Asya'nın şu anda içinde bulunduğu durumun, 1914'te I. Dünya Savaşı arifesindeki Avrupa'ya benzediği iddia ediliyor.
ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi, eski ulusal güvenlik danışmanı HR McMaster tarafından bu tehditle ilgili uyarıldı. Danışman McMaster, "Çin, Tayvan'ı alınacak 'bir sonraki büyük ödül' olarak görüyor," dedi.
News.com.au'nun haberine göre, McMaster, Başkan Xi Jinping liderliğindeki Pekin'in Güney Çin Denizi'nde diğer ülkelerin müdahalesini durdurmak için bir “bariyer” oluşturmaya çalıştığını iddia etti.
Çin Salı günü Güney Çin Denizi'nde bir tatbikata giriştiğini resmen duyurdu, Reuters gövde gösterisinin ABD uçak gemisinin bölgeye ulaşmasından hemen sonra gerçekleştiğini bildiriyor.
Ve bu durum, savunmasının güçlendirilmesine yardımcı olmak için "devam eden bir yarış" ile birlikte, Tayvan'ın savaşa yol açabilecek "en önemli patlama noktası" olduğu anlamına geliyor.
Tayvan, USS Theodore Roosevelt uçak gemisinin tartışmalı Güney Çin Denizi'nde bulunduğu sırada en az 15 uçağın hava sahasını ihlal ettiğini açıkladı. Çin jetlerine karşı Tayvan savaş uçakları da havalandı.
Diğerleri de bu uyarıyı yineledi. Lowy Enstitüsü'nden araştırma görevlisi Natasha Kassam, Çin'in uzun vadeli hedefinin Tayvan ile birleşmek olduğunu söyledi.
Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden Profesör Brendan Taylor, çevrimiçi bir konferansta şunları söyledi: “Benim görüşüm, çatışma ihtimalinin yüksekliği oldukça endişe verici boyutlarda.
King’s College London'da analist Dr. Alessio Patalano şöyle konuştu: “Endişelenme çağı başladı. Eğer hangi konuda kaygılanılması gerektiği soruluyorsa, gözünüz Tayvan tarafından kontrol edilen küçük açık deniz adalarının üstünde olsun derim."
Ve bu ihtimal giderek artıyor. Bazen çatışma ihtimali konusunda biraz kayıtsız kaldığımızı düşünüyorum." dedi ve ekledi:"Tarihin bize defalarca, olayların, en iyi niyetlerle bile yaklaşıldığında kontrolden çıkabileceğini gösterdiğini düşünüyorum."
Profesör Taylor, önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın kuvvetle muhtemel "önemli bir kırılma noktası" göreceğini ve bunun ne zaman gerçekleşeceğini söyledi.
Profesör Taylor'a göre bu kırılma, Çin ordusunun genişlemesiyle ABD'nin Tayvan'ı savunma kapasitesini kaybetmeye başladığı zaman gerçekleşecek dedi ve devamında ciddi bir tehdidin altını çizdi.
Taylor, "Endişe şu ki, Çin, Tayvan'ın kontrolünü ele geçirebilirse, askeri gücünü daha kolay bir şekilde Batı Pasifik'e aktarabilecek" ifadelerini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, dün yaptığı açıklamada Tayvan konusunda uzlaşma veya tavize yer olmadığını söyledi. Çin'in, ABD'nin Tayvan meselesini düzgün şekilde ele almasını beklediğini vurgulayan Wang, "kırmızı çizgiyi geçme" ve "ateşle oynama" olarak değerlendirdiği, önceki Washington yönetimin uyguladığı Tayvan konusundaki politikalardan ABD'nin vazgeçmesi umudunu dile getirdi.
Wang, Tayvan'ın Çin ile yeniden "birleştirilmesi gerektiği ve kesinlikle birleştirileceği" değerlendirmesinde bulunarak, "Bu, tüm Çin ulusunun tarihinin ve kolektif iradesinin eğilimi. Değiştirilmeyecek ve değiştirilemez." ifadesini kullandı.
Ayrıca, Wang, Çin'in ikili ilişkileri sağlıklı ve istikrarlı büyüme yolunda ilerletmek için ABD ile çalışmaya hazır olduğunu, ABD'nin de aynı yönde hareket etmesini ve ikili iş birliği üzerindeki "mantıksız yaptırımları" olabildiğince erken kaldırmasını ve yeni engeller koymamasını umduğunu sözlerine ekledi.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen, Çin ordusunun baskılarını artırmasının ardından adanın kuzeyindeki bir donanma üssünü ziyaret etti.
Tayvan adasının kuzeyindeki Keelung limanındaki 131. filoda incelemelerde bulunan Tsai, "Tayvan Silahlı Kuvvetlerinin cesur askerlerinin adanın bağımsızlığını koruma konusundaki kararlığını gösterdiğini" söyledi. Tsai, "Vatanımızın hiçbir parçasını teslim edemeyiz." ifadesini kullandı.
Öte yandan, "Taiwannews" gazetesinin haberinde Çin’in, Tayvan’a en yakın eyaleti olan Fucien’deki Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetlerine ait iki üssü genişlettiği bildirildi.
Haberde, uydu görüntülerinden edinilen bilgilere göre ciddi şekilde genişlediği anlaşılan bu üslerin Longtien ve Huian hava üsleri olduğu aktarıldı.
Tayvan’a yaklaşık 170 ve 190 kilometre uzaklıklarda bulunan üslerden kalkacak bir savaş uçağının adanın başkenti Taipei’ye 7 dakikada ulaşacağı belirtiliyor.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, dün yaptığı bir açıklamada, ülkesinin ABD ile Tayvan konusunda asla bir uzlaşmaya varmayacağını belirterek "Tek Çin ilkesinin geçilmemesi gereken kırmızı çizgileri" olduğunu söylemişti.
Vang, Tayvan'ın Çin ile yeniden "birleştirilmesi gerektiği ve kesinlikle birleştirileceği" değerlendirmesinde bulunarak "Bu, tüm Çin ulusunun tarihinin ve kolektif iradesinin eğilimi. Değiştirilmeyecek ve değiştirilemez." ifadesini kullanmıştı.
Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Vu Çien de Tayvan’ın Çin ile birleşmesi konusunda güç kullanmak dahil tüm seçenekleri saklı tuttuklarını bildirmişti. Vu, söz konusu güç kullanımının ise adadaki bazı dış güçleri ve Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçıları hedef alacağını kaydetmişti.
Tayvan, Çin'in en hassas bölgesel sorunu. Çin'de 2005 yılında Ulusal Halk Kongresi'nin yıllık toplantısında, Tayvan’ın bağımsızlığına karşı gündeme alınan yasa tasarısı oybirliğiyle kabul edilmişti. Söz konusu yasa, resmi olarak bağımsızlık ilan etmesi halinde Tayvan’a karşı askeri güç kullanılmasını öngörüyor.
Çin Tayvan'ı bir gün anakara ile bir araya gelecek bir eyaleti olarak görse de, birçok Tayvanlı ülkelerinin bağımsız olduğunu savunuyor. Çin ayrıca uluslararası alanda tecrit etmeye çalıştığı Tayvan'la, diplomatik ilişkileri olan az sayıdaki ülkeye de baskı uyguluyor.
Pekin yönetimi 2019'un başında Tayvan'ın bağımsızlığının bir felaket olacağını duyurmuş, Şi Jinping ada ülkesinin egemenliklerini kabul etmemesi halinde saldırabileceklerini söylemişti. Ada ülkesindeki bağımsızlık yanlılarını tehdit eden Çin lideri Şi, "Tayvan'daki herkes, bağımsızlığın, büyük bir felaket olacağını anlamalıdır" demişti:
"Ayrılıkçı herhangi bir adıma izin vermeyeceğiz. Kuvvet kullanmamak noktasında bir söz vermeyeceğimiz gibi, tüm gerekli adımları atmak konusunda da hakkımızı saklı tutacağız". Şi Jinping'in açıklamalarından sonra Çin ordusu Tayvan adası yakınlarında savaş uçakları ve gemilerin katıldığı gövde gösterilerine girişmişti.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen ise, Pekin yönetimine verdiği yanıtta ülkesinin asla 'Tek ülke, iki sistem' düzenine geçmeyi kabul etmeyeceğini ilan ederek "Çin'in imzaladığı 1992 Mutabakatı 'Tek Çin' düzenine işaret ediyor. Şi Jinping'in sözleri kaygılarımızın yersiz olmadığını gösterdi" diye konuşmuştu.
Tayvan ordusu, aynı yılın Mayıs ayında gerçek füzeler ve mermilerle Çin işgaline karşı arka arkaya tatbikatlar düzenlemişti. Güney kenti Pingtung kıyılarındaki tatbikatta savaş gemileri ateş açmış, tank ve top atışları yapılmış, jetle ve helikopterler füze fırlatmıştı.
Aynı hafta içinde üç savaş uçağı muhtemel bir Çin saldırısına karşı bir otoyola iniş yapmış, görüntüler günlerce dünyada konuşulmuştu. Doğudaki Hualien açıklarında gerçekleşen bir başka tatbikatta ise savaş gemisinden anti denizaltı füzeleri ateşlenmişti.
Tayvan'ın en önemli müttefiki ise, ABD. Washington, Nisan ve Mayıs 2019'da Çin'in muhalefetine rağmen Tayvan Boğazı'na savaş gemileri gönderdi.
ABD Tayvan'la diplomatik ilişkisi kurmasa da çeşitli anlaşmalar gereği Tayvan'ı koruma altında tutuyor ve bu ülkeye silah satıyor. Pentagon'un açıkladığı verilere göre, son 10 yılda Tayvan'a 15 milyar dolardan fazla silah satışı yapıldı.
Tayvan Boğazı, Çin'le Tayvan'ı birbirinden ayırıyor. Boğazın genişliği ise, 180 kilometre. 1949 yılında Çin iç savaşı sırasında, komünistlere yenilen milliyetçiler, Tayvan adasına kaçmışlardı.
Nüfusunun yüzde 90'ından fazlası Han kökenli Çinli olan Tayvan, Çin ile ticari ve kültürel ilişkileri bulunmakla birlikte, ülkenin demokratik niteliğini de korumak istiyor.