26.11.2020 - 01:16 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Azerbaycan'ın 44 günde Ermenistan'ı darmadağın etmesiyle sonuçlanan Dağlık Karabağ savaşının sonuçları teker teker hayata geçiyor. Ermenistan'ı açık şekilde destekleyen Fransa ise mağlubiyetin ardından bugün skandal bir adım attı.
Sırtlarına eşyalarını ve battaniyelerini yükleyenler, kar altında açık kamyonlarla toplanan aileler, karda çıplak ayakla yürüyen, helikopterle bölgeyi terk etmek için acele eden insanlar... 27 yıl önce, 1993 kışında Ermenistan askerleri Azerbaycan'ın en yüksek dağ bölgesi Kelbecer'i işgal ederken çekilen görüntüler hala izleyenlerin hafızalarında taze.
İşgalden sekiz ay önce Ermenistan güçleri Kelbecer'e 56 kilometre mesafedeki Ağdaban köyüne girdi. Köyü tamamen yakıp 30'dan fazla insanı gözlerini kırpmadan öldürdü. 460 nüfuslu köy sakinlerinin geri kalanları ise esir alındı, işkenceden geçirildi. Kelbecer Ermeni işgalcilerin eline geçmeden önce 53 bin nüfusa sahipti. Katliamdan kaçanlar bugün Azerbaycan'ın 56 ayrı noktasına yerleşmiş durumdaydı.
10 Kasım anlaşmasına göre 15 Kasımda Ermenistan'ın iade etmesi gereken Kelbecer bölgesi için Erivan yönetimi 10 gün ek süre istedi ve süre Salı akşamı doldu. Süre dolmadan önce Kelbecer'deki işgalci Ermeniler binaları yıktı, ağaçları kesti, kamyonlara demir tahta ve direkleri yükledi. Yanan evlerden dumanlar yükseldi.
Kelbecer'de kalan son işgalci Ermeni askerler ise otobüslerle bölgeyi terk etti, bazıları yüzsüz bir şekilde zafer işareti yapıp bayrak açtı. Ancak asıl bomba, Kelbecer'deki Ermenistan askeri karargahında patladı. Ermeni askerler, karargahı kendi elleriyle havaya uçurdu. Karargahın patlatıldığı anları Rus Ria Novosti yayınladı.
Bu sırada Azerbaycan tarafında Kelbecer'e girmek için son hazırlıklar kar yağışı altında yapılıyordu, tüm tanklarda Azerbaycan bayrağı vardı. Saatler gece 00.00'ı gösterdiğinde muzaffer Azerbaycan ordusu en büyük ve kadim ilçesi Kelbecer'e giriş yaptı, görüntüler Savunma Bakanlığı tarafından yayınlandı.
Böylece 44 gün süren Dağlık Karabağ savaşının ardından önce 20 Kasım'da Ağdam, 25 Kasım'da da Kelbecer Azerbaycan'a geçmiş oldu. Azerbaycan Savunma Bakanlığı sözcüsü Vakıf Dergahlı, "Geceleri mayınların yolları temizlendi ve ordunun Kelbecer'e girmesinin önü açıldı" dedi.
Bölgedeki BBC muhabirleri Azerbaycan ordusunun Kelbecer'e iki yönden, Daşkesen ve Göygöl'den girdiğini bildiriyor. Göygöl'ün Kelbecer'e mesafesi yaklaşık 80 kilometre.
Ordu birliklerinin Kelbecer'e girmesi Bakü'de büyük bir coşkuyla karşılandı, kalabalık gruplar ellerinde bayraklarla şehitliklere akın etti.
Fransa ise, dünyada hiçbir ülkenin, hatta Ermenistan'ın bile tanımadığı kağıt üstündeki 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ni tanımak için harekete geçti. Fransız Senatosu, bugün beş senatörün gündeme getirdiği söz konusu önergeyi görüşmeye başladı.
Dağlık Karabağ savaşında Ermenistan'ı destekleyen Fransa, skandal tasarıyla bir kez daha çizgiyi aştı. Tasarıda Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği destek kınanırken, hiçbir kanıta dayanmayan yabancı savaşçı iddiası da yineleniyor.
Hafta sonu Ermenistan için yardım toplayan bir derneğe destek ziyaretinde bulunan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Uluslararası hukuka göre Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır. Egemen devletin talebi olmadıkça da müdahale etme hakkınız yoktur" demişti.
Fransa Senatosu, yapılan oylama ile Fransız hükümetinden 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin' tanınmasını öngören teklifi 305 oyla kabul etti.
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı Ermenistan işgalinden kurtarması ile birlikte Fransa'daki Ermeni lobisi harekete geçti. Sağcı ve muhafazakarların çoğunlukta olduğu Fransa Senatosu, Ermeni lobisinin de etkisiyle bugün tavsiye niteliğindeki karar taslağını oyladı. Fransız Senatosu 1'e karşı 305 "evet" oyu ile "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin" tanınmasını öngören teklifi kabul etti. Senatörlerden 30'u ise çekimser kaldı.
Senato, "Fransa hükümetini Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni tanımaya" ve "anlaşmazlığın müzakere edilmiş ve kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulması amacıyla mümkün olan her şeyi yapmaya davet ediyor, böylece 1994 yılında tanımlanan sınırların yeniden tesis edilmesini istiyoruz" diyerek bu müzakerelerin Minsk Grubu tarafından yapılması gerektiğini ifade etti.
Metinde ayrıca Fransız hükümeti, "Dağlık Karabağ'da işlenen savaş suçlarına ilişkin uluslararası bir soruşturma yürütülmesini talep etmeye" davet edildi.
27 Eylül'de başlayan savaşta bozguna uğrayan Ermenistan'da siyasi çalkantı bitmiş değil, son olarak Başbakan Nikol Paşinyan Savunma Bakan Yardımcısı Gabriel Balayan'ı görevden aldı.
10 Kasım'dan bu yana aralarında dışişleri ve savunma bakanlarının da olduğu dört bakanın istifa ettiği Ermenistan'da, muhalif partiler yenilgi anlaşmasını imzalayan Paşinyan'ın koltuğunu bırakmasını istiyor.
Bugün yeni bir açıklama yapan Başbakan Paşinyan, Dağlık Karabağ'a yerleşen Rus barış güçlerinin geleceğiyle ilgili konuştu: "Tabii 5 yıl içinde bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için çaba gösterilmesi gerekiyor. Ancak Karabağ sorunu uzun süredir devam eden bir çatışma olduğu için Rus barış güçlerinin kalışının 5 yılla sınırlı kalacağını düşünmüyorum."
Azerbaycan ordusunun karşısına çıkarılan binlerce gönüllü Ermeni milisten ise silahları iade etmeleri isteniyor. Ria Novosti'ye göre, savaş sırasında pek çok insan savaş alanına silahlarla gitti ancak ateşkesten sonra geri dönmediler.
Diplomasi kanadında da sıcak gelişmeler var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Salı günü telefonda Dağlık Karabağ'daki son durumu görüştü. Liderler, gözlem ve denetleme amacıyla Türkiye'nin Rusya ile kuracağı ortak merkezin en kısa zamanda faaliyete geçmesi için mutabık kaldılar.
Putin ayrıca 10 Kasım anlaşmasını imzaladığı Azerbaycan lideri İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Paşinyan'la da telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kremlin, görüşmelerde Rusya'nın Dağlık Karabağ'da atacağı ek adımların ele alındığını duyurdu.
Rusya lideri Putin, Salı akşamı yaptığı açıklamada ise, "Dağlık Karabağ'daki Rus barış gücü ateşkesin uygulanmasını izliyor, sivillerin güvenliğini sağlıyor, geri dönen mültecilere eşlik ediyor ve insani yardım sağlıyor. Genel olarak durum istikrar kazanıyor" dedi.
Putin ayrıca, Moskova'nın Dağlık Karabağ'daki hamlelerinin, AGİT Minsk Grubu'nun diğer üyeleri ABD ve Fransa ile yapılan anlaşmalara uygun olduğunu söyledi.
Fransa, geçen hafta Dağlık Karabağ'a uluslararası barış gücü konuşlandırılmasını gündeme getirmişti. Halihazırda 23 ayrı noktada 1960 Rus barış gücü askeri bölgede.
Ermenistan'da Kasım ayında gerçekleştirilen bir anket ise, Ermenilerin Dağlık Karabağ'ı tamamen kaybetmesinin önüne son anda geçen Rusya'ya bakışı ortaya koydu. Ermenilerin neredeyse yüzde 85'i Rusya'yı ülkelerinin müttefiki olarak görüyor. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 84'ü Rusya'ya karşı 'iyi bir tavırları' olduğunu söyledi.
Anket, Ermenistan'da yaşayan her beş kişiden dördünün Moskova'dan askeri ve siyasi yardım almaya hazır olduklarını gösterdi. Yüzde 9,4'lük bir oran ise Rusya'dan hoşlanmadığını dile getirdi.
Ankete katılanların yüzde 62,3'ü Rusya'yı Ermenistan için dost ülke olarak nitelendirdi. İkinci sırada yüzde 39,9 ile Fransa, üçüncü sırada ise yüzde 6,4 ile İran yer aldı. Katılımcıların yüzde 5,8'i Amerika Birleşik Devletleri, yüzde 1,2 Gürcistan ve yüzde 0,6 Almanya'yı dostu ülkeler listesinde saydı.
Rusya lideri Vladimir Putin, hafta içinde yaptığı açıklamada, Ermenistan'ın yenilgi anlaşmasını reddetmesi halinde bunun ‘intihar’ olacağını söylemişti. Dağlık Karabağ'ı Ermenistan dahil kimsenin tanımadığını hatırlatan Putin, "Karabağ’ın nihai statüsü belirlenmedi. Bugün var olan statükonun devam etmesi konusunda anlaştık. Bundan sonra ne olacağına gelecekteki liderler, gelecekte bu süreçte yer alacaklar karar verecek" demişti.
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.