Duyguları dile getirmede en çok işe yarayan yöntemlerden birisi de şiirlerdir. Yılda bir defa kutlanılan doğum günlerini anlamlı hale getiren şeylerden birisi de şiirler ve şarkılardı. Anne, baba, eş-dost, arkadaş ve sevgiliye hislerini aktarmada adeta tercümanlık görevi yapar.
Bir Doğum Günü İçin
Göklerin yüzü güldü mü
Dünyaya geldiğin zaman?
Azgın sular duruldu mu
Dünyaya geldiğin zaman?
Güneşler gibi tek miydin?
Ay ışığından ak mıydın?
Böyle nazlı çiçek miydin?
Dünyaya geldiğin zaman?
Yıldızlar halin sordu mu?
Bulutlar selam durdu mu?
Yerlerin kalbi vurdu mu?
Dünyaya geldiğin zaman?
Aşkını candan duymuşum,
Canım yoluna koymuşum.
Tam dokuz yaşındaymışım
Dünyaya geldiğin zaman.
Kim bilir nasıl güzeldin,
Göklerden yere süzüldün…
Benim alnıma yazıldın
Dünyaya geldiğin zaman.
Sabahattin Ali
Münevver'in Doğum Günü
Yapraklara dallara, yeşillere, allara,
nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara.
Yaprak dala, al yeşile yaraşır,
gayrı bundan böyle vermem seni ellere...
Nazım Hikmet
Aşk Mönösü
Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
Sen ülkemin yaz geceleri gibisin
Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
Beni unutma
Ah! saklı gülüm
Sen hem zor hem güzelsin
Şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
Sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
Sen memleketim kadar güzelsin
Ve güzel kal
Nazım Hikmet
Mutlu Yıllar
Bugün dünyayı istediğin bir renge boya
Rengârenk batan günü al karşına
Bir renk de kendinden kat
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gözlerini bir hikâye yarat
Vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat
Kalbindeki elleri bırakma sıkıca tut
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt
Yalnızlığın saltanatını sur, sur ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana…
Can Yücel
Bedenim iki dal döktü
Sanki içimde kıyamet koptu
Çaresiz suladım gövdemi
Sert rüzgarlar, fırtınalar koptu.
Yeşermedi filizlenen fidanlarım
Boran esti talan oldu dallarım
Hep çıkmaza girdi yollarım
Gizli baltalar vurdu kollarım
Derbeder günler süpriz
Yıkıldım güpe gündüz
Kavruldum kaldım susuz
Hazan oldu yaprak döktü doğum günümüz..
Can Yücel
Hoş Geldin Kadınım
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Ayağını bastın odama.
Kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi.
Güldün,
Güller açıldı penceremin demirlerinde
Ağladın,
Avuçlarıma döküldü inciler.
Gönlüm gibi zengin,
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam…
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Nazım Hikmet
İkimiz Aynı Günde Doğmuşuz
İkimiz aynı günde doğmuşuz
Birimiz kuş tüyü bir yatakta
Birimiz acıların kucağında
Birimiz doğar doğmaz üç doktor kesmiş göbeğini
Birimizin kendi anası
Birimize günlerce zevk mutluluk emzirmişler
Birimize yokluk, acı ve sefalet
İkimiz aynı gün okula başlamışız
Birimiz şehrin en pahalı kolejinde
Birimiz bir mahalle mektebinde
Birimizin evinde özel günler, özel öğretmenler
Birimizin evinde yaşanmamış gün görmemiş
En acı dersler…
Ve yıllar sonrasında birimizin elinde yaldızlı diplomalar
Birimiz ortaokuldan terk
Ve hayatı boyunca tek!
İkimiz aynı gün gurbete çıkmışız
Birimiz Avrupa’ya tahsile
Birimiz askere
Birimize adam oldu dediler alkış tuttular
Birimizi hep yok saydılar ve de unuttular
Birimiz hep ev değiştirdi, dost değiştirdi, sevgili değiştirdi
Tıpkı gömlek değiştirir gibi
Birimiz ne değişti, ne değiştirdi sevdiklerini
Bir saatli bomba gibi gömdü içine çektiklerini!
Ama bir gün
İkimiz de öleceğiz
Elbette senin mezarın mermerden olacak
Benimkisi şüphesiz meçhul kalacak
Ama unutma
Sakın unutma dostum
Senin Tanrı’ya borcun
Benimse hep alacağım olacak…
Ahmet Selçuk İlkan
İnsanların yüzlerini
Göremiyorum
Boğazım düğüm düğüm
Çözemiyorum
İstesen de yanına gelemiyorum
Tutsam şu karanlığı
Tutsam da yırtsam
Ah elim tutuşmasa elini tutsam
Susmasan konuşsan
Sesini duysam
Tutsam güzel yüzünü
Bağrıma bassam
Doğum günüm bugünüm
Doğum günüm gülüm
Doğum günüm diyorsun
Doğum günün kutlu olsun
Mutlu ol senelerce
Sana boncuktan kuş yaptım
Konacak pencerene
Karakollar beni alır
Sorgular gecelerce
Hiç bekleme belki gelmem
Gelemem senelerce
Kim bilir ne kadar güzelsin bugün
Benden uzaklarda doğum gününde
Hatırla ne kadar mutluyduk canım
Seninle geçen yıl doğum gününde
Kim derdi sonu bu öyle bir aşkın
Belki kurumuştur çoktan gözyaşın
Kutlu olsun sana bu yeni yaşın
Bana da sensizlik doğum gününde
Benim için bir mum yaktın mı bilmem
Camlardan yollara baktın mı bilmem
Ah burada olsa dedin mi bilmem
Yoksa unuttun mu doğum gününde
Kim bilir kiminle kesildi pasta
Bir dilim düşmez mi bu eski dosta
Sen sevinç içinde ben ise yasta
Senden uzaklarda doğum gününde
Elbette kuş olup gelmek isterdim
Ben de yanağından öpmek isterdim
Seni bir kez daha görmek isterdim
Alkışlar içinde doğum gününde
İki tel ağarmış saçım,
Birkaç damla gözyaşım,
Uğruna harcanan hayatım,
Sana, doğum günü hediyem
Uykusuz geçen gecelerim,
Gerçekleşmeyen hayallerim,
Karşılıksız kalan bu sevgim,
Sana, doğum günü hediyem
Bana çektirdiğin çileler,
Yıktığın pembe hayaller,
Kırdığım şişeler, kadehler,
Sana, doğum günü hediyem
Beni, bıraktığın için üzgün,
Ecelin gelsin, doğduğun gün,
Hatıralardan, bir demet hüzün,
Sana, doğum günü hediyem
Bugün benim doğum günüm
Sevgilim terk etti beni,
Umutsuzum.
Unuttum tencereyi ocağın üstüne,
Taştı sütüm,
Kısa devre yaptı ütüm,
Bozuldu süpürgem.
Bugün benim doğum günüm,
Telefona çıkmadı annem,
Üzgünüm.
Ahmet Altan Ekşioğlu
Sevdiğim sana doğum günü hediyesi olarak;
Bir martının gagasında tomurcuk bir gül
En sevdiğin renginden
Kanatlarında sevgimi,
Ayaklarında ise sana yazdığım şiirlerimi gönderiyorum
Doğum günün kutlu olsun sevdiğim.
Özlemlerinden biraz daha uzaklaşmış olsan da
Zaman akıp gitse de ruhundan bedeninden
Daha dün gibi olsa da gençlik yılların
Geçip giderken avuçlarından hayallerin
Vefasız olsa da yıllar takvimler sana
Hatırla o mutlu anılarını hayallerini
Üşüyen ellerin özlerse o sıcacık elleri
O an sığın can arkadaşım dediklerine
Aç o güzel yüreğini can dediklerine
Sarılır dostların o sıcacık ellerine
Hadi gül biraz yakışmıyor senin
O güzel gözlerine damlalar
Güldüğün sürece yeşerecek tüm hayallerin
O an açacak gönül bahçende güller
Zamana benzer durmaz akar yaşımız
Hiç gitmesin ruhundaki 18 yaşın
Bugün senin doğum günün.
Doğum günün kutlu olsun.
Üç kelebek bir böcek.
Seni seviyorum kelebeğim.
Bugün benim doğum günüm
Çaresizlik içinde tüm benliğim
Hüzünle dopdolu yaşlanıp giden yüzüm
Bir yıl daha geçti bak hala sensizim
Bugün benim doğum günüm
Yıllar sonra sözleri kağıda döktüğüm gün
Oysa en mutlu günüm olmalıydı doğduğum gün
Sen hariç her şeye sahipken bugün
Bugün benim doğum günüm
Gece yarısı düşüncelere daldığım gün
Gözümü uyku tutmadığı gün bugün
Doğum günüm gülüm
Umutlarımın tükendiği gün
Bugün…
Hayatımın en güzel yıllarında yaşadım seni,
Dolu dizgin, heyecan dolu yılları.
Ama bir o kadar da durgun bir o kadar da sakin,
Senin yanına gelince, değişen bir dünya.
Ömrü başladı sanırdım,
Doğduğum, nefes aldığım her an,
Ömrü çok başladı, geldi de geçiyor derdim.
Öyle değil, öyle değilmiş.
Ömrüm seninle başlamış,
Aldığım her nefeste bunu anlamak zor değil.
Çok başladı, geldi de geçiyor dediğim ömrüm,
Senin gülüşünle başlamış.
Senin doğum gününde,
Geçen günlerime bir yenisini ekleyerek,
Sana dair, hep sana dair
Cümleler kurarak, seni sevmek.