Shaggy ölmüş. Bu şehir efsaneleri dönem dönem ortaya çıkmış ve duyan gören okuyan herkesi kendisine inandırmıştır. İşte asla yok olmayacak o efsaneler... Bir felsefe sınavında hoca “risk nedir” diye sormuş, öğrencilerden biri de “risk budur” yazıp vermiş ve 100 almış. Aids’li biri herkes aids olsun diye aids virüslü şırıngayı sinema koltuklarına dik bir şekilde koyuyormuş. Aqua Park'larda kaydırak aralarına jilet koyuyorlarmış. Orhan Gencebay ağır uyuşturucu bağımlısıymış ama devlet sanatına katkılarından dolayı kullanmak bir tek ona serbestmiş. Bill Gates bu maili forwardlayan herkese servetini dağıtıyormuş. Japonlar “Haliç’i temizleriz fakat tek bir şartla! Ne çıkarsa bize kalır” demişler. Aynaya deodorant sıkıp televizyona tutunca Cine5'in şifresi açılıyormuş. Helin Avşar aslında Hülya Avşar’ın kızıymış. Van Gölü’nde canavar varmış. Canavar büyük, canavar yeşilmiş. Vakti zamanında Amerika’yla Japonya teknoloji yarıştırırken Amerika “bundan daha incesini yapamazlar” deyip kıl inceliğinde bir tel yollamış, Japonlar da bu teli ortasından delip geri göndermiş. Coca-Cola’nın yapıldığı kazanların içinde fareler varmış. Hatta kolanın rengini bu farelerin kanı veriyormuş. Üstüne üstlük hamamböceği görenler bile olmuş. Ken’le Ryu kardeşmiş. Ozzy Osbourne konserlerinde çivili ayakkabıyla civcivleri ezmiş. Büyük şehre yeni gelen genç, barda tanıştığı kişinin içkisine ilaç karıştırmasıyla kendini buz dolu bir küvetin içinde böbrekleri çalınmış bir vaziyette “112'yi ara yoksa öleceksin” notuyla bulmuş. System of a Down konser girişlerine “Köpekler ve Türkler giremez” yazıyormuş. Amerika’da bir Türk, Ferrari’sine tüp taktırmış da bunu duyan Ferrari arabayı ondan geri almış. Otobüste cep telefonuyla konuşulursa otobüs kitlenirmiş. Bilkent’te biri okula helikopterle gidip geliyormuş.