26.11.2020 - 20:08 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dağlık Karabağ'da yaşadığı bozgunun ardından diz çöken Ermenistan'dan gelen yeni haber, savaş sırasında gizlenen korkunç sırrı ortaya koydu. Fransa'da alınan skandal karar Ermenistan'ı yine şımarttı.
İşgalci Ermenistan Dağlık Karabağ'da Ağdam ve Kelbecer'i esas sahiplerine teslim etti, Azerbaycan ordusu karlı dağları aşarak zafer mührünü vurdu.
10 Kasım anlaşmasına göre iade edilen Kelbecer'e girilen yerlerden biri Göygöl ilçesine bağlı Toğanalı köyüydü, Azerbaycan birlikleri bu noktadan geçti.
France 24'ün deneyimli muhabiri Catherine Norris-Trent, gördüklerini "Azerbaycan Kelbecer'e birlikler ve askeri araçlar gönderiyor. Bu sabah konvoyda 20'den fazla kamyon saydık" sözleriyle anlattı.
Rus barış güçleri de Kelbecer bölgesinin Azerbaycan'a devri sırasında üçlü anlaşmanın uygulanmasını izledi, Rusların Azerbaycan askerleriyle buluştuğu görüntü TASS ajansı tarafından yayınlandı.
Diplomasi ve siyasi alanda ise Fransa'nın attığı skandal adımın yankıları var. Fransa Senatosu, yeryüzünde hiçbir ülkenin, hatta Ermenistan'ın bile tanımadığı işgalci Dağlık Karabağ'ın tanınmasını isteyen bir tasarıyı kabul etti.
Paris yönetimine tavsiye niteliğindeki kararın herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor ancak Ermeni lobisinin hakim olduğu Senato'da 305 'evet', 1 'hayır' oyu kullanıldı. 30 senatör ise çekimser kaldı.
Türkiye'nin de kınandığı önerge, Senato'daki Bruno Retailleau, Patrick Kanber, Hervé Marseille, Éliane Assassi ve Guillaume Gontard olmak üzere beş siyasi parti grup lideri tarafından teklif edildi.
Senato Dışişleri Komisyonu Başkanı Christian Cambon, kararı Fransa'nın Ermeni halkıyla 'dostluğunun ve dayanışmasının' bir sembolü olarak gördüklerini belirtti, Senatör Patrick Kanner tanımanın 'sadece sembolik değil, aynı zamanda görev olduğunu' savundu.
Senato'daki oylamaya Fransa lideri Emmanuel Macron mesafeli yaklaşıyor. Macron hafta sonu "Uluslararası hukuka göre Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır. Egemen devletin talebi olmadıkça da müdahale etme hakkınız yoktur" ifadesini kullanmıştı.
Fransa'nın Azerbaycan Büyükelçisi Zacharie Gross, Twitter hesabından paylaştığı mesajda "Dağlık Karabağ'ı tek taraflı olarak tanımak Fransız hükümetinin politikası değildir" mesajını paylaştı.
Karar beklendiği gibi Azerbaycan ve Türkiye'den çok sert tepki gördü. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, "Bu karar Azerbaycan için sıradan bir kağıt parçasından başka bir şey değildir" ifadesini kullandı.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, kararın 'yasal bir gücü olmadığını' hatırlatıp "Ancak kararın siyasi önemi göz önüne alındığında, böyle bir kararın arabuluculuk yetkisine sahip bir ülke tarafından kabul edilmesi, ülkenin tarafsızlığını ciddi şekilde sorgulamaktadır" açıklamasını yaptı.
Azerbaycan, Fransa Senatosunun Dağlık Karabağ ihtilafı hakkında dün kabul ettiği karar dolayısıyla Fransa'ya nota verdi.
Bakanlık yetkilileri, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı, Helsinki Nihai Senedi, BM Güvenlik Konseyinin 1993 tarihli ilgili kararlarına ve uluslararası hukuk norm ve ilkelerine aykırı olan Fransa Senatosunun kararına karşı verilen notayla ilgili Büyükelçi Gross'u bilgilendirdi. Büyükelçi Gross da Azerbaycan'ın notasını ülkesinde ilgili makamlara ileteceğini kaydetti.
Türk Dışişleri ise bu sabah resmi açıklama yaptı, "Fransa Senatosu’nun Azerbaycan’a işgalden kurtardığı kendi topraklarından çekilmesi çağrısında bulunması ciddiye alınamayacak kadar gülünç, tarafgir ve gerçeklerden kopuk bir anlayışın tezahürüdür" dedi.
Yenilgi anlaşmasını imzaladığı dakikadan bu yana muhalefet tarafından istifası istenen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise, beklendiği gibi Fransa'ya teşekkür etti. Fransızca Twitter mesajı paylaşan Paşinyan, Fransızlara derin şükranlarını sundu ve akılalmaz bir yorumla kararın 'uluslararası hukuk'a uygun olduğunu ileri sürdü.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı ise Fransa'da alınan ve hiçbir bağlayıcılığı olmayan karar için skandal bir yorum yaptı. Pişkinliğin son noktası olan resmi açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Fransız Senatosu tarafından kabul edilen karar, Dağlık Karabağ halkı tarafından uygulanan kendi kaderini tayin hakkının tanınmasına yönelik belirleyici bir adım."
Ermenistan ayrıca, kararın Türk politikasının genişletilmesi ve uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerinin açıkça kabul edilmesi açısından özellikle önemli olduğunu ileri sürdü.
Paşinyan ayrıca Çarşamba günü Rus medyasına verdiği röportajda "Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'ın statüsü konusundaki tutumunu biliyorsunuz ve elbette bizim tutumumuz değişmedi" gibi bir cümle kurdu.
Ruslar 23 gözlem noktasında ateşkesi takip ediyor, Rus medyası bölgenin önemli dini yapılarından biri olan Dadivank Manastırı'nda halen Rus askerlerinin bulunduğunu aktarıyor.
Kelbecer'den çekilen Ermenistan askerleri ise yenilgiye doymayıp yeni sınır hattında büyük bir provokasyona girişti, kontrol noktalarına bayraklar astı.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının dünyaya servis ettiği karelerde, askerlerin kontrol noktalarının yanı sıra Çerektar köyü yakınlarındaki tepelere de bayrak diktiği görüldü.
Reuters haber ajansı ise, kısa süre önce Azerbaycan'ın işgalden kurtardığı Hadrut'tan fotoğraflar servis etti. Kasabadaki Azerbaycan askerlerinin mutluluğu göze çarpıyor.
Savaş sırasında Dağlık Karabağ'dan kaçanlar ise Rusya'nın kontrolünde geri dönüyor. Rusya Savunma Bakanlığı sözcüsü Igor Konashenkov, ateşkes anlaşmasından bugüne kadar 15 bin Ermeninin Hankendi'ye taşındığını açıkladı.
Rusya Savunma Bakanlığı ayrıca Hankendi'de hayatın yeniden normale döndüğünü bildiriyor. Resmi açıklamaya göre, şehirdeki toplu taşıma yeniden başladı, elektrik ve su temini sağlandı.
Azerbaycan Ağdam ve Kelbecer'in ardından 1 Aralık tarihinde de Laçin'i Ermenistan'dan teslim alacak ve böylece işgal sona ermiş olacak.
44 gün süren Dağlık Karabağ savaşında ağır kayıplar veren Ermenistan ordusunun kaç askerinin öldüğü gizemini korurken, son gelen rakamlar şok etkisi yarattı.
Halen çok sayıda askerin kayıp olduğu biliniyor, Ermenistan 8 bin askerin ölümünü konuşmaya başladı. CNN, Al Jazeera ve The Guardian gibi prestijli medya kuruluşlarına muhabirlik yapan Neil Hauer, rakamın 10 bin bile olabileceğinin konuşulduğunu aktarıyor.
Rus uzmanlar, savaşın kaderini değiştiren Şuşa'da yol kenarlarına yığılmış ceset fotoğraflarını hatırlatıp Ermenistan'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin nedenini vurguluyor.
Silahların susmasıyla Rus barış güçleri, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Azerbaycan ve Ermenistan orduları Dağlık Karabağ'daki ölü ve kayıpları arıyor. Misyonun ilk haftasında 2 binden fazla cesede ulaşıldı.
Paşinyan dün ise bölgeye yerleşen Rus barış güçlerinin beş yıldan fazla Dağlık Karabağ'da kalabileceğini söylemişti: "Karabağ sorunu uzun süredir devam eden bir çatışma olduğu için Rus barış güçlerinin kalışının 5 yılla sınırlı kalacağını düşünmüyorum."
Fransa, geçen hafta Dağlık Karabağ'a uluslararası barış gücü konuşlandırılmasını gündeme getirmişti. Halihazırda 23 ayrı noktada 1960 Rus barış gücü askeri bölgede.
Ermenistan'da Kasım ayında gerçekleştirilen bir anket ise, Ermenilerin Dağlık Karabağ'ı tamamen kaybetmesinin önüne son anda geçen Rusya'ya bakışı ortaya koydu. Ermenilerin neredeyse yüzde 85'i Rusya'yı ülkelerinin müttefiki olarak görüyor. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 84'ü Rusya'ya karşı 'iyi bir tavırları' olduğunu söyledi.
Anket, Ermenistan'da yaşayan her beş kişiden dördünün Moskova'dan askeri ve siyasi yardım almaya hazır olduklarını gösterdi. Yüzde 9,4'lük bir oran ise Rusya'dan hoşlanmadığını dile getirdi.
Ankete katılanların yüzde 62,3'ü Rusya'yı Ermenistan için dost ülke olarak nitelendirdi. İkinci sırada yüzde 39,9 ile Fransa, üçüncü sırada ise yüzde 6,4 ile İran yer aldı. Katılımcıların yüzde 5,8'i Amerika Birleşik Devletleri, yüzde 1,2 Gürcistan ve yüzde 0,6 Almanya'yı dostu ülkeler listesinde saydı.
Rusya lideri Vladimir Putin, hafta içinde yaptığı açıklamada, Ermenistan'ın yenilgi anlaşmasını reddetmesi halinde bunun ‘intihar’ olacağını söylemişti. Dağlık Karabağ'ı Ermenistan dahil kimsenin tanımadığını hatırlatan Putin, "Karabağ’ın nihai statüsü belirlenmedi. Bugün var olan statükonun devam etmesi konusunda anlaştık. Bundan sonra ne olacağına gelecekteki liderler, gelecekte bu süreçte yer alacaklar karar verecek" demişti.
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.