21.12.2017 - 08:17 | Son Güncellenme:
Selfie, günümüzün bir gerçeği. Hemen hemen herkesin mutlaka bir selfiesinin bulunduğu günümüzde, turistlerin gittikleri kentlerde olur olmaz her yerde fotoğraf çekmesi yerli halkın tepkisine neden oluyor.
Danimarka'da bisiklet kullanımı oldukça yaygın. Ülkenin başkenti Kopenhag'a özellikle yaz aylarında akın eden turistler de tıpkı yerli halk gibi bisiklet kullanmayı tercih ediyor. Ancak kuralları bilmeyen ya da umursamayan turistler nedeniyle bisiklet trafiğinde yaşanan aksaklıklar Kopenhaglıların canını sıkıyor.
Hindistan denince akla gelen ilk şeylerden biri yoga. Parklarda, boş alanlarda bir guru eşliğinde yoga yapanlara rastlamak mümkün. Özellikle Batılı turistler, bu yoga etkinliklerine katılmaktan kendilerini alıkoyamıyor. Ancak izinsiz ve habersiz katıldıkları bu yoga seansları nedeniyle tepkiyle karşılaşabiliyorlar.
Dünyanın en çok turist ağırlayan ülkelerinden biri olan İtalya, bu durumdan bazen şikayetçi oluyor. Tarihi kentlerin dokusuna zarar veren büyük turist kafilelerinin yanı sıra kurallara uymayan, örneğin Roma'nın ünlü Aşıklar Çeşmesi'nde yüzmeye çalışanlar, tepkilere neden oluyor.
Endonezya'da dilenmek hoş karşılanan bir durum değil. Ancak son yıllarda revaçta olan dilenerek seyahat etme akımı doğrultusunda ülkeye gelenlerin sayısı bir hayli fazla. Bu durum yerel halk tarafından genellikle onaylanmıyor ve destek görmüyor.
Ülkede İkinci Dünya Savaşı sırasında kurulmuş olan ve milyonlarca masum insanın öldürüldüğü toplama kampları önünde turistlerin selfie çekmesi hiç hoş karşılanmıyor.
Tayland'ın simgelerinden biri olan kaplanlar, özellikle turistlere yönelik aktivitelerde sık sık kullanılıyor. Ancak yerel halk hem kaplanların bu şekilde kullanılmasından şikayetçi hem de turistlerin fotoğraf çekmesi için bu canlıların uyuşturulmasına tepkili.
Dünyanın en güzel doğaya sahip ülkelerinden biri olarak kabul edilen Norveç'te, yerel halk, turistlerin doğaya saygılı olmamasından en çok da buzulların üzerine çıkmasından rahatsız.
Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan Londra'da, metro günlük yaşamın olmazsa olmazlarından. Her gün milyonlarca insanın kullandığı metroda özellikle turistlerin yüksek sesle konuşması, bu konuda oldukça hassas olan İngilizleri kızdırıyor.
Endonezya'da yerli halkın şikayetine neden olan bir diğer husus da turistlerin kiraladıkları motorsikletlerle trafik kurallarını hiçe sayıp akışı bozmaları.
Büyük bir fakirliğin kol gezdiği gecekondu mahallelerine girip burada yaşayanların fotoğraflarını çeken turistler bölge insanı tarafından hoş karşılanmıyor.
Amerika'nın orta batı eyaletlerinde yaşayan ve modernitenin sunduğu tüm teknolojik imkanlardan faydalanmayı reddeden Amishler, hayatlarını 300 yıl önce yaşamış ataları gibi sürdürüyor. Bu durum tahmin edileceği üzere turistlerin ilgisini çekmekte. Ancak sürekli fotoğraflarının çekiliyor olması Amishleri yer yer öfkelendiriyor.
Hırvatistan'ın dünyaca ünlü ulusal parkı Plitvice, özellikle fotoğrafçıların akınına uğruyor. Hırvatların büyük değer verdiği bu doğa harikasının fotoğrafçılar ve turistler tarafından özensiz kullanıldığını düşünen yerli halk kimi zaman bu konuda tepki gösterebiliyor.
Brezilya, çarpık kentleşmenin yoğun olarak görüldüğü, şehir merkezinin hemen yanında konuşlanan favela adlı gecekondu semtleriyle ünlü. Turistlerin bu mahallelere girip insanların izinsiz bir şekilde fotoğraflarını çekmesi tepkiyle karşılanıyor.