14.11.2020 - 00:57 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dağlık Karabağ savaşında hezimete uğrayıp yenilgi anlaşmasını imzalayan Ermenistan'da sular durulmuyor. Başkent Erivan'da Özgürlük Meydanı'nı dolduran binlerce gösterici ağzından 'Paşinyan gitsin' sloganları yükselirken, sokaklar savaş alanına döndü. Rus barış güçleri Hankendi'ye girdi ve Ermeni askerleri çekilmeye başladı. "Kusurları olmayan hiç kimse yoktur" ifadelerinin kullanıldığı istifa açıklaması ise akşam saatlerinde geldi. Ülkenin ilk Cumhurbaşkanı "iç savaş" açıklaması yaparken Paşinyan da anlaşma sonrası ilk kez röportaj verdi.
Erivan'da protestolar bitmiyor, sular durulmuyor... Özgürlük Meydanı'nı hınca hınç dolduran binlerce protestocunun ağzından 'Paşinyan hain' ve 'Paşinyan gitsin' sloganları yükseldi.
Başkentte protestolar akşam saatlerinde de devam etti. İstifa sloganlerı atan göstericiler, akşam saat 20.30 sularında Özgürlük Meydanı'na geri döndü. Muhalefetten istifa çağrıları yapıldı.
Protestocular arasında yer alan Ermeni siyasetçi ve parlamento üyesi Iveta Tonoyan, "protestocular arasında bir provokatör tarafından saldırıya uğradığını" söyledi.
Gündüz de gözaltıların yapıldığı medyanda; miting sona erdiğinde polis vatandaşları gözaltına almaya başladı. Polis ekipleri, anonslar yaparak bunun yasadışı yürüyüş olduğunu duyurdu.
Dün protestolar sırasında, Dağlık Karabağ'ın kaybedilmesini içine sindiremeyen Ermeni vatandaşların gözyaşlarına boğulduğu, BBC muhabiri Jonah Fisher tarafından aktarılmıştı.
İngiliz haber ajansı Reuters foto muhabiri ise, küçük çocuğuyla Erivan'daki protestoya katılan bir kadının hüngür hüngür ağladığı anı fotoğraflamayı başararak dünyaya servis etmişti.
BBC, Erivan'daki protestocuların 44 günlük savaşı bitiren anlaşmanın iptal edilmesini istediğini ancak muhalefet partilerinin parlamentoda olağanüstü toplantı için yeterli çoğunluğa ulaşamadığını bildiriyor.
Ermenistan'ın ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin partisi adına açıklama yaptı.
Ermenistan'daki siyasi krize "anayasal çözüm" çağrısında bulundu ve hükümet ile muhalefet arasında sağduyu anlaşması yapılması gerektiğini söyledi.
Ermeni Ulusal Kongresi adına yaptığı açıklamada Ter-Petrosyan, "Bizi endişelendiren tek şey bir iç savaş çıkması" ifadelerini kullandı.
Ermenistan'da halk, son olarak dün kameralar karşısına geçen ve yenilgi anlaşmasını imzalamasının Karabağ sorununun köklü çözümüne işaret etmediğini savunan Başbakan Nikol Paşinyan'ın görevi bırakmasını beklerken bir başka istifa geldi.
Resmi Facebook hesabından bir açıklama yayınlayan Ermenistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Artsrun Hovhannisyan, görevinden istifa ettiğini duyurdu.
Dağlık Karabağ'daki askeri operasyonlar hakkında günlük bilgi veren Ermenistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Artsrun Hovhannisyan, görevini bıraktığını belirtti.
Hovhannisyan, yaptığı açıklamada, “Bu savaş sırasında savaşımı dördüncü alan olan ‘bilgi platformunda’ yürüttüm. Nasıl yaptığım, zaman ve profesyonel araştırmacılar tarafından değerlendirilecektir. Kusurları olmayan hiç kimse yoktur." dedi ve ekledi:
"Kamuoyuna verdiğim bilgiler genel olarak Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı ve Karabağ Savunma Ordusu'nun raporlarına dayanıyordu. Evet, kazanacağımızdan emindim, bu güven yoldaşlarımın savaş alanında verdiği mücadeleden kaynaklanıyordu. 9 Kasım itibariyle bu görevi bıraktım.”
Bilimsel alanda çalışmaya devam edeceğini belirten Hovhannisyan, kendisiyle ‘çeşitli teklifler’ için iletişime geçilmemesini isteyerek “Siyasete bulaşmadım ve bunu yapmayacağım. Toprağa düşen kahramanlarımızın önünde eğiliyorum” diye yazdı.
Öte yandan Rusya Savunma Bakanlığı'nın aktardığına göre, Rus barış güçleri Hankendi'ye girdi ve Ermeni askerleri çekilmeye başladı. Ermeni askerleri ve askeri teçhizatı Hankendi'den tahliye edildi.
Dün gece geç saatlerde ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı telefonla arayarak görüştü.
Fransız cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanı, savaşın bitmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti etti ve Ermenistan ve halkıyla olan dostluğunu hatırlatarak Dağlık Karabağ'da sürekli bir politik çözümün sağlanması için yardıma hazır olduğunu söyledi" ifadeleri yer aldı.
Anlaşmadan sonra ilk kez röportaj veren ve Ermeni devlet kanalına konuşan Paşinyan, Şuşi'nin düşüşünden sonra Hankendi'nin savunmasız kaldığını söyledi ve savaşın devamı halinde 20 ila 30 bin askerin teslim olmak zorunda kalacağını savundu.
"Ben bir bildiri imzaladım, bir anlaşma değil" diyen Paşinyan, "Şuşi'yi savaşmadan bırakmaya kesinlikle razı olmadı" ifadelerini kullandı. Paşinyan ayrıca anlaşmanın muğlak maddeleri olduğunu ve bunların hükümeti tarafından pazarlığa açık olduğunu öne sürdü.
Çatışma hatları ve Laçın koridorunda görev yapacak Rus barış gücü askerleri bölgeye gelmeye devam ederken, Ermenistan güçleri de işgal altında tuttukları yerlerden ayrılıyor.
Rusya Savunma Bakanlığı, sekiz Mi-8 ve Mi-24 helikopterlerinin Erivan'a ulaştığını belirtiyor. 10 Kasım tarihinde imzalanan anlaşma metninde, helikopterler ve insansız hava araçları yer almıyordu.
Rusya lideri Putin, Rus Ordusunun artık Laçın koridoruna yerleştiğini bildirdi
Uluslararası toplum tarafından tanınmayan işgalci Dağlık Karabağ yönetiminin lideri Arayik Harutyunyan, yine Facebook'tan açıklamalar yapıp savaş sırasında kaçan sivillerin geri gelmesini istedi.
Harutyunyan, cephedeki hezimeti "Hepimiz askerlerimize ihanet ettik, anlaşmayı imzaladık çünkü binlerce asker kuşatma altındaydı. Hankendi'yi artık koruyamıyorduk" sözleriyle değerlendirdi.
Ermenistan Genelkurmay Başkanı Albay Orgeneral Onik Gasparyan ise, kendisinin önerisiyle imzalanan anlaşma için "Bu acil bir karardı. Bu bizim için çok acı bir gerçek ancak durumun objektif bir değerlendirmesinin sonucudur" dedi.
Ateşkes anlaşmasıyla silahların sustuğu bölgede yeni bir savaş tehlikesi var mı? Bazı analistler 44 günlük savaşın bittiğini söylüyor. Ancak diğerleri aynı fikirde değil. Bunlardan biri, ABD'nin eski Azerbaycan büyükelçisi Richard Dale Kauzlarich.
BBC'ye konuşan diplomat, bölgedeki son yıllarda yaşanan nefretin kolay kolay geçmeyeceğini söylüyor: "Bu koşulsuz ateşkese yol açar mı? Emin değilim. Ama eminim ki savaş henüz bitmedi."
Amerikalı diplomatın aksine, Chatham House düşünce kuruluşundan Laurence Broers, anlaşmanın Azerbaycan'da savaşı 'bitirdiğine' ve 'çatışmanın ana hedeflerini karşıladığına' inanıyor: "Şu anda Rus barış güçleri daha fazla kan dökülmesini önlüyor ve görünüşe göre Bakü'nün üçlü anlaşma yoluyla Azerbaycan'ın ulaştığı hedeflerin çoğunu karşılamak için ödemek zorunda olduğu bedel bu."
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.