11.11.2020 - 10:19 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Ermenistan'ın işgalci konumunda bulunduğu Dağlık Karabağ'da 42 günlük savaş gece yarısı sona erdi. Hafta sonundan bu yana yaşananlar ise savaşın bitmesinde kilit rol oynadı.
İşgal altındaki bölgenin kalbi Şuşa'nın Azerbaycan ordusu tarafından geri alınması Ermenistan'da kıyameti kopardı. Pazartesi günü iki muhalefet partisi Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın istifasını istedi.
Pazartesi gün içinde Azerbaycan Şuşa'ya 28 yıl sonra çekilen bayrakların görüntülerini paylaştı, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 23 köyün daha işgalden kurtarıldığını ilan etti.
Böylece, çatışmaların başladığı 27 Eylül'den bu yana Azerbaycan ordusu tarafından 5 şehir ile yaklaşık 300 köy ve kasaba Ermenistan güçlerinden temizlenmiş oldu.
Azerbaycanlıların 'Karabağ'ın atan kalbi', 'müziğin ve sanatın beşiği' ve 'Azerbaycan'ın gözlerisin' dediği Şuşa, 8 Mayıs 1992 tarihinde Ermenistan ordusu tarafından işgal edilmişti. Kentin özgürlüğüne kavuşturulmasıyla Azerbaycan birliklerinin Dağlık Karabağ'ın başkenti Hankendi'ye mesafesi kuş uçuşu dört kilometre, karadan ise 15 kilometreye düştü.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı ise, adım adım gelen yenilgiyi hisseden Ermenilerin işgal altında tuttukları Dağlık Karabağ'dan Ermenistan'a doğru kaçmaya başladığını kanıtlayan fotoğraflar geçti.
Gittikçe köşeye sıkışan ve istifa talepleriyle nefes alamaz hale gelen Başbakan Nikol Paşinyan, gece geç saatlerde bombayı patlattı. Ermenistan lideri, ''Karabağ'daki savaşı bitirmek için Putin ve Aliyev ile beraber bir anlaşma imzaladık'' dedi.
Paşinyan resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "01.00'da Rusya ve Azerbaycan Cumhurbaşkanları ile Karabağ savaşının sona ermesi için bir açıklama imzaladım. Yayınlanan açıklamanın metni benim ve halkımız için inanılmaz derecede acı verici" ifadelerini kullandı.
Paşinyan, bildiriyi imzalamaktan başka seçeneği olmadığını söyled: "Bu durumla ilgili olarak size çok şey söylemek istiyorum ama yapamam çünkü sözlerim mevzilerinde duran askerleri tehlikeye atacak. Aldığım karar, derinlemesine analizlere ve askeri duruma ilişkin bilgi sahibi kişilerin değerlendirmeleri temelinde alındı. Bildiriyi imzalamaktan başka şansım yoktu.”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de “Azerbaycan ile Ermenistan arasında bu gece 00:00'dan (TSİ) itibaren ateşkes başladı" açıklamasını yaptı. Putin, “Azerbaycan ve Ermenistan kontrol ettikleri pozisyonlarda kalacaklar.” dedi. Karabağ'daki tüm ulaşım merkezleri tekrar açılacağını duyuran Rusya lideri, anlaşmaların da uzun vadeli olacağını belirtti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise, imzalanan anlaşma ile Dağlık Karabağ çatışmasına son verildiğini duyurdu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, anlaşmanın Ermenistan'ın yenilgisi anlamına geldiğini, Paşinyan'ın anlaşmayı kendi isteğiyle değil Azerbaycan'ın "demir yumruğu" sayesinde imzaladığını söyledi.
Aliyev açıklamasını şöyle sürdürdü: "27 Eylül'den bugüne kadar 300 civarında yerleşim biriminin kurtarılması Ermenistan ordusunun belini kırdı. Rus askeri anlaşma gereği Dağlık Karabağ'da 5 yıl süreyle kalacak, taraflar itiraz etmezse bu süre uzatılabilecek."
Aliyev ayrıca Türkiye'nin Dağlık Karabağ'da barışın sağlanması sürecinde rol alacağını kaydederek "Bugünkü bildiride, Rusya ve Türkiye’nin ortak barış gücü görevi yer alıyor. Bölge temaslarına ilişkin tümüyle yeni bir format yaratıyoruz" diye konuştu.
Aliyev anlaşmaya ilişkin şöyle devam etti: "Açıklamada Dağlık Karabağ'ın statüsü hakkında tek bir kelime yok. Ermenistan'ın özerklik talebi dikkate alınmadı. Nahçivan Azerbaycan arasında tüm ulaşım hatları inşa edilecek. İletişim ve enerji hatları yeniden onarılacak. Bu bildirinin tarihi önemi var. Bu bildiri Ermenistan'ın şartlı teslim olduğu ve uzun süredir devam eden işgalin bittiği anlamına geliyor."
Anlaşmaya göre, Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmesine paralel olarak Rus barış gücü beş yıllığına bölgeye konuşlanacak, tarafların itiraz etmemesi durumunda beş yıl daha kalacak. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarından Kerbecer 15 Kasım, Ağdam 20 Kasım, Laçin ise 1 Aralık'a kadar Azerbaycan'a teslim edilecek.
Aliyev, anlaşmanın beşinci maddesi kapsamında bölgede hem Rus hem de Türk askerlerinin barış gücü görevinde bulunacağını, Türkiye'nin resmen bu bölgenin geleceği ve ateşkeste rol oynayacağını söyledi. İmzalanan anlaşmada Türk askerlerine dair bir ifade bulunmuyor. Fakat Aliyev, Türk askerlerinin ateşkesi gözlemlemek için kurulacak bir merkezde bulunacağını belirtti.
Dağlık Karabağ ve çevresinde yerlerinden edilmiş siviller, BM Sığınmacılar Yüksek Komiserliği gözetiminde evlerine geri dönecek. Anlaşma kapsamında esirler karşılıklı olarak takas edilecek. Rusya Savunma Bakanlığı bölgeye 1.960 asker göndermeye başladı.
Rusya, barış güçleriyle birlikte Karabağ'a en az 22 Il-76 askeri nakliye uçağı gönderiyor. Yetkililere göre şu anda 11 uçak yolda, 11 uçak daha kalkmayı bekliyor.
27 Eylül'den bu yana Dağlık Karabağ'daki savaşı yakından takip eden Rus savunma politikası araştırmacısı Rob Lee ise, hareketli ağır ekipmanların videosunu Twitter'da paylaştı.
Reuters haber ajansı foto muhabiri Francesco Brembati, Ermenistan sınırından Dağlık Karabağ'a geçmek üzere olan Rus tanklarını görüntüledi. Reuters'ın fotoğraflarında Rus bayrağı taşıyan tankların yanında askerler görülürken, bazı askerlerin ise fotoğraf çekmesi dikkat çekti.
CNN Türk yayınına bağlanan Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Leyla Abdullayeva, müzakerelerin başladığını belirterek "Türk askerinin de gözlem noktalarında olacağı kesin" dedi.
Paşinyan'ın anlaşmayı duyurmasıyla Ermenistan'da kelimenin tam anlamıyla yer yerinden oynadı. Sokağa dökülen öfkeli göstericiler hükümet binasını bastı.Eylemciler binaya hücüm ettiği ve bazı odaları ele geçirdi.
İlk kattaki camlar kırıldı ve hükümet binasının önündeki sokaktan silah sesleri gelmeye başladı. Bazı eylemcilerin kapıyı kırarak Paşinyan'ın ofisine bile girdi, Meclis Başkanı linç edildi.
Daha sonra bir kez daha Faceook'tan konuşan Paşinyan şu itiraflarda bulundu "Bu bizim için büyük bir başarısızlık, büyük bir felaket, kaybedilen canlar için büyük bir yas. Zamanında durmaya karar verdik yoksa bizim için her şey daha kötü olacaktı"
Ermenistan yerel medyası, ülkeyi temellerinden sarsan öfkeli protestoların ardından bu sabah itibariyle Erivan'daki hükümet binalarının etrafına polislerin konuşlandırıldığını aktarıyor. Uluslararası haber ajansları, Erivan'dan yeni fotoğraflar servis etti. Polis güçlerinin önünde tartışanlar göze çarpıyor.
Paşinyan'ın istifasını isteyen 17 muhalefet partisi, yarın saat 13.00'te Erivan'daki Özgürlük Meydanı'nda büyük bir protesto gösterisi düzenlemeye hazırlanıyor. Partiler, taraftarlarını gösteriye katılmaya davet ediyor.
Bölgeyi takip eden bir BBC muhabiri, Ermenilerin uzun zamandır cepheden başarı haberleri geçen kamu yayıncılarına inandıklarını ve bunun üzerine gelen anlaşmanın bir şok etkisi yarattığını belirtiyor.
Muhabir ayrıca parlamento binası önünde hala kalabalık olduğunu ve insanların ayrılmadığını bildirdi.
Akşam saatlerinde Erivan'daki Başbakanlık binası önünde toplanan kalabalık istifa sloganları attı, polisler zor anlar yaşadı.
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımış değil.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.