28.08.2020 - 19:08 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Doğu Akdeniz'de müttefikleri Fransa, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs'ın yanında saf tutmasına rağmen rağmen adım atamaz hale gelen Yunanistan'a bir destek de azılı Türkiye düşmanından geldi.
Kathimerini gazetesi, bugün gerçekleşecek Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları zirvesinde Atina yönetiminin Türkiye'ye karşı yaptırım çağrısında bulunacağını bildiriyor.
Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın "Josep Borrell'in Türkiye'ye yaptırım seçeneğini duyurmasını yoğun ilgi ile bekliyorum" cümlesini sayfalarına taşıyan Kathimerini, ancak AB'nin bir numarası Almanya'nın farklı düşündüğünü belirtiyor.
Gazeteye bilgi veren kaynaklar, bugünkü zirvede daha öncekilerde olduğu gibi bir yaptırım kararının çıkmayacağını söylüyor. Kathimerini, bugün sabah yayımladığı bir başka haberde, yaptırımların masada olduğunu ileri sürmüştü.
To Vima gazetesi ise, AB zirvesine ilişkin haberini "Doğu Akdeniz'de tansiyon düşmedi: Atina Türkiye'nin yeni meydan okumasına karşı AB'den yaptırım talep ediyor" başlığıyla sundu.
Diplomasi alanındaki bir başka gelişme ise, ABD lideri Donald Trump'ın Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile ikinci kez telefon görüşmesi yapması oldu. Yunan medyası, Trump'ın Miçotakis'e Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la temaslarına ilişkin bilgi verdiğini aktarıyor.
Oruç Reis için ilan edilen yeni NAVTEX'i 'Türkiye Doğu Akdeniz'deki çıkmazı uzatıyor' başlığıyla duyuran Kathimerini, bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir telefon görüşmesi beklendiğini kaydediyor.
Yunan parlamentosu, Türkiye'nin 'yok hükmünde' dediği Mısır'la deniz yetki alanı anlaşmasını Perşembe akşamı kabul etti. 178 'evet' oyuna karşılık 81 çekimser oyun ana muhalefet partisi SYRIZA tarafından verildiği belirtiliyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Mısır'la yaptıkları anlaşma çerçevesinde Türkiye'nin Libya ile yaptığı anlaşmaya karşı Girit'in güneyinde yeni adım atacaklarını açıklamıştı. Buna göre, Atina yönetimi Girit Adası'nın güneyindeki kıta sahanlığını da 12 mile çıkarmayı planlıyor.
Doğu Akdeniz'de üçüncü gününe giren Yunanistan tatbikatında ise bugün yeni bir cephe açıldı. Yunanistan ve Türkiye'nin azılı düşmanı Birleşik Arap Emirlikleri, birlikte yeni bir tatbikata girişti.
Libya'dan Suriye ve Filistin'e her alanda Türkiye'nin karşısında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri'nin Girit Adası'ndaki Suda hava üssüne gönderdiği dokuz savaş uçağının fotoğrafları Yunan Savunma Bakanlığı tarafından Perşembe akşamı yayınlandı. Cuma günü ise iki ülkenin tatbikata başladığı duyuruldu.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Suda üssüne dört adet de nakliye uçağı yolladığı gelen bilgiler arasında. Söz konusu üsse, daha önce de Fransız Rafale jetleri iniş yapmıştı.
Tatbikatın ikinci gününde Türk ve Yunan savaş uçakları Akdeniz üstünde burun buruna gelmiş, Yunan medyası Kıbrıs açıklarından Girit'e dönen jetlerin önünün Türk savaş uçakları tarafından kesildiğini belirtmişti. 'Eunomia' adı verilen tatbikat, Kıbrıs Adası'nın batısıyla Girit'in doğusundaki bölgede yapılıyor ve Oruç Reis'in arama yaptığı bölgeyle çakışıyor.
Tatbikata bir fırkateyn ve üç Rafale jetiyle katılan Fransa'dan ise, hafta içinde Türkiye'yi tehdit eden bir açıklama gelmişti. Fransa Savunma Bakanı Florence Parly ise Twitter mesajında Doğu Akdeniz'in gerilim bölgesine dönüştüğünü belirtip, "Uluslararası hukuk bir istisna değil norm haline gelmeli. Doğu Akdeniz bazılarının hırslarının oyun alanı değil, ortak çıkarların temsil edildiği bir yer olmalı" dedi. Fransız bakanın isim vermeden Türkiye'yi hedef almasını büyük bir mutlulukla karşılayan Yunan medaysı, Paris yönetiminin Ankara'ya mesaj verdiğini savundu.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı ise, "Türkiye ve Yunanistan'ın savaş tehditlerinin arkasında ne var?" başlığıyla bir analizi dünyaya servis etti.
İki tarafın da sözünden dönmeye ve geri çekilmeye hazır olmadığını aktaran AP, kıta sahanlığı anlaşmazlığının nihayetinde uluslararası mahkemeye taşınabileceği yorumunu yaptı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 12 Ağustos tarihinde Doğu Akdeniz'e asker göndereceğini ilan etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden, Yunanistan ve müttefiki Fransa Girit açıklarında ortak tatbikata girişmişti.
Tatbikatta birçok Yunan fırkateyninin yanı sıra Fransız filosunda helikopterlerin havalanabildiği FS Tonnerre tipi bir savaş gemisi de vardı. Tatbikatta ayrıca Girit'teki Suda'ya inen iki Fransız Rafale jeti de yer aldı.
Yunan basını, Paris ve Atina arasındaki askeri pazarlıkları Temmuz ayında manşetten duyurmuştu. Haberlere göre, taraflar son model Belh@rra model iki fırkateynin Fransa'dan alınmasını masaya yatırmıştı.
İlk fırkateynin teslimatı için 2024 yılı konuşulurken, Yunan medyası Atina'nın yaklaşık 3 milyar dolarlık proje için ekonomik darboğaz nedeniyle 300 milyon euroluk bir ödeme yapacağını da aktarmıştı. Kathimerini, 24 Ağustos'ta Atina yönetiminin Paris'le 12 Rafale savaş uçağının temini için görüştüğünü, aynı zamanda İspanya ve İngiltere'nin de Yunanistan'a fırkateyn desteği vermeye hazırlandığını yazdı.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi'nin (USGS) 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Doğu Akdeniz'in Levant Havzası bölümünde tahmini 1,7 milyar varil geri kazanılabilir petrol ve 122 trilyon kübik fit gaz var."
Türkiye'nin Mayıs ayı sonunda Akdeniz'deki yeni ruhsat başvurularını Resmi Gazete'de yayımlaması ve Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından paylaşılan haritalar, Yunanistan'ı paniğe sürükledi. www.milliyet.com.tr Uluslararası destek arayışına giren Atina yönetimi, Girit ve Rodos açıklarındaki muhtemel faaliyetlerden korkarak Fransa ile askeri tatbikata girişeceği sinyalini vermişti.
Türk Dışişleri, bu hafta başında ise Ankara'nın Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyet yürüttüğü bölgeyi gösteren haritayı paylaştı.
Twitter hesabında haritaya yer veren Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, "Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıktaki Kastellorizo (Meis) adlı 10 kilometrekarelik Yunan adası nedeniyle Yunanistan, 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı talep ederek, Oruç Reis'i durdurmaya ve Doğu Akdeniz'i Türkiye'ye kapatmaya çalışmaktadır" dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı resmi açıklamada ise, Yunanistan'ın diyalog şansını kendi elleriyle kenara ittiği belirtilerek "Bölgedeki askeri varlığımız, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımamakta olup, tamamen, gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yöneliktir. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir" denildi.
Yunanistan'ın Mısır ile 6 Ağustos Perşembe günü imzaladığı deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma, Türkiye ile Yunanistan arasındaki müzakerelerin yeniden askıya alınmasına neden oldu. Anlaşma, Girit ve Rodos adalarının kıtasahanlıklarının kısmen kullanılması şartıyla Mısır'ın kıtasahanlığı ile dikey bir koridor oluşturulmasını hedefliyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Ankara'nın 'korsan' olarak tanımladığı anlaşmanın resmiyet kazanabilmesi için, iki ülke parlamentolarında onaylanması ve ilgili koordinatların Birleşmiş Milletler'e sunulması gerekiyor.
Türkiye ise, anlaşmanın ardından Oruç Reis araştırma gemisinin sismik çalışmalar için Akdeniz’e açılacağını, Pazartesi günü yayımladığı bir NAVTEX ile duyurdu. 10-23 Ağustos arası geçerli olacak NAVTEX kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki savaş gemisi de Oruç Reis’e eşlik ediyor. Yunanistan da aynı gün aynı bölge için NAVTEX ilan etti ve Türkiye'nin duyurusunun yasa dışı olduğunu kaydetti.
Almanya'nın başlatması beklenen arabuluculuk girişimi, Yunanistan’ın Mısır ile anlaşma yapması, Türkiye’nin de gemilerini yeniden ihtilaflı bölgeye göndermesi ile daha başlamadan son bulmuş oldu. Her iki tarafın denizde ve havada askeri varlıklarını artırıyor olmaları bölgedeki gerginliğin sıcak çatışmaya kadar varması riskini de beraberinde getiriyor.
Ege Denizi’nden kaynaklanan kıta sahanlığı, karasuları, adaların statüsü ve hava sahası hattı gibi konularda on yıllardır süren anlaşmazlıkların, özellikle son bir yılda Akdeniz’e de yayılması Ankara-Atina hattında çok daha sert bir sürecin başlamasına neden oldu.
Türkiye, 27 Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma anlaşması ile Yunanistan’ın Girit, Karpathos ve Rodos adalarının güneyinde kalan bölgeyi kıta sahanlığı kapsamında gördüğünü ilan etmiş ve bu anlaşmayı BM’ye kaydettirmişti. Anlaşmanın uluslararası hukuka göre bir geçerliliği olmadığını savunan Atina, 1982 tarihli Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre adaların kıta sahanlığı hakları olduğunu, Türkiye’nin ortaya koyduğu haritanın Yunanistan’ın egemenlik haklarını çiğnediğini ilan etmişti.
Avrupa Birliği (AB) de Yunanistan’ın açıklamalarını desteklemiş, Türkiye’nin 'yasa dışı' olarak tanımladığı hidrokarbon çalışmalarını durdurmasını talep etmişti. Siyasi alanda yaşanan bu gerilime rağmen, 2019’un ikinci yarısından itibaren Ankara ile yeni kurulan Atina hükümeti arasında diyalog kanalları açık tutuldu. Ancak Yunanistan’ın Fransa ile Türkiye arasında son dönemde giderek gerilen ilişkileri kendi lehine kullanma çabası ve başta AB olmak üzere uluslararası platformlarda köşeye sıkıştırmaya çalışması Ankara’nın tepkisini çekti.
Türkiye, Yunanistan’ın Kıbrıs Rum tarafı ile Akdeniz’deki diğer kıyıdaş ülkeler Mısır ve İsrail ile hidrokarbon faaliyetlerini devam ettirmesi, bunu yaparken de Türkiye ve Kıbrıs Türkleri’nin çıkarlarını göz ardı etmesine tepki duyarak pozisyonunu sertleştirdi.
Türkiye, 13 Temmuz’da Fransa’nın girişimiyle toplanan AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısından bir hafta sonra 21 Temmuz’da 'denizcilere duyuru' anlamına gelen ilk NAVTEX’ini yayınladı ve Oruç Reis araştırma gemisinin Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı sınırları ve 2012 yılında TPAO’ya verilen ruhsat sahaları içinde kalan bölgede sismik araştırmalar yapacağını ilan etti.
Yunanistan ise Türkiye’nin araştırma yapacağı alanların kendi kıta sahanlığı içerisinde olduğunu açıklayarak, sert tepki vermişti. Egemenlik haklarını koruma konusunda geri adım atmayacağını bildiren Yunanistan’ın teyakkuza geçerek bölgeye savaş gemilerini göndermesi, bunun üzerine Türk Deniz Kuvvetleri’nin Oruç Reis’e sağlanan güvenliği artırması bir anda sıcak çatışma tehlikesinin doğmasına yol açmıştı.
Taraflar arasındaki gerginlik, AB Dönem Başkanı sıfatıyla devreye giren Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 22 Temmuz’da Erdoğan ve Miçotakis ile telefonda görüşmesi üzerine yatışmıştı. Ancak Ankara ve Atina arasında yeni bir diyalog sürecinin ilan edilmesinden bir gün sonra Yunanistan ile Mısır arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşması imzalandı. Anlaşmanın 6 Ağustos’ta ilan edilmesinin hemen ardından Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Yunanistan-Mısır anlaşmasının 'yok hükmünde' olduğu çünkü iki ülkenin deniz sınırı olmadığı kayda geçirildi.
Yunanistan-Mısır anlaşmasına siyasi tepkinin ardından Türkiye'nin ilk somut tepkisi, 10 Ağustos sabah saatlerinde yayınlanan NAVTEX ile verildi. Duyuru, Oruç Reis gemisi ile ona eşlik edecek Ataman ve Cengiz Han gemilerinin 23 Ağustos’a kadar çalışacakları alanların koordinatlarını kayda geçirdi. Türkiye’nin NAVTEX’inden sadece saatler sonra Yunanistan da bir deniz duyurusu yayımladı ve Türkiye’nin ilan ettiği alanların Yunanistan kıta sahanlığı içinde olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin NAVTEX’inin yasa dışı olduğunu savundu.