11.11.2020 - 20:34 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dağlık Karabağ'da 44 günde Azerbaycan'ın zaferiyle biten savaşın ardından bölgede yeni bir harita ortaya çıktı, Ermenistan'ı çalkalayan ateşkes anlaşması ise adeta bir tsunamiye dönüştü.
Çatışma hatlarında görev alacak Rus barış gücü askerleri Dağlık Karabağ'a konuşlanıyor, Reuters haber ajansı sıcak bölgeye giren T-72B1 tanklarının fotoğraflarını servis etti.
20 Il-76 askeri kargo uçağıyla Ermenistan'a inen Rus birlikleri, konvoylarla 250 kilometreden fazla yol kat edip Dağlık Karabağ ve Laçin koridorundaki temas hattına ulaşıyor.
Gazeteci Oleg Panfilov, Twitter hesabından Dağlık Karabağ'daki Laçın'da ilk kontrol noktasını kuran Rus barış güçlerinin fotoğrafını paylaştı.
Rus RIA Novosti haber ajansı, Rusya Savunma Bakanlığı'ndan alıntı yaparak, Rus barış güçlerinin Dağlık Karabağ'a konuşlandırılmasına ilişkin haritaları paylaştı. Temas hattı ve Laçın koridoru boyunca 16 adet gözlem noktası kurulacağı belirtiliyor.
Anlaşmaya göre Dağlık Karabağ'a konuşlanacak Rus askeri sayısı 1960 ve Barış Gücü beş yıl boyunca görev yapacak. Taraflardan itiraz gelmezse görev beşer yıllık sürelerle uzatılacak.
BBC Türkçe'ye konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı'ndan bir yetkili, Bakü yönetiminin Moskova ve Ankara'nın rol oynadığı görüşmelerin başından bu yana Ermenistan'ın 'rayon' adı verilen, Dağlık Karabağ çevresindeki yedi bölgeden çekilmesine ilişkin takvim talep etti. Azerbaycan, bu takvimi görmeden masada ilerleme sağlanmayacağı hususunda diretti.
Moskova ve Ankara'nın arabuluculuğunda bir takvim belirlense de, Ermenistan 8 Kasım Pazar sabahına kadar bu takvime uyacağına dair bir teminat vermedi. Pazar sabahı Azerbaycan ordusunun Şuşa'ya girmesi ve başkent Hankendi'ye çok yaklaşması sonrası, Ermenistan ordusu burayı da kaybetme korkusuyla Başbakan Nikol Paşinyan'a ateşkesi imzalama önerisiyle gitti.
Paşinyan da belirlenen takvim konusunda uzlaşacağını Moskova ve Bakü'ye bildirdi. Bu dakikadan sonra Pazartesi gecesine kadar, yani anlaşmanın imzalandığı son ana kadar müzakereler devam etti. Bu müzakereler sırasında sahada elini güçlendirmiş olan Azerbaycan, Ermenistan'ın o güne kadar kabul etmediği, Rusya'nın da 'çok güçlü şekilde olmamakla birlikte Ermenistan'dan yana tavır aldığı' üç konuyu da kabul ettirdi.
Bunlardan biri, Ermenistan'ın, çatışmaların devam ettiği Laçin ile Kelbecer bölgelerinden çekilmesiydi. Azeri yetkilinin verdiği bilgiye göre Rusya, bu konuda Ermenistan'ın taleplerini dayatmasa da geçici süreyle mevcut durumun korunmasını ve ilerleyen zamanda durumun netleşmesini öngörüyordu. Anlaşmanın son halinde Ermenistan'a geri çekilme için Kelbecer'de 15 Kasım'a, Laçin'de de 1 Aralık'a kadar süre verildi.
Anlaşmaya göre Azerbaycan 44 günlük savaşta geri aldığı bölgeleri elinde tutacak ve Nahçıvan ile Azerbaycan arasında, Ermenistan'dan geçecek bir irtibat yolu açılacak. Nahçıvan-Azerbaycan arasındaki irtibat yolunda kontrol Rus federal güvenlik güçlerinde olacak.
Ermenistan'ın hezimetinin ilan edilmesiyle Dağlık Karabağ'da Türk askerinin görev alıp almayacağı merak edildi. Anlaşmada herhangi bir ifade yer almasa da Azerbaycan lideri İlham Aliyev ilk sinyali verdi, Türkiye'nin 5. Madde'de belirtilen 'barış gücü merkezinde' Rusya'yla birlikte yer alacağını söyledi.
Söz konusu 5. Madde, "Anlaşmanın taraflarca uygulanması üzerindeki kontrolün etkinliğini artırmak için, ateşkesi kontrolü etmek üzere bir barış gücü merkezi oluşturulacak" diyor. Taraflar şimdi bu gözlem merkezi üzerinde müzekereler yürütüyor. Reuters haber ajansı, Türkiye ve Rusya'nın ortak gözlem noktası oluşturmak üzere bir mutabakat imzalayacağını duyurdu.
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Erkhov, "Ateşkesi gözlemlemek üzere bir merkez oluşturulacak ve bu merkez Azerbaycan topraklarında olacak. Hangi şartlar altında çalışacağı ise farklı bir mutabakatla belirlenecek" diye konuştu. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova da, Rossiya24 televizyonuna verdiği röportajda söz konusu gözlem merkezinin farklı bir misyon olacağını ve Azerbaycan topraklarında yer alacağını vurguladı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise, bugün Türkiye ile Karabağ konusunda Azerbaycan topraklarında yer alacak gözlem merkezi üstünden işbirliği yapacaklarını resmen açıkladı. Peskov, "(Türkiye ile) ortak işbirliği bölgemiz Karabağ’da yer almayacak, Azerbaycan topraklarında yer alacak, burada bir izleme merkezi oluşturulması söz konusu" dedi.
CNN Türk yayınına bağlanan Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Leyla Abdullayeva ise, müzakerelerin başladığını belirterek "Türk askerinin de gözlem noktalarında olacağı kesin" dedi.
Haftalarca resmi televizyonun zafer haberiyle uyutulan ve yenilgi anlaşmasının duyurulmasıyla çılgına dönen Ermeniler, başkent Erivan'ı savaş alanına çevirdi. Meclis ve hükümet binalarını basan, meclis başkanını linç eden öfkeli kalabalıklar, Salı gece yarısına kadar protestolarını sürdürdü.
Bugün ise beklenen oldu, 17 siyasi partinin başkent Erivan'daki Özgürlük Meydanı'nda düzenlediği protesto tüm Ermenistan'ı sarstı.
Polis mitingden önce birkaç kişiyi tutukladı ancak binlerce kişinin yer aldığı öfkeli kalabalığın ilerleyişi engellenemedi.
Uluslararası haber ajansları Reuters ve AP'nin dünyaya servis ettiği fotoğraflarda, Paşinyan'ın istifasını isteyen göstericilerin polis ve askerle karşı karşıya geldiği görülüyor.
Reuters'ın fotoğraflarından birinde, küçük çocuğuyla Erivan'daki protestoya katılan bir kadının gözyaşlarına boğulduğu dikkat çekiyor.
Yerel medya, Özgürlük Meydanı'ndaki kalabalığın 'Paşinyan hain' ve 'Paşinyan gitsin' sloganları attını bildiriyor.
Protestoda bir konuşma yapan muhalif siyasetçi Artur Vanezyan, "Bugün memleketin korunması hareketi başlıyor. Sonuna kadar gideceğiz" dedi.
Güney Kafkasya analisti Dr. Artyom Tonoyan, Twitter hesabından "Her şeyin dışında, Ermenistan'ın demokrasi deneyinde kırmızı ışıkların yanıp söndüğü açık. Ciddi bir tehlike altında ve kaçamayabilir. Umarım yanılıyorum. Yanılıyorsam dua ediyorum" mesajını paylaştı.
BBC Rusça muhabiri Yuri Vendik, Ermenistan'ın Karabağ'daki yenilgi nedeniyle derin bir krizde olduğunu aktarıyor.
Ermenistan'ın eski Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan, anlaşmanın yol açtığı depremin bir iç savaşı tetiklemesinden korkuyor. Ter-Petrosyan, "İç savaş, Türk-Azerbaycan birliğine bir armağan olmasının yanı sıra Dağlık Karabağ, Ermenistan ve tüm Ermeniler için yıkıcı olabilir" yorumunu yaptı.
Paşinyan'a yönelik en ağır açıklamaları yapan ise, Rusya'nın resmi televizyon kanalı Russia Today'in genel yayın yönetmeni Margarita Simonyan oldu. Simonyan önce Telegram'da "Cehennemde yan canavar! Şu anda Erivan'da ve benim evimin mutfağımda neredeyse böyle bir ruh hali hüküm sürüyor" diye yazdı.
Ardından Facebook sayfasında ağzına geleni söyledi: "Rusya'yı eleştirmeye cesaret eden bir Ermeni, gidip o kirli dilini kesmeli. Ermenistan vatandaşları ancak kendilerini eleştirebilir. Ermeni halkının tek tarihi savunucusu ile kavga eden bir hainin iktidara gelmesi, bu savaşın ön koşullarını yarattı.
Soros'u nerede, Dışişleri Bakanlığı, Pentagon, Macron... Başka kim var? Seni haritada bulamazlar. Erivan bulunmayacak - Stepanakert (Hankendi) gibi değil. Her Ermeni şunu anlamalı: Rusya olmasaydı, Karabağ'ın tamamı önümüzdeki hafta kaybedilebilirdi. Her şey. Karabağ'ın başındakine sorun."
Silahları susturan anlaşma dünya çapında büyük yankı buldu. Birleşmiş Milletler (BM) sözcüsü Stephane Dujarric, BM'nin anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını, uygulamada taraflara yardımcı olmak için uluslararası örgütün elinden gelen her şeyi yapacağını söyledi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de anlaşma için benzer bir açıklama yaptı. "Dağlık Karabağ ve çevresindeki çatışmaların sona ermesini memnuniyetle karşılıyorum. Umuyoruz ki bu, kapsamlı bir çözüme giden ilk adımdır" dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Twitter hesabından Londra yönetiminin memnuniyetini belirtti, "Daha fazla can kaybını önlemek için zor kararlar aldılar" dedi. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise, anlaşmanın ardından Azerbaycan ile Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'la ilgili ihtilafları çözeceklerini umduğunu söyledi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian "İhtilafın uzun vadeli çözümüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması gerekiyor" deyip Dağlık Karabağ'ın statüsünün tanınması gerektiğini savundu. Fransız L'Opinion gazetesi ise, Dağlık Karabağ'da ortaya çıkan tablonun Suriye ve Libya'dan sonra Fransa için başka bir başarısızlık olduğunu yazdı.
Ermenistan'ın savaşı kaybettiğini dile getiren gazete, Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği desteği hatırlatıp şu değerlendirmeyi yaptı: "Kesin olan bir şey var, ABD ve Fransa başta olmak üzere Batılılar diplomatik oyunun dışında kaldı. Ermenistan'a taraf ve Türkiye düşmanı olan Fransa için Dağlık Karabağ konusu Suriye ve Libya'dan sonra bir başka başarısızlıktır."
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.
Ermenistan'da muhalefet partileri, Başbakan Nikol Paşinyan'ın bu gece yarısına kadar istifa etmesi için ültimatom verdi.
Muhalefet partileri, Ermenistan'ın başkenti Erivan'da Özgürlük Meydanında Paşinyan'a karşı gün boyu protesto gösterileri düzenledi.
Paşinyan'ın bu gece yarısına kadar istifa etmesi gerektiğini açıklayan parti temsilcileri, istifa etmemesi halinde parlamentonun devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Ermenistan'da halk, Paşinyan'ın Azerbaycan karşısındaki mağlubiyeti kabul etmesinin ardından protesto gösterilerine başlamıştı.