30.04.2021 - 12:50 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Bir Amerikan banliyösünün parkında keyifli bir bahar akşamı, bir grup genç adam ağaçların arkasına ve çalılıkların içinde palalar, bıçaklar ve tahta sopalarla sklandıkları yerlerden çıktı. Karınca ordusu gibiydiler, güçlü ve acımasız.
Kısa süre sonra New York, Suffolk County'deki nemli futbol sahasında diz çökmeye zorladıkları düşmanlarına doğru silahlarını sallıyorlar ve onları acımasızca kesiyorlardı.
On binlerce korkunç ölümden sorumlu MS-13 olarak bilinen çete, bir katil sürüsü haline gelmeden önce, heavy metal müzik sevgisini paylaşan, çoğunlukla gençlerden oluşan bir gruptu.
Gençler, uzun saçları ve yırtık kotlarıyla okulu astılar, uyuşturucu kullandılar ve ölüm, savaş, kıtlık, veba ve şeytan hakkında şarkılar söyleyen AC/DC ile Iron Maiden gibi müzik gruplarını dinlediler.
Bunlar, çocukların trajik bir şekilde aşina oldukları konulardı, El Salvador’un acımasız iç savaşı nedeniyle 80'lerin başında mülteci olarak Amerika’ya kaçtılar, çoğu ailelerini geride bırakmak zorunda kaldı.
MS-13, küçük uyuşturucu pazarlarını kontrol altına almak için yüzlerce acımasız sokak çetesiyle kıyasıya bir mücadele içine girdi ve çete, Los Angeles şehrinde hızla başka bir savaşta buldu.
Yetkililer tarafından yapılan baskının ardından, MS-13 çetesinden yüzlerce kişi önce hapse atıldı ve ardından serbest bırakıldıktan sonra kendi ülkeleri olan El Salvador'a geri gönderildi.
Sınır dışı edilmeden kaçan diğerleri, futbol sahası cinayetlerinin işlendiği Suffolk County gibi Amerika Birleşik Devletleri'nin diğer bölgelerine göç ederek dört genci vahşice katletti.
Amerika'daki organize suçlara odaklanan thinktank InSight Crime'ın eş yöneticisi ve MS-13 hakkındaki yeni kitabın yazarı Steven Dudley, MS-13 hakkında yüzlerce haber yaptı.
Amerika’nın en ünlü çetesi olarak bilinen MS-13, ABD'nin onlarca eyaletine, Amerika kıtasındaki en az altı ülkeye ve Avrupa'daki birkaç ülkeye yayılmış 30 bin ila 60 bin üyesi var.
Çoğu zaman hatalı bir şekilde bir mafya veya uyuşturucu karteli olarak tasvir edilen çete, gelirini daha çok garptan elde ediyor. Bununla birlikte, aşırı derecede şiddet eğilimli oldukları biliniyor.
Futbol sahası katliamının yanı sıra, yakın zamanda 14 yaşındaki bir kızı 18 gün boyunca esir tutup işkence yaparak tecavüz ettiler. Ayrıca Baltimore'da 16 yaşındaki bir kızın öldürülmesinin yanı sıra benzer şekillerde işlenmiş sayısız cinayet de MS-13 tarafından işledi.
Çetenin işlediği suçları araştıran Steven Dudley, bu kadar şiddet ve zulüm içeren tehlikeli suç girişiminin, kendi sapkın tarzında bir "topluluk" olduğunu ve bir tür "vekil aile" gibi hareket ettiğini açıkladı.
Çete, genellikle MS-13 olarak anılırken, tam adı Mara Salvatrucha. Mara adı, marabunta veya ordu karıncalarından geliyor. Salva, kimliklerine yani El Salvador'a bir referans. Trucha ise, "tetikte olun" veya "dikkatli olun" anlamına geliyor.
Neredeyse sürekli şiddet tehdidi yoluyla yerel nüfusu terörize eden korkunç çetenin sloganı ise aynı derecede ürkütücü: 'Öldür, soy, tecavüz et, yönet.'
Çeteye giriş, saflarda yükselme, saygı ve güç... Bunların hepsi şiddet yoluyla geliyor. Onlara meydan okuyacak herkesin bedenlerini ve ruhlarını parçalamak için kaba bir köylü aleti olan palayı kullanıyorlar.
Aslında, birçok kişi çeteye kendilerine bir kalkan sağladığına inandıkları için katılıyor, ancak genellikle MS-13'ün yabancılar için olduğu kadar kendi başına da acımasız olduğunu keşfediyorlar.
Dört yıl önce New York'ta bir futbol sahasında meydana gelen katliam, hala dehşet verici bir ürperti uyandırıyor. Saldırganlar ve kurbanları onlu yaşlarının sonlarında ve 20'li yaşların başındaydı. Fiziksel olarak da birbirlerine benziyorlardı; yabancı bir ülkede koyu tenli ve öfkeli gençler.
Saldırganlar, oldukça basit bir şekilde kendilerinin ayna görüntüsünü öldürüyorlardı. Bazılarına Azrail, Ölüm Meleği, Deccal gibi lakaplar verildi.
Bundan böyle isimlerinin anılacağı korkunç suçu işlemek ve düşmanlarına verecekleri fiziksel cezanın türünü belirlemek üzere parka vardılar. Gençleri öldürürken kör palaları kullandılar.
Dedektifler daha sonra iki kızın kurbanları futbol sahasına çekmeye yardım ettiğini ve faillerin cinayetleri "MS13'e girmek ve konumunu korumak ve artırmak amacıyla" işlediğini ortaya çıkaracaklardı.
Birkaç saat sonra meydana gelen katliam kurbanlarının cesetleri, tekrarlanan darbelerle parçalanmış kan gölünün ortasında bulundu. Yerel ilçe polis komiseri "Hiç kuşkunuz olmasın" dedi ve ekledi: "Bu bir savaş."