05.06.2020 - 11:36 | Son Güncellenme:
DHA
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, corona virüse karşı toplumsal bağışıklığa ilişkin DHA'ya açıklama yaptı. Prof. Dr. Ceyhan, corona virüsün bitmesi için toplumsal bağışıklığın oluşması, aşının bulunması ya da virüsün mutasyona uğramasının gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Ceyhan, 20'nci yüzyılın başından itibaren salgınların hiçbirinin toplumsal bağışıklığın oluşmasıyla bitmediğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Bu hastalıkta ne kadar toplumsal bağışıklık gerekir' diye düşündüğümüzde bunun çok basit bir formülü var. Toplumun yüzde 50'sinin bağışık hale gelmesi gerekir ki salgın sona ersin. 'Ne kadar kişi bağışık hale gelmiş' derseniz yaptığımız modelleme çalışmaları ile Türkiye'de şu anda ortalama bağışıklık olan insan sayısı yüzde 2'yi geçmez.
Bu İstanbul'da daha yüksektir; çünkü vakaların büyük kısmı orada oldu. İstanbul'da bile şu andaki duruma göre maksimum yüzde 6,7 kişi bağışık hale gelmiştir diye hesaplıyorum. 200 bin vakaya çıktığımızda bu ancak yüzde 7,5 çıkabilir, Türkiye'de de yüzde 2,5'e çıkabilir. Demek ki bizim yüzde 50'ye ulaşmamız için İstanbul'un en az 7 defa bu büyüklükte salgın dalgası geçirmesi lazım. Türkiye'nin geneli için düşündüğümüzde en az 25 tane bu büyüklükte salgın geçirmemiz lazım. Demek ki toplumsal bağışıklık bir hayal, bu salgın toplumsal bağışıklıkla bitmeyecek" dedi.
Prof. Dr. Ceyhan, geçmişe bakıldığında bu tip virüslerin hiçbirinin 2 yıldan uzun sürmediğini belirterek, "Geçmiş deneyimlere dayanarak bu virüsün de salgın özelliğini 2 yıla kalmadan kaybedeceğini düşünebiliriz, bu tabii ümidimiz. Yaz aylarında azalacak mı şu anda artıyor vakalar. Herkes ölüm oranlarına bakarak yanılıyor; ama gerçekten ölüm oranları düşüyor, bütün dünyanın ortak rakamlarında; ama vaka artış hızı giderek artmaya başladı, bir durağan dönemden sonra" diye konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, koronavirüsün yaz aylarında etkisini kaybedip kaybetmeyeceğine ilişkin de, "Ben yaz aylarında hava sıcaklığına bağlı azalma düşünmüyorum. Ancak Hindistan gibi büyük bir ülkede eğer vakalar bir kaç ay içerisinde azalmaya başlarsa yaz aylarında azalır.
Yoksa bütün dünya genelinde bu artış devam eder, ya da yan çizer grafik. Eğer böyle olursa sonbaharda dikkatli davranmazsak, tedbirlere uymazsak ikinci dalga olmaz; ama vaka artışı olur. Ama eğer dikkat edersek ikinci bir dalga olacağını düşünmüyorum" ifadesini kaybetti.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 1 Haziran'dan itibaren bazı kısıtlamaların kalkmasıyla sokaklarda oluşan yoğunluğun vaka sayılarına olan etkilerinin önümüzdeki haftalarda görülebileceğine dikkat çekerek, "Henüz daha o dönemin yansımalarını görmek bir kuluçka süresi var çünkü. Onun etkilerini önümüzdeki haftadan başlayıp iki hafta içerisinde göreceğiz.
Eğer rakamlar artarsa var diyeceğiz. Aslında sadece artma da olmayabilir. Artış hızını da yavaşlatabilir, o dalgalanmalar. Dikkat ederseniz çok hızlı bir düşüşten sonar aşağı yukarı 19 Mayıs'tan beri 1000'li rakamlarda epeyce süre takıldık. Şimdi yeniden bir azalma yaşıyoruz.
Açılmalar, tedbirlerin kaldırılması bazen de azalma hızı devam ediyorsa onu yavaşlatır. Ben 10'lu rakamların altına 4-6 haftada inebiliriz diye hesapladım; ama bu tip şeyler onu geciktirebilir. Onu ancak önümüzdeki hafta sonlarına doğru konuşabiliriz" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, corona virüse karşı geliştirilen aşı çalışmaları ve virüsün mutasyona uğrayıp uğramayacağına ilişkin DHA'ya açıklama yaptı. Prof. Dr. Ceyhan, aşı konusunda birçok çalışma olduğunu belirterek, "Hepsinin şu ana kadar elde ettikleri sonuçlara bakıldığında yeteri kadar etkin, güvenilir ve ucuz bir aşının bütün dünyaya yapılması gibi bir durum ki mesela aşının yüzde yüz etkili olması durumunda bu 4 milyar civarında bir doz yapar, eğer tek doz kullanılırsa. Yüzde 50 etkili bir aşı yani grip gibi bir aşı geliştirilirse o zaman da bütün dünya nüfusunu yani 8 milyara yakın insanı aşılamanız gerekir" dedi.
Virüsün mutasyona uğramasının yüksek ihtimal olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, "Daha önce koronavirüs salgınları da bu şekilde sona erdi. 'Kötü bir mutasyon da olabilir mi' düşüncesi olabilir. Bu tabii binlerce kat daha düşük bir ihtimal. Virüsün özelliğini kaybedip daha az bulaşır hale gelmesi için o dikensi yapısında herhangi bir değişiklik yeterli olabilir. Ama daha kötü bir hale gelmesi için çok özel bir değişiklik olması lazım, o çok daha düşük bir ihtimal" diye konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, Çin ve Oxford'da sürdürülen aşı çalışmalarına ilişkin, "Çinlilerin bir çalışma verisini görmedik. Basında çıkan yüzde 99 rakamlarına bakmayın. Zaten bilimde böyle bir garanti vermek mümkün değil. Aşının o çalışmalarda etkili olması yetmeyecek. Bir de doz çalışmaları var. Bir doz mu olacak, Hepatit A aşısı gibi 2 doz mu, Hepatit B aşısı gibi 3 doz mu gerekecek? Onun bağışıklık süresi ne kadar olacak? Ayrıca bu çalışmalar hep genç ve sağlıklı kişilerde yapılacak. Bizim esas korumak istediğimiz grup yaşlı ve kronik hastalığı olanlar. Onların bağışıklığı zayıf. 'Onlarda da etkili olacak mı' diye ayrıca o gruplarda da çalışma yapmak gerekecek" ifadesini kullandı
Corona virüse karşı etkili bir aşının bulunup bulunamayacağını da değerlendiren Prof. Dr. Ceyhan, "Etkili bir aşı bulabilirsiniz. Ama o aşının aynı zamanda ucuz olması lazım. Şu anda çalışmalarda kullanılan teknolojiler oldukça pahalı. Bunu bütün dünya nüfusuna yapmanız için bunun kabul edilebilir bir fiyatta olması lazım. Ayrıca 8 milyar doz aşı diyelim ürettiniz bunların saklanması bile şu anki depo şartlarında çok zor, bir de dağıtılması var, uygulanması var. Ben bu salgının kontrol altına alınmasından önce böyle bir uygulamanın olacağına çok yüksek ihtimal vermiyorum. Muhtemelen aşı çıksa bile salgın özelliğini yitirir diye tahmin ediyorum. SARS'ta da öyle oldu. Bir aşı geliştirildi; ama denenemedi bile çünkü bitmişti salgın" dedi.
Corona virüsün tedavisinin veya ilacının aşıdan daha önce bulunabilme ihtimalinin olduğunu belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Şöyle düşünmesi lazım insanların dünya bir corona virüse karşı bir aşı geliştirebilmiş değil. 200'e yakın hastalık tarih doyunca çok sayıda insanı öldürmesine rağmen biz sadece 20'sine karşı etkili bir aşıya sahibiz. Demek ki aşı çok rahat bulunabilecek, istenen özellikte olacak bir şey değil, oldukça zor bir iştir aşı. Tedavi çok daha kolay. Belki ondan çok daha önce belki sonbaharda etkili bir tedavi veya etkili bir ilaç bulunabilir. Benim düşündüğüm olasılık, aşının uygulanabilir hale gelip uygulanması yüzde 5 kadar. Bir aşı bulursunuz; ama çok pahalı gelir bunu uygulayamazsınız, bir şeye yaramaz o zaman. 'Uygulanabilir' dediğiniz zaman çok şeyi içeriyor. Mesela hava sıcaklığından çok etkilenmeyecek, çok özel depolama şartları gerekmeyecek, taşınmasından etkilenmeyecek. Birçok konu var" ifadesini kullandı.