Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:"Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gayretlerin ardından uzunca bir süre özensiz, plansız ve çirkin bir şehirleşme süreci yaşadık. Sanatın ve kültürün her alanına yayılan çölleşmenin yol açtığı tehditlerle hep birlikte mücadele ettik. Son dönemde Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak nitelendirebileceğimiz yeni bir mimari üslubu ülkemizde yerleştirmeye çalışıyoruz. Aynı şekilde diğer alanlarda da benzer gayretler içerisindeyiz. Tabii ecdadın bize bıraktığı her biri bir sanat eseri olan ahşap ve taş evlerinden Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı'na kadar uzanan mimari mirasa baktığımızda kaybettiğimiz zamana hayıflanmamak elde değildir. Halbuki sanat eserleri, bir medeniyetin asırlar boyunca ayakta kalan en önemli sembolleridir. Tarih boyunca bu topraklarda yaşamış tüm medeniyetlerin geride bıraktığı eserler, bizim zenginliğimizdir. Evet, Göbeklitepe de bizimdir, Efes de bizimdir, Ahlat da bizimdir, Söğüt de bizimdir, İstanbul da bizimdir, Ankara da bizimdir. Hepsine de sahip çıkacağız, hepsini de koruyup gelecek nesillere bırakacağız. Sahip olduğumuz bu mirasa layık olabilmenin yolu ise daha iyisini, daha güzelini, daha estetiğini, daha görkemlisini yapmaktan geçiyor."