01.12.2020 - 12:11 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Türkiye'nin ürettiği silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) Suriye'deki başarılarından sonra Dağlık Karabağ savaşında da Ermenistan'ı sahadan silmesinin dünya çapındaki yankıları sürüyor.
Amerikan Washington Post gazetesinin 'Türkiye'nin sınır dışındaki askeri eylemleri, kendi ürettiği silahlı insansız hava araçlarından güç alıyor' başlıklı haberinin ardından bugün de Avrupa'dan övgüler yükseldi.
Avrupa Konseyi Dış İlişkiler (ECFR) kıdemli politika üyesi ve analisti Gustav Gressel ise, Avrupa'nın Türk SİHA'larının Dağlık Karabağ'da yaptıklarından şüphesiz bir şekilde ders alması gerektiğini söyledi.
'Türk SİHA'larının başarısı Avrupa'yı endişelendirmeli' diyerek AB ülkelerini uyaran Gressel, Dağlık Karabağ savaşının yalnızca 44 günde sona erdiğini hatırlattı: "Ermenistan binlerce askerini kaybetti, hakeza tank ve zırhlı araçlarını da. Azerbaycan ordusunun zaferinde Türk droneları kilit rol oynadı.
Türkiye'de geride kalan 10 yılda drone teknolojisini çarpıcı bir şekilde geliştirdi, ABD'nin bazı sınırlamaları ve ambargolarına rağmen. Bu sınırlamalar Türkiye'yi kendi teknolojisini üretmeye yöneltti.
Bayraktar TB2 ve Anka-S droneları daha önce Suriye ve Libya'da başarılı sınavlar verdi, Dağlık Karabağ savaşı ise Avrupa'nın kendini savunması için öğrenmesi gereken derslerle doluydu.
Bunlardan ilki, strateji ve politikanın önemi. Ermenistan bu yaz Rusya'dan satın aldığı sekiz Su-30 savaş uçağını Moskova izin vermediği için kullananamadı bile. Buna karşın Azerbaycan'daki üste birçok Türk F-16'sı bekledi, Bayraktar TB2'ler ise gökyüzündeydi.
İkinci ders bilgisayar ve networklerin önemi. Tıpkı Suriye ve Libya'da olduğu gibi, Rus hava savunma sistemleri SİHA'lar karşısında hezimete uğradı.
Ermenistan'ın elindeki 1980'lerden kalma sistemler küçük ve yavaş droneları yakalayamadı. Azerbaycan'ın Bayraktar TB2'leri ve İsrail'den satın aldığı dronelar neredeyse hiçbir engelle karşılaşmadan Dağlık Karabağ semalarında uçtu.
Bu nedenle, gelecekte savaşma ihtimali olan ordular arasında - yalnızca ABD, Çin, Rusya değil, Türkiye, İsrail ve Güney Afrika gibi bölgesel güçler - bu deneyim kesinlikle yapay zeka ve otonom ölümcül silah sistemleri konusunda daha fazla araştırmaya teşvik edecektir.
Üçüncü ders, düşmanın gücü 'çevresinde' savaş. Dağlık Karabağ'daki çatışmalardan önce Ermenistan ordusu taktik olarak daha iyi görünüyordu. Daha iyi ve motive olmuş askerlere sahiptiler ancak SİHA'lar devreye girince her şey değişti.
SİHA'lar Ermenistan birliklerinin mevzilerini belirledi, topçu atışlarıyla imha edildiler. Dronelar ayrıca hava savunma sistemlerini imha etti, Ermenistan ordusunun kullanacağı köprü ve yolları havaya uçurdu.
Ermenistan sarp araziye sahip bölgeyi kolayca savunabileceğini düşünüyordu, bağlantı noktaları olan yollar kesilince cepheye sevkiyat yapılamadı. Şuşa'da binlerce askerin ölümüyle sonuçlanan muharebe Erivan'a ateşkesten başka seçenek bırakmadı.
Batılı ülkeler şimdiye kadar daha çok drone savaşlarının teknik tarafına odaklandı ancak Dağlık Karabağ'da bu açı daha az heyecan vericiydi. Asıl heyecan verici taraf, Azerilerin SİHA'ları taktiksel kullanımıydı.
Geleneksel muharebe operasyonlarına droneları yerleştirmeleri etkileyiciydi. Bu entelektüel yaratacılık, Azerbaycan'ın savaşma tarzını geliştiren ve zaferi getiren Türk askeri danışmanlara ayrılmalı.
Avrupa Dağlık Karabağ savaşında çıkan derslere dikkatli bir şekilde bakmalı. Soğuk Savaş'tan bu yana çoğu Avrupa ülkesi hava savunma sistemlerini aşama aşama ortadan kaldırdı.
Almanya ve Fransa dışında SİHA'ları yakalayabilecek hava savunma sistemine sahip hiçbir Avrupa ülkesi yok. Almanya ve Fransa'nın sahip oldukları da kısa menzilli.
Droneların devrede olduğu modern hareketli bir savaşta birçok Avrupa ordusu Ermenistan'dan daha sefil bir duruma düşebilir. Bu onları düşündürmeli ve endişelendirmeli."