04.02.2025 - 01:10 | Son Güncellenme:
Ege denizinde meydana gelen depremler sonrası İzmir Valiliği depremler ve söylentiler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Valilikten yapılan açıklamada "Deprem, volkanik aktivite ve tsunami ihtimalleri bilimsel çerçevede takip edilmektedir" denildi. Ege Denizi'nde 28 Ocak'tan bugün saat 15.50'ye kadar 570 yer sarsıntısı kaydedildi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) verilerine göre, 28 Ocak'tan bugün saat 15.50 itibarıyla Ege Denizi'nde 570 deprem kayıtlara geçti. Prof. Dr. Celal Şengör, Ege Denizi merkezli depremleri değerlendirdi. İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir Ege denizinde meydana gelen depremlere ilişkin Santorini Adası'ndaki volkanik aktivite değerlendirilmesinde bulundu. Peki, Santorini Yanardağı patlarsa ne olur ve Türkiye'ye etki eder mi?
Prof. Dr. Celal Şengör, Ege Denizi merkezli depremleri değerlendirdi.
Ege Denizi'nde son günlerde meydana gelen depremleri değerlendiren Prof. Dr. Celal Şengör, "Depremlerin ne tür deprem olduğu, derinliklerini öğrendim, 7 kilometre imiş. Yani burada normal bir derinlik, beklenilen bir şey. Ama depremler ne tür depremler? Bir de tam olarak nerede kümeleniyorlar? Vallahi oradaki yanardağ aktif zaten. Yalnız orası patlarsa hepimize Allah'a ısmarladık. Depremlerin türleri ne? Onu görebilmeyi çok isterim. Onun fay çözümlerini bizimkiler yaparlar herhalde. Ondan zamanında almak lazım. Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Şimdi söylenebilecek bir şey var. Harita üzerinde nasıl görünüyor bunlar? Buradaki fayların her biri normal fay. Bunların hepsi tsunami yapar. Çünkü tsunaminin olabilmesi için deniz tabanında yer değişimi olması lazım. Topograf yanı değişmesi lazım. Mesela İstanbul öyle değil. İstanbul'daki fay, yan yana fay. Orada tsunami tehlikesi ancak yer kayması olursa olur. Ama bir yer kayması olduğu zaman da orada 7 metreye kadar olabiliyor yani" diye konuştu.
İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir de Ege Denizi'ndeki son depremlerin magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktivite nedeniyle tetiklenmiş depremler olduğunu ve yeni bir volkanik aktivite başlangıcını gösterdiği söyledi. Türkiye'nin bu depremlerden etkilenme derecesinin düşük olduğuna dikkati çeken Sözbilir, "Bu bölgedeki denizaltı faylarının 7'den büyük deprem üretmesi durumunda Kuşadası-Bodrum-Datça kıyılarının tsunami tehlikesi açısından modellenmesi ve buna göre önlem alınması gerekmektedir" dedi.
Depremleri değerlendiren DEÜ DAUM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Son günlerde Ege Denizi'nde Santorini Adası'nın hemen kuzeyinde büyüklükleri 3 ile 4.8 arasında değişen deprem fırtınası şeklinde bir aktivitenin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu depremlerin jeolojik ortamına baktığımızda Atina- Santorini- Datça- Bodrum hattı boyunca yay şeklinde bir geometriye sahip aktif bir volkanik ada yayı içinde geliştiğini görüyoruz. Güney Ege Volkanik Ada Yayı olarak bilinen bu yay şekilli ortamda değişik büyüklükte Santorini, Milos, Nisiros gibi volkanik adalar bulunur. Bu adaları oluşturan volkanlar çevresinde tarihsel ve aletsel dönemde çok sayıda depremler, tarihsel dönemlerde bu adalarda volkanik patlamalar gelişmiş. Bu nedenle, bu adaları oluşturan volkanların günümüzde de aktif olduğu kabul edilmektedir" diye konuştu.
Yunan meslektaşlarının son 10 yılda Ege Denizi altındaki faylarla ilgili yaptığı yayınlara da değinen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şunları söyledi:
"Santorini kuzeyinde, Santorini-Amorgos fay sisteminin varlığını ortaya çıkarmış ve bu fay sistemi boyunca önemli bir aktivitenin olacağını ve bu aktivitenin aktif volkanizma ile ilişkili olabileceğini belirtmişlerdir. Geçen yıl yapılan bir çalışmada da 9 Temmuz 1956 yılında meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki ve 25 kilometre odak derinliğindeki Amorgos depreminin deniz tabanında 75 kilometre uzunluğunda yüzey kırığı geliştirdiği ve yakın adalarda tsunamiye neden olduğu anlaşılmıştır. Kayıtlarda 1956 depreminden sadece 13 saniye sonra odak derinliği 45-90 kilometre olan ve büyüklüğü 6 ila 7.2 olan 2’nci bir deprem daha meydana geldiği bilinmektedir. Bu depremlerde Santorini ve Amorgos’ta 3 bin 200 binanın hasar gördüğü ve 54 kişinin can verdiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. Son günlerde ocak sonu, şubat başında meydana gelen depremler de Santorini-Amorgos fayı ve bu fayın yakın çevresindeki fayların tetiklendiği anlaşılmaktadır. 1956 yılında Amorgos fayının kırıldığını düşündüğümüzde son bir haftadır meydana gelen depremlerin magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktivite nedeniyle tetiklenmiş depremler oldukları ve yeni bir volkanik aktivite başlangıcını gösterdiği kabul edilebilir. Bu nedenlerle, bölgedeki Anafi-Astypalea fay sistemi, Los fay sistemi ve Kinairos fayının yakın gelecekte yıkıcı deprem üretme ihtimali yüksek görünmektedir"