02.02.2021 - 12:40 | Son Güncellenme:
AA
Türkiye, son yıllarda art arda hayata geçirdiği savunma sanayii hamleleriyle sadece çok daha güçlü platformlara ulaşmakla kalmadı, bu süreçleri yerli ve milli adımlarla güçlendirerek aslında gelecek dönemin temellerini de attı.
Kara kuvvetlerinin kullanımına sunulan araç ve mühimmatlar, hava kuvvetleriyle aşılan eşikler, donanmada gelinen tarihi seviyeler derken Türkiye bir yandan da dünyada henüz çok az sayıda ülkenin başarabildiği teknolojilerin de peşinde düştü ve adından söz ettirmeye başladı.
TRT Haber'den Sertaç Aksan'ın derlediği bilgilere göre; varılan noktada bambaşka bir alandan daha müjde geldi. Türkiye, tamamen yerli ve milli imkanlarla ilk kez seramik kaplı namlu üretmeyi başardı.Peki ama seramik kaplı namlu Türk savunma sanayii için ne anlama geliyor? Bu gelişme neden önemli? Bu teknolojiyi dünyada uygulayabilen ülkeler kimler? Tüm bu soruların yanıtını seramik namluyu üretmeyi başaran Ankara merkezli savunma sanayi firmasının Genel Müdürü Fazıl Hızal ile konuştuk.
Yaklaşık 2000’li yılların başından bu yana sektörde farklı alanlarda hizmet verdiklerini anlatan Hızal, elektromanyetik top çalışmalarına yoğunlaştıklarını ve aslında mühimmat-balistik konularıyla ilgili çalışmalara da bu vesileyle girdiklerini söylüyor.TSK ve savunma sanayiindeki diğer kurumlarla çalıştıkları sırada hemen bütün projelerde ya lisans ya da parça temini konusunda bir şekilde yurt dışına bağımlı olunduğunu gördüklerini kaydeden Fazıl Hızal, namlu konusundaki benzer sorunları fark ettiklerini söyledi.
“Biz elektromanyetik top çalışırken, savunma sanayiinde namlu imalatında kaplama ve yiv-set açılması ile ilgili bazı sorunlar mevcuttu” diyen Hızal, sonrasını şöyle anlatıyor:“Namlu imalatı için makine ve makinada kullanılan özel metal parçalar sorun oluyor, makinayı bulsanız vasıflı çelik temini sıkıntı oluyor, tüm bunları edinseniz makine bakımı parçası ya da eldeki özel uçların stok miktarından dolayı aksaklıklar yaşanıyor…
Kaldı ki bu süreçte lisanslı namluları ve aldığımız sistemleri üretirken bile bazen sorunlar oluyor. Böyle durumlarda sorunları çözmek amacıyla çok müdahalede bulunamıyorsunuz çünkü dışarıdan alıp, reçeteye uygun üretmişsiniz. Gerisini pek bilmediğiniz için sıkıntı yaşandığında çözüm de üretemiyor ya da zaman kaybettikten sonra bir çare buluyorsunuz.Biz bunları görünce namlu üretimine yöneldik ve klasik yöntemlerden farklı olarak, ‘geleceğin teknolojisi’ olarak kabul gören bir yöntemle bunu başarmak istedik. Seramik kaplı namlu üretme fikri böyle bir sürecin ardından vücut buldu.”
Seramik kaplı namlunun üretim sürecini anlatan Fazıl Hızal’a ‘Bu ürünün Türk savunma sanayiine katkısı ne olacak?’ sorusunu da yönelttik.Hızal’a göre Türkiye bu adımı atarak çelik namlulardan ve kromdan daha iyi sonuçlar veren ve aşınma direnci çok yüksek olan bir namluya kavuşmuş olacak.İşin diğer tarafında ise maliyet, üretim, dışa bağımlılık ve diplomasi masasındaki konumumuz gibi farklı başlıklar var.
“Somut bir örnek üzerinden gidelim… Örneğin mevcut şartlarda 40 milimetre top üretmenin maliyeti çok yüksek ve yaklaşık 2 aylık bir üretim süreci var. Bu maliyetin yarı yarıya düştüğünü, üretim zamanının 1 ay olduğunu düşünün… Çok daha kısa sürede çok daha düşük maliyete aynı işi yapan bir ürüne kavuşmuş olacaksınız.Türkiye SİHA’lar yapıyor, gemiler üretiyor, kara araçları projelerini hayata geçiriyor... Bunların hepsinde bir şekilde silah sistemi entegre ediliyor. İlgili silah sistemlerini tamamen kendi yerli tasarımınızı, milli imkanlarınızla yapmadığınızda bir süre sonra çeşitli kısıtlamalar, ambargo tehditleri, ‘Başkasına satamazsın’ baskıları geliyor…
Seramik kaplı namlu ile madalyonun bu yüzü de değişiyor. Yurt dışına bağımlılığımız tamamen ortadan kalkıyor. İstediğimiz kadar üretme, müttefik gördüğümüz ülkeye satma imkanımız oluyor. Savunma sanayiinde ihracat yapabilmek çok değerli bir şey.
Ankara, dünyanın dört bir yanına seramik kaplı namlu ihraç edebilecek bir konuma gelebilir. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda sahadaki başarınızın artması demek oluyor ki bu da nihayetinde sizi masada da güçlü kılıyor. Yani işin diplomasi boyutunda da aslında önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor bu tür ürünler.”
Genel Müdür Fazıl Hızal, seramik kaplı namluyu deniz suyunda da test ettiklerini ve yaklaşık 4 aylık sürecin sonunda en ufak bir paslanma belirtisi dahi olmadığını belirterek, “Deniz Kuvvetleri için en büyük sorunlardan biri korozyon. Seramik kaplı namluda korozyonu tamamen engelledik. Farklı namlu çaplarında çalışmalarımız sürüyor. Yakın zamanda seramik kaplı namlu uygulamalarımız platformlarda gerçek atış testlerine tabi tutulacak” dedi.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar...
Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde Hisar Füzelerini tasarladı.
Hisar Füzeleri; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacı ile sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı HİSAR-A 10 +km, HİSAR-O 16 +km menzil aralıklarında kullanılan hava savunma füzeleridir.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Twitter hesabından, Hassas Güdüm Kiti-84 Lazer Arayıcı Başlık'ın test atışıyla ilgili bir video yayımladı. MSB'den yapılan açıklamada, "Yerli ve milli imkanlarla üretilen HGK-84 LAB (Hassas Güdüm Kiti-84 Lazer Arayıcı Başlık) Hava Kuvvetlerimiz tarafından yapılan test atışları başarıyla gerçekleştirildi" denildi.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) Projesi kapsamında TCG Anadolu gemisinin yapımına başlandı. Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olacak TCG Anadolu 2020 sonunda hizmete girecek.
Asgari bir tabur büyüklüğündeki kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin belirlenen yere intikal ettirebilecek TCG Anadolu gemisinin yapımına İstanbul Tuzla'daki Sedef Tersanesi'nde devam ediliyor.
TCG Anadolu, dört adet mekanize çıkarma aracı, iki adet hava yastıklı çıkarma aracı, iki adet personel çıkarma aracının yanı sıra uçak, helikopter ve insansız hava araçları da taşıyacak. 231 metre uzunluk ve 32 metre genişlikteki geminin tam yük deplasmanı yaklaşık 27 bin ton olacak.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından düzenlenen ihaleye katılan Konya'daki Akdaş Silah firması, üretimini tamamladığı "AK40-GL" bomba atarın ilk partisini Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim etti. Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı "bomba atar" ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.
Özgün tasarımının sağladığı avantajla sağ ve sol elle de kullanılabilen bomba atarda, görüş ve aydınlatma sistemleri takılabilecek tertibatı bulunuyor. Firmanın yöneticisi Ömer Akdaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla savunma sanayisinin önemli tedarikçilerinden biri haline geldiklerini söyledi. Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB'nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını anlatan Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik'in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini dile getirdi.
"Finansal Metamorfoz ve Geleceğe Dönüş" temasıyla düzenlenen 10. İstanbul Finans Zirvesi'nin ikinci gününde konuşan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, yatırımcıların savunma sanayisine yatırım yaparlarsa kârlı çıkacaklarını söyledi.
Sancak, "Umut ediyorum ki 24 ay sonra TSK kendi eseri olan Altay'ı harp sahasında kullanacak. En geç 48 ay sonra da Altay tankı ve beraberindeki diğer ürünler Türk malı ve yerli olacak." bilgisini verdi.
Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu. Altay, Türkiye'nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır.
Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından, yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özellikleriyle ön plana çıkan, meskun mahal gibi dar alanlarda kullanılabilen Milli Piyade Tüfeği (MPT-55) güvenlik güçlerinin kullanımına sunuluyor.
MPT-55, özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili bir yeni nesil piyade tüfeği olarak şekillendirildi.Yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özelliğiyle ön plana çıkan MPT-55, TSK'nin ihtiyacına binaen özgün, muharebe ortamında gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava şartlarında kullanılabilecek şekilde geliştirildi.
Ağırlığı 3 bin-3 bin 300 gram olan tüfekle dakikada 850 atım gerçekleştirilebiliyor. Yarı otomatik ve tam otomatik olmak üzere iki atış modu bulunan MPT-55'in etkili menzili 400 metre iken maksimum menzili 3 bin 600 metreye ulaşıyor.Tüfek, 30 fişek kapasiteli plastik kompozit şarjöre ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahip.
Songar'ın teslimatı ile birlikte, Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerine kazandırdığı milli sistemlere bir yenisi eklenmiş oldu.
ASİSGUARD Genel Müdürü Mustafa Barış Düzgün, ''Ülkemizin ilk silahlı milli drone sistemi olma özelliği taşıyan Songar, hedef bölgenin tespitinden tehdidi etkisiz hale getirmeye, operasyon sonrası hasar belirlenmesinden gerçek zamanlı görüntü aktarımına kadar kritik birçok görevi icra edebiliyor. Tekli veya çoklu drone sistemiyle eş zamanlı görev yapabilen Songar'ın güvenlik operasyonlarında önemli görevler üstleneceğine inanıyoruz. Yerli sanayimizi yenilikçi milli teknolojilerle ileri taşımaya odaklanarak yatırımlarımıza devam ederken, Songar'a yeni gelişmiş özellikler kazandırmak üzere de çalışmalarımızı sürdüreceğiz'' dedi.
"Bora" balistik füzeleri operasyon kapsamında ilk kez kullanıldı. İşte yerli yapım Bora'nın öne çıkan özellikleri... Roketsan tarafından geliştirilen Bora füzesi 610 mm çaplı.
Sistem, yüksek teknoloji ürünü seyrüsefer ve otomatik tevcih sistemleri sayesinde at ve uzaklaş taktiğini başarıyla uyguluyor.
Sistem, farklı marka ve modellerde araç, telsiz, güç sistemi, seyrüsefer sistemi gibi alt sistemlere sahip olacak şekilde kullanıcının lojistik altyapısı ve ihtiyaçlarına göre farklı versiyonlarda tasarlanabiliyor.
Savunma Sanayii Başkanı Demir, ''1, 3 ve 6 kg ağırlığında üç tip Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı prototipi yerli olarak geliştirildi'' dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Demir açıklamasına, ''İnsansız teknolojiler üzerinde çalışmalarımız sürüyor'' şeklinde başladı.
Demir açıklamasına, ''Mağara, meskûn mahal, çok katlı bina, geniş arazi operasyonlarında güvenlik birimlerimizin minik yardımcıları olacaklar'' şeklinde devam etti.
İşte Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı'nın özellikleri...Yüzde 60 eğilimli yerlerden tırmanabiliyor. Uzaktan kontrol edilebiliyor. Menfez geçişi bulunuyor.Merdiven çıkabiliyor.Alternatif silah modülü bulunuyor. Keşif ve gözetleme modülüne sahip.Sudan geçebiliyor.
ASELSAN tarafından geliştirilen Deniz Elektronik Harp Süiti'nin fabrika kabul testlerinden ilki başarıyla tamamladı.Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.
ASELSAN, bir süredir üzerinde çalıştığı akıllı Nano İnsansız Hava Aracı'nı (İHA) TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nde (TEKNOFEST İstanbul) görücüye çıkardı.
Nano İHA Proje Yöneticisi Yusuf Ziya Kotil, "Asgari 25 dakika havada kalma süresine sahip. 1,5 kilometre mesafeden gerçek zamanlı görüntü aktarma kabiliyeti bulunuyor. Bunlara ilave diğer özellikleriyle kendi boyut ve ağırlık limitleri dahilinde piyasadaki emsal ürünlere kıyasla performans özelliklerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Araç keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı olarak açık ve kapalı mekanlarda görev icra edebilmek amacı ile geliştirildi.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF) tanıtılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın incelediği Tüfeğe Monte Lazer Silahı'nın Proje Yöneticisi Doç.Dr. Aydın Yeniay, lazer silahı hakkında bilgi verdi.Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği - MPT76'ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:
"Tüfeğe Monte Lazer Sistemi'ni bir çanta içerisinde taşınabilen ve 30 dakika içinde şarj olabilen yapıda geliştirdik. Lazer silahımız 180 atımlık. Lazeri, odaklayıcısı, optiği ve bütün kontrollerini milli olarak geliştirdiğimiz lazerimizi yine milli silahımız olan MPT 76'ya entegre ettik. Lazer silahımız 100-150 metre mesafeden 1 milimetre çelikleri delebiliyor. Yalnızca lazer gücüyle çalışıyor ve silahın diğer özelliklerini hiçbir şekilde etkilemiyor. Diğer silahın üzerine standart arayüzlerle ekleyebiliyoruz. Lazer sistemi de sırt çantasına sığabiliyor. taşınabilmesi çok önemli. Hem taşınabiliyor hem şarj edilebiliyor."
Yeniay, silahın Türk mühendisliğinin başarısı olduğuna dikkati çekerek, "Dünyada bu güçte taşınabilir ilk lazer silahını geliştirdik. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri'nde kullanımda yok. Yakında olacak." dedi.
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) mühendisleri Star Warsfilmlerinde kullanılan ışın silahlarına benzer lazer silahları geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibi tarafından ordunun talebi üzerine 3 ay içinde prototip olarak üretilen Tüfeğe Monte Lazer Silahı, Milli Piyade Tüfeği (MPT) 76'ya monte edilerek kullanılabiliyor.