18.08.2021 - 09:11 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Afganistan'ın başkenti Kabil'e girdikten sonra korkunç görüntülere sebep olan Taliban'ın son düşen videosu kan dondurdu. Olay, tam da grubun kadın haklarına vurgu yaptığı sırada meydana geldi.
Taliban Sözcüsü Zabibullah Mücahit, Afganistan'da tüm tarafları kapsayacak hükümet kurmak istediklerini söyledi. Mücahit, Kabil'de düzenlediği basın toplantısında aralarında kadınların da bulunduğu yerli ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Taliban Sözcüsü, Afganistan'da tüm tarafları kapsayacak hükümet kurmak istediklerini ve çok yakında "İslami hükümetin" kurulacağı bir anlaşmaya varacaklarını ifade etti.
Eski askeri yetkililer ve yabancı güçlerle çalışan kişiler dahil kimseden intikam almayı planlamadıklarını, "herkesi affettiklerini" dile getiren Mücahit, Afgan kadınlara haklarını "İslami temelde" sağlamayı taahhüt etti ve kadınlara karşı ayrımcılık yapılmayacağını belirtti.
Zabibullah Mücahit, tüm medya kuruluşlarının faaliyetlerine devam etmesini istediklerini, Afganistan'dan hiçbir ülkeye tehdidin söz konusu olmayacağını ve ülkedeki büyükelçiliklerin tümüyle güvende olduklarını kaydetti.
Taliban Sözcüsü, "savaşın tekrarını istemediklerini ve çatışma faktörlerini ortadan kaldırmak istediklerini" belirterek, Afganistan'ın kimseyle ihtilafı olmadığını söyledi.
Afganistan'da kadınların da aynı haklara sahip olacağını, kendi kurallarına göre kadınların eğitim, sağlık ve diğer alanlar gibi farklı sektörlerde çalışabileceklerini aktaran Mücahit, "Bizimle omuz omuza çalışacaklar. Uluslararası toplumu temin etmek istiyoruz ki; kadınlara karşı ayrımcılık olmayacak ama tabii ki dini çerçevemiz dahilinde." ifadesini kullandı.
Taliban Sözcüsü, birçok ülkeyle görüştüklerini de aktararak, bu ülkelerden yardım ve ekonomilerine katkı sağlamalarını istediklerini söyledi. Tüm Afgan halkına Afganistan'ı çok yakında değiştireceklerinin güvencesini verdiklerine işaret eden Mücahit, olumlu bir değişikliğin olacağını, Afganların güvenliği ve herkes için daha iyi bir yaşamı sağlayacaklarını dile getirdi.
Ancak bu konuşmanın ardından Takhar vilayetinde burkasız sokağa çıkan bir kadının, grubun üyeleri tarafından kurşun yağmuruna öldürülmesi tüm dünyada şok etkisi yarattı.
Öte yandan Kabil'de, silahlı üyelerle dolu Taliban araçları, aktivistler ve hükümet çalışanlarını yakalamak için yerleşim alanlarında devriye gezerken görüldü. Araç caddede hızlanırken silah sesleri duyuldu.
Salı günü erken saatlerde, bir Afgan ve eski Dışişleri Bakanlığı çalışanı Fox News'a, Taliban savaşçılarının Kabil genelinde kontrol noktaları kurduğunu, bazı durumlarda havaalanına gidip ülkeden kaçmaya çalışan sivilleri dövdüğünü söyledi.
Taliban Sözcüsü medyaya yaptığı açıklamada, yönetimlerinin insanları zorlamayacağını ve yararlarına çalışacağını belirterek, "Tüm medya gruplarının İslami kurallarımıza göre çalışırlarsa özgür olacaklarını, çalışabileceklerini, özgürce yayın yapabileceklerini temin etmek istiyorum." diye konuştu. Medyadan 3 isteğinin olduğunu belirten Mücahit, medya mensuplarının Afganistan'da İslam'ın çok önemli olduğunu bilmeleri gerektiğini ifade etti.
Taliban Sözcüsü, "yayınlarında Şeriata aykırı bir şey varsa bunlara izin verilmeyeceğini" ancak "İslam'a göre, özgürce yayın yapma" hürriyetine sahip olabileceklerini söyledi. Medyanın, Afgan ulusal değerlerine aykırı yayın yapması durumunda buna izin vermeyeceklerinin altını çizen Mücahit, "Her Afgan'ın birlikte yaşamasını istiyoruz. Bir ülkede kardeşçe, kardeşçe yaşamalarını istiyoruz. Medyamızın bize yardım etmesini ve bizimle çalışmasını istiyorum." dedi.
Bu olaylar yaşanırken Afganistan'da kadınların rolüne ilişkin soruya, "Kadınların çalışabileceği ve Şeriata göre eğitim alabileceği" yanıtını veren Mücahit, "Onlar toplumumuzun çok önemli bir parçası, onlara ihtiyacımız var. Şeriata göre, toplumumuzda aktif olarak yer almaları gerekiyor." ifadesini kullandı.
Mücahit, "İslam'ın sınırları içinde kadınların tüm haklarını teminat altına aldıklarını" söyledi.ABD ile çalışan Afganlar konusunda nasıl bir garanti verebileceklerine ilişkin soru üzerine Taliban Sözcüsü, orduda görev yapan ya da ABD'lilere tercüme hizmetinde bulunan herkesi affettiklerini bildirdi.
İntikam alınmayacağını vurgulayan Mücahit, "Yetenekli, eğitimli tüm gençlerin gitmesini istemiyoruz. Onları burada, Afganistan'da, kendi ülkeleri için çalışmasını istiyoruz." dedi. Taliban Sözcüsü, kimsenin peşine düşmeyeceklerini temin ettiğini belirterek, kimsenin onlara neden ABD'lilerle birlikte çalıştığını sorgulamayacağını söyledi.
Ülkeyi terk etmek üzere Kabil Havalimanına giden binlerce kişinin durumuna ilişkin soru üzerine Mücahit, bu insanların "evlerine dönmesi" çağrısında bulunarak, intikam alınmayacağını yineledi. Mücahit, savaş zamanında durumun farklı olduğunu ancak ülkenin değiştiğini ve artık kimsenin onları takip etmediğini belirterek, "Kimse onlara neden Amerikalılarla veya yabancılarla çalıştığını sormayacak. Geri dönmelerine izin var. Gitmelerine gerek yok. Herkes için af var." ifadelerini kullandı.
ABD Hava Kuvvetleri yetkilileri, Kabil'den ayrılmak isteyen Afganların kalkış yapmaya hazırlanan C-17 askeri kargo uçağının kanatlarına tırmandığı sırada yaşanan kaostaki sivil kayıplarını soruşturduklarını açıkladı. Kaç kişinin öldüğü konusunda sayı vermeyen yetkililer, kargo uçağının iniş takımlarında insan vücudu parçaları bulunduğunu ise doğruladı.
Taliban'ın elini kolunu sallayarak iktidarı devirdiği Afganistan dünya gündeminin ilk sırasına yerleşti. Son dakika ajanslara düşen silah videoları ise şok etkisi yarattı. Yerel medya ise, daha önce yayınlanmamış bir kaydı ekrana getirdi.
Söyleyecekleri merakla beklenen ABD lideri Joe Biden, televizyonların canlı yayınladığı konuşmasında kameralar karşısına geçti ve Afganistan'dan çekilme kararının arkasında durdu. Göreve geldiğinde eski başkan Donald Trump döneminde Taliban'la yapılmış bir anlaşma devraldığını hatırlatan Biden, söz konusu metne göre 1 Mayıs 2021'de Afganistan'dan çıkmaları gerektiğini kaydetti:
"Afganistan'a neredeyse 20 yıl önce gittik. El Kaide'nin Afganistan’ı bir üs olarak kullanmasını engelleme amacımız vardı bunu başardık. El Kaide lideri Usame bin Ladin'in peşini bırakmadık ve yakaladık. Bu da 10 yıl önceydi. Bizim Afganistan’da görevimiz buydu. Hiçbir zaman Afganistan’da bir ulus inşa etmek gibi bir görevimiz olmadı. Hiçbir zaman Afganistan’a bir demokratik düzen kurmak amacıyla gitmedik. Bu yüzden de asker sayısının arttırılmasına Başkan Yardımcısı'yken de itiraz ettim. Bugün de ediyorum...
Görevi devraldığımda Afganistan’daki ABD askeri sayısı zaten azalmıştı. 15 bin 500 askerden 2 bin 500’e düşmüştü. Taliban, 2001’den bu yana en güçlü konumundaydı. Benim elimde iki seçenek vardı; ya anlaşmaya sadık kalacak ya da yeniden savaş riskini göze alacaktım. 1 Mayıs’tan itibaren askerlerimizi orada koruyacak hiçbir anlaşma ya da statüko da var olmayacaktı. Ya anlaşmaya uyacak ya da yine binlerce ABD’li yeniden bir savaşa sokacak ve Afganistan’daki savaş 30. yılına başlamış olacaktı. Ben net olarak kararımın arkasındayım. Afganistan'daki siyasiler pes etti ve ülkeden kaçtılar. Afgan ordusu çöktü ve savaşmayı dahi denemediler. Bu noktada ABD askerleri hiçbir şekilde böylesi bir savaşa dahil olmamalılar.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, Salı günü yaptığı açıklamada müttefiklerin bugün tahliyeler için ek uçakları Kabil'e gönderdiğini ve Taliban'ın Afganistan'dan ayrılmak isteyen herkese izin vermesi gerektiğini söyledi. Afganistan'da sonsuza kadar kalmayı planlamadıklarını kaydeden Stoltenberg, ittifakın son birkaç haftada yaşanan askeri ve siyasi çöküşü öngöremediğini itiraf etti.
Ortaya yeni çıkan bir video gündemi sarstı. Kabil Havaalanı'nın geliş alanında bırakılmış, hem ABD hem Sovyet yapımı kasklar, vücut zırhları ve mühimmatla dolu rafları gösterdi.
Amerikan ve Sovyet yapımı silah yığınlarının arasında çeşitli tüfekler ve kurşun geçirmez yelekle de bulunuyor. Afgan güvenlik güçleri ve hükümet personeli, şu anda ülkeyi terk etmeye çalışanlar arasında.
Taliban vahşetinden kaçıp Kabil Havalimanı'na yığılan Afganlar uçaklara binmek için umutsuzca çırpınırken, askıya alınan tahliye uçuşları güvenliğin sağlanmasıyla Salı gecesinden itibaren yeniden başladı.
Pazartesi günü havalimanına ulaşmak isteyenler duvarlara tırmanıp içeri girmeyi denedi, içerideki pistte ise bir ABD askeri kargo uçağının kanadına tutunan onlarca kişinin yer aldığı video kaydı bütün dünyada şok etkisi yarattı.
Amerikan askeri uçağının kanadına binenlerden birinin çektiği video ise, Afgan yerel medyası tarafından yayınlandı. Söz konusu kaydı çeken kişi, etraftakilerin yanı sıra kendisini de görüntülüyor.
Pazartesi günü havalanan uçaklardan düşüp hayatını kaybedenler oldu, uluslararası haber ajansları havalimanını koruyan ABD askerlerinin ateş açtığını ve 'son dakika' koduyla duyurdu. Eşi benzeri olmayan kaosta onlarca insan öldü ve yaralandı.
Dünyanın saniye saniye izlediği Kabil Havalimanı'ndaki kaos, uydu görüntülerine de yansıdı. Uydu görüntüleri sağlayan Maxar Technologies adlı şirket, havalimanı ve çevresindeki kalabalığı aktardı.
Maxar'ın Twitter üzerinden paylaştığı karelerde, pistlerin kenarında bekleyen binlerce kişi, uçakların etrafındaki kalabalık ve ABD ordusuna ait zırhlı araçlar net şekilde görüldü.
Pazartesi akşam saatlerinde ise yeni bir fotoğraf yayınlandı. ABD'ye ait C-17 kargo uçağı 150 kişi taşıması için tasarlanmıştı ve büyükelçilik personelini tahliye etmesi planlanıyordu.
Ancak havalimanında canhıraş bir şekilde bekleyen kalabalık da uçağa alındı ve C-17 tam 640 kişiyle havalandı. Afgan göçmenlerin Teksas veya Wisconsin'e götürüldüğünü Pentagon doğruladı.
Ankara'nın Taliban dahil tüm taraflarla diyalog içinde olduğunu aktaran Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ""Şu ana kadar Taliban'ın verdiği mesajları olumlu karşıladığımızı söylemek isteriz. Afganistan'ın ekonomik kalkınmasını, istikrarını, barışını, huzurunu desteklemeye devam edeceğiz" dedi.