22.04.2021 - 05:06 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Son 50 yılın en büyük askeri sevkiyatının ardından Karadeniz'e devasa bir ordu yığan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD ve NATO'ya meydan okuyup düğmeye bastı. ABD'den karşı hamle geldi.
ABD'li teknoloji şirketi Maxar, Putin'in 2014'te el koyduğu Kırım'daki Angarsky eğitim alanına konuşlandırılan binlerce askerin uydu görüntülerini dünya ile paylaştı.
Maxar'ın gökyüzünden çektiği fotoğraflar arasında, yine Karadeniz kıyısındaki Kırım'da bulunan Opuk eğitim alanında bekleyen ordu birlikleri göze çarpıyor.
Voronezh'deki Pogorovo eğitim alanında binlerce tank dikkat çekerken, Morozovsk hava üssünde kalkışa hazırlanan 11 SU-34 savaş uçağı da yine objektife yansıdı.
Kırım'daki Saki hava üssünde ise birçok filodan Karadeniz'e kaydırılan onlarca savaş uçağı var. Rusya lideri Putin, ABD savaş gemilerinin Karadeniz'e doğru yöneldiği saatlerde bir gövde gösterisine girişti.
Karadeniz'e Azak Denizi'ne bağlayan Kerç Boğazı'nı kapatan Putin, onlarca savaş gemisi ve sayıları 50'yi bulan jetin katıldığı gövde gösterisinde çok sayıda füze ateşledi.
Rus ordu televizyonu Zvezda'nın ekrana getirdiği görüntülerde, daha önce Suriye'deki operasyonlarda kullanılan Amiral Essen firkateyninin ilk kez Caliber füzeleri ateşlediği görüldü.
Karadeniz'i alev topuna çeviren 20'yi aşkın savaş gemisine su üzerinde alçaktan uçan 50 adet jet de katıldı. Moskova, tatbikatta saldırı amaçlı kullanılan araçlar bulunmasına rağmen rutin savunma amaçlı bir gösteri düzenlendiğini savunuyor.
Rus medyasına konuşan bir askeri sözcü, alçaktan uçan jetleri "Güney Askeri Bölgesi'nin hava kuvvetlerinin üç filosu, bir saldırıda konum elde etmek için tatbikatlar düzenledi" sözleriyle değerlendirdi. Karadeniz'deki sıcak gelişmelere geniş yer ayıran İngiliz medyası ise, dört Rus Ropucha sınıfı geminin bir saldırı hazırlığı için 15'ten savaş gemisine katılarak bir araya geldiğini aktarıyor.
ABD ile gerginlik artarken, Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Moskova Büyükelçiliği’nin 10 çalışanının 21 Mayıs akşamına kadar Rusya’yı terk etmesi gerektiğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı'nın yayınladığı açıklamada, ABD’nin Moskova Büyükelçi Yardımcısı Bart Gorman’a bugün elçiliğin 10 çalışanının ‘istenmeyen kişi’ ilan edildiğine dair nota sunulduğu, bu kişilerin 21 Mayıs akşamına kadar Rusya’yı terk etmesi gerektiği belirtildi.
Açıklamada, “21 Nisan’da ABD’nin Rusya Federasyonu’ndaki Büyükelçisi Yardımcısı Bart Gorman Rusya Dışişleri Bakanlığı’nda çağrılarak, kendisine Moskova'daki ABD Büyükelçiliği'nin 10 çalışanının ‘istenmeyen kişi’ ilan edildiğine dair nota sunuldu. Bu kişilerin 21 Mayıs gün sonuna kadar ülkemizi terk etmeleri istendi” ifadelerine yer verildi.
Rusya lideri Putin, her yıl geleneksel olarak parlamento üyelerine yaptığı konuşmada beklendiği gibi sözü Ukrayna krizine getirdi ve Moskova'nın provokasyonlara karşılık vereceğini söyledi: "Rusya'ya karşı herhangi bir kışkırtıcı eylem düzenleyenler, uzun süredir hiçbir şeyden pişman olmadıkları kadar pişman olacaklar."
Hiçbir ülkenin Rusya'nın kırmızı çizgilerini geçmemesini umduğunu söyleyen Putin, Moskova'nın diğer ülkelerle iyi ilişkiler istediğini ancak bazılarının Rusya'yı suçlamayı spor haline getirdiğini savundu.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Psaki, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rusya'ya karşı kışkırtıcı eylem düzenleyenlerin pişman olacağı uyarısına ilişkin, "Putin'in söylediği hiçbir şeyi kişisel algılamıyoruz." dedi.
ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarının istenilen eylemleri doğurup doğurmadığının sorulması üzerine Psaki, "Biz yaptırımları uygularken, bunların hemen bir davranış değişikliğine yol açmasını beklemiyorduk. Ancak kesinlikle kabul edilemez ve devam etmemesi gereken eylemlere karşı net bir mesaj yolluyoruz." ifadesini kullandı.
Psaki, Rusya'ya "istikrarlı ve öngörülebilir" bir ilişki niyetlerini daha önce ilettiklerini vurgulayarak, "Rusya ile ilişkilerimiz olumsuz bir yörüngede devam etmek zorunda değil. Uyguladığımız yaptırımlar, kimseyi bir zirve yapmaya ikna etmeyi amaçlamıyordu. Bu da zaten garip olurdu." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya ile ortak çalışabilecekleri alanlar ve Putin'e zirve davetlerinin halen geçerli olduğuna işaret eden Psaki, "Bu zirve için üst düzey görüşmelere devam ediyoruz." dedi. Psaki, bugün Putin'in yaptığı konuşmasındaki "Rusya'ya karşı herhangi bir kışkırtıcı eylem düzenleyenler, uzun süredir hiçbir şeyden pişman olmadıkları kadar pişman olacaklar." sözlerinin ABD'ye yönelik bir uyarı olup olmadığının sorulması üzerine "Biz, Putin'in söylediği hiçbir şeyi kişisel algılamıyoruz." ifadesini kullandı.
Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’ya ABD'nin bir suikast planladığına yönelik iddialara da yanıt veren Psaki, "Bu iddiaların hiçbir gerçeklik temeli olmadığını söyleyebilirim." dedi.
Cephenin Ukrayna tarafında ise, Kiev yönetimi Kırım'dan güney Ukrayna'ya deniz ve kara saldırısı bekliyor. Ukraynalı bir subay, "Ukrayna ordusu bu gemileri çok ciddiye alıyor" dedi.
Subay şöyle devam etti: "Rus senaryolarından birinin, Kırım'a su sağlamak için güney Ukrayna'daki su tedarik tesislerini ele geçirmek için işgal altındaki Kırım'dan deniz ve hava saldırısı olduğunu tahmin ediyoruz."
Yerel medya ayrıca, Putin'in Ukrayna ile bir tank muharebesine hazırlandığını, Kırım'ın kuzeyindeki Krasnoperekopsk'a taşınan tankların Ukrayna'ya söz konusu noktadan giriş yapacağını yazdı.
Kremlin yanlısı medyada çıkan haberlere göre Putin, Karadeniz'in bazı kısımlarını yabancı ve askeri gemilere altı ay boyunca kesmeyi planlıyor.
Bu, 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilen Kırım yarımadasının doğu ucundaki Kerç Boğazı ile Karadeniz'e bağlanan Azak Denizi'ndeki Ukrayna limanlarına erişimi içerebilir.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Pazartesi günü "Bu, Moskova'nın Ukrayna'yı baltalamak ve istikrarı bozmak için devam eden kampanyasında bir başka nedensiz gerilim anlamına geliyor" deyip ekledi:
"Bu gelişmenin, Rusya'nın işgal altındaki Kırım'da ve Ukrayna sınırları çevresinde, 2014'teki işgalden bu yana görülmeyen seviyelerde yığınak yapması sırasında gelmesi, özellikle rahatsız edici."
Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy ise, Pazartesi akşamı sürpriz bir çıkış yaparak Rus mevkidaşı Putin'le yedi yıldır silah seslerinin kesilmediği Donbas'ta bir araya gelmeyi önerdi.
Facebook'tan bir görüntülü mesaj yayınlayan Zelenskiy, çağrısında, "Sayın Putin: Daha da ileri gitmeye ve sizi savaşın olduğu yerin, yani Donbas'ın herhangi bir yerinde buluşmaya davet etmeye hazırım" dedi:
"Vatandaşlarımızın savaşın sekizinci yılında, Avrupa için canı pahasına kalkan olan bir ülkenin sadece ortaklar olarak değil, aynı takımın oyuncuları olarak da doğrudan sahada, omuz omuza destek alacağına dair net işaretlere ihtiyacı var.
Ukrayna, çatışmayı diplomasi yoluyla bitirmek istiyor ancak saldırıya uğrarsa kendini savunmaya hazır. Ukrayna savaşı istiyor mu? Hayır. Ama Ukrayna savaşa hazır mı? Evet."
Donbas'taki Ukrayna Silahlı Kuvvetleri yetkilileri, Milli Savunma Bakanlığı'na toplu mektuplar göndererek savaşmayı reddettiklerini duyurdu. 1 Nisan'dan bu yana 16'sı subay olmak üzere 40'tan fazla Ukraynalı asker, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri 14. Tugayından istifa etti.
Ukrayna medyasına göre kitlesel çıkışın arkasındaki sebep, personelin düşük psikolojik durumunun yanı sıra onları korkutan düşmanlıkların yeniden başlaması söylentileri.
Savunma Bakanlığı sözcüsü, cephede asker bulunmaması nedeniyle 14. Tugay komutanı Albay Sergey Voiçenko'nun bölgeye yedek kuvvetler gönderdiğini de söyledi.
Mart ayı sonundan bu yana Rusya'nın Ukrayna sınırına yığınak yapması, beklendiği gibi Kiev yönetiminin müttefikleri ABD ve Avrupa Birliği'nde alarm zillerinin çalmasına yol açtı.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba'yı Brüksel'de ağırlayan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Putin'in Donbas ve Kırım'a 100 bini aşkın asker yerleştirdiğini açıkladı.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon ise, Rus ordusunun Ukrayna sınırına yaptığı yığınağın 2014'ten büyük olduğunu resmen açıkladı. Sözcü John Kirby, "2014'ten kesinlikle büyük" dedi ancak bir rakam vermedi.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba, Pazartesi akşamı "Bir hafta içinde sınırda toplam asker sayısının 120 binden fazla olması bekleniyor ancak bu demek değil ki bu rakamda kalacaklar" diye konuştu.
ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya lideri Putin arasındaki telefon görüşmesinden sonra Karadeniz'e geçişleri askıya alınan Amerikan savaş gemileri, Ege Denizi'nden Marmara'ya doğru seyrediyor.
Girit Adası'ndaki Suda Üssü'nden hareket eden USS Donald Cook ve USS Roosevelt gemilerinin Karadeniz'e yöneldiğini bildiren Rus medyası, nihai rotanın Kırım Yarımadası olduğunu kaydediyor.
Yerel medya ayrıca, Karadeniz'e giriş yapacak ABD savaş gemilerinin Ukrayna'nın doğusunda yer alan Donbas'taki Rus yanlısı ayrılıkçıları yüzlerce Tomahawk füzesiyle vuracağını da ileri sürdü.
Rus resmi yayın organı Sputnik ise, Mayıs ayında Karadeniz'e geçecek İngiliz savaş gemilerinin Moskova'nın gözünü korkutmak istediğini yazdı. Sputnik'e konuşan bir yetkili, Rusya'nın Karadeniz dışındaki güçlerin Montrö Sözleşmesi'ni uygulamasını beklediğini söyledi.
İngiltere, savaş gemilerinden birinin İstanbul Boğazı'ndan geçişi için Türkiye'ye bildirim yaptı. İngiliz medyası Akdeniz'de bulunan uçak gemisi Queen Elizabeth'teki F-35 jetleri ve denizaltı avcısı Merlin helikopterlerinin Karadeniz'e geçecek savaş gemilerine destek vereceğini yazıyor.
Ukrayna'nın doğusunda Mart ayı sonunda ateşkesin havaya uçmasıyla tırmanan gerilimin hemen ardından, yeryüzünün en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi Rusya yarım milyon askerini harekete geçirdi. Rusya'daki Echo Moscow radyosuna konuşan uzmanlar, Vladimir Putin'in son 50 yılın en büyük askeri sevkiyatı için emir verdiğini ve cephe hattındaki hareketliliğin Soğuk Savaş'ın en gerilimli dönemlerini hatırlattığını söylüyor.
Rus askeri analist Pavel Felgenhauer, kendisine yöneltilen 'Rusya savaşın eşiğinde mi?' sorusunu 'Neredeyse' kelimesiyle yanıtlayıp devam etti: "Tüm ordu topyekun seferberlik halinde, Pasifik'ten Baltık Denizi'ne kadar. Bütün birlikler. Bu 1973 veya 1962'den bu yana olmadı."
Rus medyasındaki dikkat çeken haberlerde Moskova'nın en çok korktuğu senaryonun gerçekleşme ihtimalinin arttığını gösteriyor: 'Ukrayna NATO'nun yeni üyesi olabilir!' Romanya medyasından Contributors için yazan siyaset bilimci Valentin Naumescu, Rusya ile Ukrayna arasında süregelen gerginliğin adını koyuyor:
"Biden yönetiminin Rusya'yla yürütülen güç savaşının bu aşamasında uygulayabileceği ve Doğu Avrupa'daki koşulların yanı sıra Moskova'nın Avrupa'daki nüfuzunu kökten değiştirecek hızlı, acımasız ve stratejik açıdan ustaca bir hamle varsa o da budur: NATO zirvesi sırasında Ukrayna'yı Kuzey Atlantik İttifakı'na katılmaya davet etmek...
Rusya ile Batı arasındaki bu müzmin oyunda yapılacak böylesi bir hamle, Putin'in 2008'den bu yana inşa ettiği 'stratejik yapıyı', yani Rusya'nın Batı'nın 'saldırganlığı' karşısında güvenlik garantisi olarak gördüğünü ilan ettiği talihsiz 'tampon bölgeyi' bozabilir."
Rus nüfus ve Rusya yanlılarının ağırlıkta olduğu Donbas bölgesinde (Donetsk ve Lugansk) tek taraflı bağımsızlık ilan edilmesinin ardından, Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında çatışmalar 2014'ten bu yana aralıklı olarak devam ediyor.
Son haftalarda Rusya yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki çatışmalar yoğunlaşırken, Moskova’nın sınırın diğer tarafındaki askeri varlığını artırması iki ülke arasında sıcak çatışmaya yönelik endişeleri doruk noktasına çıkardı.
Donbas krizinin çözümüne ilişkin müzakereleri Rusya, Ukrayna ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'ndan (AGİT) oluşan Üçlü Temas Grubu yürütüyor. Taraflar arasındaki en son kapsamlı ateşkes, Temmuz 2020'de sağlanmıştı.
Ukrayna Parlamentosu, yedi yıl önce Kırım'ın ilhakı ve Donbas'taki gelişmeler sonrası Rusya'yı 'saldırgan' ülke olarak nitelendiren yasayı onaylamıştı. Vladimir Zelenskiy de, iki hafta önce Kırım'ın kurtarılmayı amaçlayan Askeri Güvenlik Stratejisi'ni onaylamıştı.