17.01.2017 - 11:24 | Son Güncellenme:
Belize, San Ignacio yakınlarında bulunan Actun Tunichil Muknal Mağarası, Maya Uygarlığı'na ait önemli bir arkeolojik sit alanıdır. Mağarada tanrı adına kurban edilen insanların olduğu tapınak olarak kullanılan bir kısım yer alıyor.
Çek Cumhuriyeti'nin Lukova kentinde bulunan bu kilise, bir cenaze töreninde tavanının çökmesi sebebiyle 1968 yılından bu yana kullanılmıyor. Sanatçı Jakub Hadrava'nın kiliseye yerleştirdiği ürkütücü heykelcikler mekana ürpertici bir hava katıyor.
Bu eski kemer köprü İskoç kenti Milton yakınlarında bulunuyor. 20. yüzyılın ortalarında bu köprüde tuhaf olayalr yaşanmış. Çok sayıda köpek 15 metre yüksekliğindeki bu köprüden atlamaya başlamış ve birçoğu kayalara çakılarak ölmüş. Hayatta kalan köpekler köprüye tekrar götürüldüğünde tekrar atlama girişiminde bulunmuş.
Aokigahara Ormanı'nın gayriresmi adı olarak bilinen İntihar Ormanı, Japonya'nın Honshu Adası'nda bulunuyor. İnsanların intihar etmek için tercih ettiği bir yer olması sebebiyle kötü bir üne sahip olan bu orman Japon mitolojisindeki şeytanlar ve hayaletler şehri ile özdeştiriliyor. Bu orman dünyada en çok intihar vakasının gerçekleştiği yer. Ormanın girişinde ''Hayatınız ebeveynlerinizin size bahşettiği paha biçilemez bir armağan. Ailenizi düşünün. Yalnız değilsiniz - Bizi arayın 22-0110'' tabelası bulunuyor.
Eski Yahudi Mezarlığı 1439 - 1787 yılları arası kullanılan bir kabristandı. Bu küçük alanda yaklaşık 100.000 ölü ve 12.000 mezar taşı bulunuyor.
1200-1500 yılından beri Kabayan mumyaları burada defnediliyor. Civarda yaşayan yerliler, ölülerin ruhlarının da orada olduğuna inanıyor. Daha önce yaşanan bazı hırsızlık olayları sebebiyle mezarlığın girişinde güvenlik görevlileri bulunuyor.
Meksika'ya ait bu tuhaf, terk edilmiş adada çok sayıda oyuncak bebek bulunuyor. Bir keşiş olan Julian Santana Barrera'nın 1950 yılında çöpe atılan oyuncak bebekleri suda boğularak hayatını kaybeden küçük bir kız çocuğunun anısına toplayarak bu adaya getirmiş ve her tarafa dizmiş. Barrera da 17 Eylül 2001'de boğularak hayatını kaybetmiş. Günümüzde adada yaklaşık 1.000 adet oyuncak bebek bulunuyor.
1887 yılında kurulmuş eski bir kömür madeni yerleşkesi olan Hashima bir dönem dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden birisiydi. 1 kilometre sahil şeridi olan bu adada 1959 yılında toplamda 5.259 kişi yaşıyordu. Kömür madeni 1974 yılında kapatıldı.
Bu şapel 16. yüzyılda bir Fransiskan rahibi tarafından inşa edildi. 18.6 metre uzunluğa ve 11 metre genişliğe sahip bu şapel yaklaşık 5.000 kadar rahibin kemiklerinden yapılmış. Şapelin tavanında '' Ölüm günü, doğum gününden daha iyidir'' yazıyor.
Kuzey Osetya'da bulunan ve küçük taş evlerden oluşan Dargavs ilk bakışta şirin bir kasaba gibi görünse de aslında antik bir mezarlıktır. Ölen insanların giysileri ve kişisel eşyaları mahzenlere defnedilir.
Bir zamanlar ruh ve sinir hastalıkları hastanesi olarak işlev gören bu bina günümüzde Brezilyalı sanatçı Herbert Baglione tarafından sanat merkezine dönüştürülmüş.
Paris'te labirent benzeri yeraltı tünelleri ve mağaraları bulunuyor. Bu labirent ağının yaklaşık 187 ila 300 kilometre uzunluğunda olduğu tahmin ediliyor. 18. yüzyılın sonundan bu yana yaklaşık 6 milyon ölü burada defnedildi.
50 yıl önce meydana gelen ve günümüzde de devam eden bir yeraltı yangını sebebiyle 1981 yılında 1.000 kişinin yaşadığı Centralia'da günümüzde yalnızca 7 kişi yaşıyor. Kentin nüfus yoğunluğu Pensilvanya'nın en düşüğü. Centralia ayrıca Silent Hill isimli bir oyunda prototip olarak kullanılmıştı.
Başkent Lome'da kurulan ve ilginç nesneler ve baharatların satıldığı bu pazar kurutulmuş maymun, bufalo ve leopar kafası bile bulmanız mümkün.
Poveglia, Venedik Lagünü'nde bulunan en ünlü adalardan birisidir. Vebaya yakalananların sürgüne gönderildiği bu adada 160.000 kişinin defnedildiği tahmin ediliyor. Birçok kişi adanın her yerinde hayaletlerin olduğunu söylüyor.
Çarmıhlar Tepesi yaklaşık 50.000 kadar haç ve çarmıha ev sahipliği yapıyor. Bilinenin aksine bu tepe bir mezarlık değil. Bu tepeye çarmıh yerleştiren kişilerin talihinin iyi olacağına inanılıyor.
İrlanda, County Offaly'da bulunan Leap Kalesi'nin dünyanın en lanetli kalelerinden birisi olduğuna inanılıyor. Kalenin en göze çarpan kısmı yeraltı zindanı. Bu kısım kalenin restorasyonu sırasında keşfedildi. Birçok kişi civarda, kalede zindana hapsedilmiş insanların ruhlarının olduğuna inanıyor.
Chauchilla Mezarlığı Peru'nun Nazca kentine 30 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 1920'li yıllarda keşfedilen bu alanda arkeologlar 700 yıllık insan iskeletleri keşfetti. Chauchilla Mezarlığı'nda yatan insanlar çömelme pozisyonunda ve gülümser şekilde defnedilmiş.
Antik Kartaca inancının en hazin ayini en küçük çocukları kurban etmekti. Kurban etme merasiminde ağlamak yasaktı ve en ufak bir göz yaşının bu bağışın değerini düşürdüğüne inanılıyordu. 1921 yılında arkeologlar hayvanlara ve küçük çocuklara ait saklama küplerinin bulunduğu bir alan keşfetti.
Dünyanın en tehlikeli adası olan Ilha da Queimada Grande tamamen ormanlarla kaplıdır ve kıyı şeridi 200 metre yüksekliktedir. Bu adada çok sayıda zehirli yılan bulunmaktadır. Metrekare başına 6 yılan düşmektedir. Bu yılanların zehrinin tesiri çok etkilidir. Brezilya bu adaya girişi yasaklamıştır.
1.441 metre yüksekliğindeki Buzluca Dağı'nın tam tepesinde yer alan bu yapı Bulgaristan'ın en büyük anıtıdır. Anıtın inşası 7 yıl sürmüş ve 6.000 fazla mühendis ve işçi inşaat çalışmalarında yer almıştır. Anıt,hasar görmüş bir UFO'yu andırıyor.
1. ve 2. Dünya Savaşı'nda Almanya Ordusu tarafından kullanılan bu hastanede 1916 yılıında Adolf Hitler de tedavi edilmişti. 2. Dünya Savaşı sonunda komünist bölge içerisinde kalan bu hastane Sovyetler Birliği'nin dışındaki en büyük Sovyet Hastanesi oldu. 60 ayrı binadan oluşan hastane günümüzde terk edilmiş ve mühürlenmiştir.
Cincinnati Metrosu inşaato 1884 yılında başlamış. 1. Dünya Savaşı sonrasında demografik değişiklikler sonucu metroya olan ihtiyaç ortadan kalkmış ve 1925 yılında yalnızca 16 kilometresi tamamlanan demiryolunun inşaatı yavaşlatılmış.
Filipinler'in On Luzon Adası'nda bulunan Sagada kenti ülkenin en ürtütücü yerlerinden birine ev sahipliği yapıyor. Kentte antik, tuhaf ve kayalara asılı tabutlar bulunuyor. İnanışa göre bir insanın bedeni ne kadar yükseğe yerleştirilirse ruhu da cennete o kadar yakın oluyor.Hazırlayan: Mehmet Can Kömürcü