DÖNGÜSEL EKONOMİ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, deprem nedeniyle yıkıntı atıklarında minimum 110 milyon tonu aşkın atık çıkacağının öngörüldüğünü dile getirdi. Geri dönüşüm tesislerinin yerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Öztürk, depremden etkilenen bir bölgenin kurtarılması ve yeniden inşa edilmesinin en önemli unsurunun atıkların hızlı bir şekilde uzaklaştırılması ve arıtılması olduğunu kaydetti.
Öztürk, “Japonya’da, 2011 depreminden sonra yıkıntı atıklarının yüzde 81’i geri dönüştürüldü. Deprem ülkesi olan Türkiye de yıkıntı atığı yönetim planı hazırlamalı ve doğru hasar verisi toplamalı. Yıkıntı atıkları beton, demir, kiremit, yalıtım malzemesi, plastik, ahşap, elektronik, cam içeriyor. Asbest içeren bazı binalar yıkıldığı zaman tozu havaya karışmış olabilir. Yıkıntı atıkları asbest ve benzeri tehlikeli yıkıntı atıkları içerebilir. Bu yüzden yıkıntı atığı tekniğine uygun yönetilmeli” diye konuştu.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu ise konuyla ilgili olarak bakanlıkla irtibata geçtiklerini ve bakanlığın hazırlayacağı yol haritasıyla birlikte atık konusunda destek olabileceklerini açıkladı.
Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı Fatih Eren, “Üzülerek ifade etmeliyim ki yıkılan bina sayısı ve ortaya çıkan geri dönüştürülebilir atıkların sayısı oldukça fazla. Dolayısıyla bunların yeniden kazanım yapılıp geri dönüşüme tabi tutulmasını önemsiyoruz” dedi. Eren, yeni yapılacak binaların deprem yönetmeliğine uygun olması kadar evlerde ayrıştırma altyapısına da uygun inşa edilmesinin önem taşıdığını söyledi.