14.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
BÜLENT YARDIMCI
Cumhuriyet'in ilk kuruluş yıllarında başkent Ankara, tam bir şantiye alanı gibidir. 1930'lu yılların başlarında, Türk ve Avrupalı mimarların çizdiği binalar inşa edilir Ankara'da. Dahiliye Vekâleti, Genelkurmay Başkanlığı, Opera Binası, Halkevi, Ulaştırma Vekâleti vb. pek çok yönetim ve sanat binası inşa edilerek, büyük bir Anadolu kasabası olan Ankara, Genç Cumhuriyet'e yakışan bir başkent olmak üzere gelin gibi süslenir. Anadolu bozkırının ortasında kurulan şantiyelerde, Avrupa'nın dört bir köşesinden gelen mimarlar, mühendisler ve ustalar çalışır.
O dönem Ankara'da inşa edilen binalardan biri de Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'dür. Bugün Ankara'nın ortasında yüzük taşı gibi duran bu taş binanın inşaatında çalışan Macar taş ustaları, şarap isterler, "şarap olmadan çalışmayız" derler.
Aranır, taranır Ankara ve çevresinde şarap bulunamaz. Şarabın anavatanı olan Hitit ülkesinde, ne bağ kalmıştır ne de şarap imalathanesi. Cahillik, yobazlık ve uzun yıllar süren şavaşların getirdiği yıkım... Anadolu tam bir bozkıra dönmüş, yoksunluk içinde kıvranmaktadır.
Macar taş ustaları için ta Tekirdağ kıyılarından, Şarköy ve Mürefte'den Ankara'ya şarap getirilmesine karar verilir. Tekirdağ kıyılarından yola çıkan şarap fıçıları yelkenli gemilerle önce Haydarpaşa'ya getirilir, oradan trenle Ankara'ya ulaştırılır, Macar ustalar işi aksatmasınlar diye..
Buharlı lokomotiflerin odunla çalıştığı bu yıllarda, şarap fıçılarının başına yollarda olmadık kazalar gelir. Şaraba karşı olan bazı görünmez eller şarap fıçılarını sabote ederler. Kısacası Macar ustalarının şarap merakı tam bir sorun olur.
Anadolu'yu yeniden imar etmeye çalışan Cumhuriyet yönetimi, 1931 yılında Tekirdağ'da bir şarap fabrikası kurmaya karar verir. Çünkü mübadele ile Yunanistan'a göç eden Rumlardan kalan bağlar ve şarap imalathaneleri, Tekirdağ kıyılarında hâlâ can çekişerek yaşamaya çalışmaktadır.
Türkiye'de en büyük
1931 yılında Tekirdağ'da, Fransız uzmanların nezaretinde, 2.5 milyon litre şarap yapabilecek kapasitede inşa edilen Tekel Şarap ve İçki Fabrikası, bugün dev bir tesis. 2.5 milyon litre ile yola çıkan bu tesis bugün, Türkiye'de imal edilen tüm şarabın dörtte birini tek başına yapabilecek kapasiteye sahip.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 60 küsur milyon litre şarap imal edilirken, Tekirdağ Şarap Fabrikası tek başına yılda 15 - 16 milyon litre şarap üretebiliyor. Tesiste her yıl, şarabın yanı sıra, 17 milyon litre de rakı üretiliyor. Türkiye'de her yıl tüketilen 70 - 72 milyon litre rakının neredeyse dörtte biri de Tekirdağ'da yapılarak yurdun dört bir köşesine dağıtılıyor.
Tereciye tere satıyor
Tekel'in Tekirdağ Şarap Fabrikası her yıl Avrupa'ya 3 - 7 milyon litre arasında şarap satıyor. Müşteriler arasında, şarapta en iddialı ülke olan Fransa da var. Geçen üretim sezonunda 3 milyon 700 bin litre dökme ve şişeli şarap ihraç edilmiş. Üç metre çapındaki 10 bin litrelik dev meşe fıçılarda yıllandırılan Tekirdağ şarabının müşterileri ise İsveç, Norveç, Fransa, İngiltere ve Almanya. İhraç edilen şarap miktarı bazı yıllar 7 milyon litreye kadar çıkıyor.
Hat, E - 5'in altından geçiyor
Tekirdağ kıyılarından yükselen bir yamaçta kurulu bulunan Tekirdağ Şarap Fabrikası, kıyıya bir dekovil hattı ve bir boru hattı ile bağlanmış.
Fabrikanın ilk kurulduğu yıllarda sandallar ve yelkenli gemilerle Marmara sahillerindeki köylerden fabrikanın iskelesine getirilen üzümler, fabrikaya dekoville taşınırmış. Dekovil hattı bugün kullanılmıyor. Bağlardan toplanan üzümler traktör ve kamyonlarla taşınıyor fabrikaya.
Fabrika ile iskele arasında, E - 5 karayolunun altından geçen bir boru hattı döşenmiş. Avrupa'ya ihraç edilen milyonlarca litre dökme şarap, 550 metrelik bu boru hattından geçerek iskeleye yanaşan şarap tankerlerine dolduruluyor. Avrupalı firmalar, dökme olarak aldıkları Tekirdağ şarabını şişeledikten sonra kimbilir kaça satıyorlar?
Trakların ülkesi
Eski çağlarda Trak halkının yaşadığı Trakya'da, 1920'li yıllarda ölmek üzere olan bağlar, Tekirdağ Şarap Fabrikası'nda yakılan ateşle canlanmış. Son yıllarda çok modern bağlar kurulmuş. Yazın sıcak, kışın kuru bir ayazı olan Trakya topraklarında yetişen pek çok yerli ve yabancı üzüm çeşitleri, her gün biraz daha güçlenen Trakya şarap sanayiini besliyor. Trakya'da yetişen Semillion, Yapıncak, Klaret cinsi üzümlerden beyaz şarap, Gamay, Cinsoult, Papazkarası, Adakarası ve Kara Lahana cinsi üzümlerden de kırmızı şarap elde ediliyor.
Bugün Tekirdağ sahillerinde Mürefte'de, Şarköy'de pek çok özel sektör firması milyonlarca litre şarap yapıyor. Tekel, başta Tekirdağ fabrikası olmak üzere Kırcasalih (2.5 milyon litre), Şarköy, Hoşköy ve Uçmakdere (toplam 5 milyon litre) şaraphaneleri ile bu konuda başı çekiyor.
Fıçı yıkayan müdür
Tekirdağ Tekel Şarap ve İçki Fabrikası'nı yöneten Müdür Kadir Albayrak bir kimya mühendisi. 32 yıl önce işçi olarak işe başladığı fabrikada 10 yıldır müdür olarak görev yapıyor. "İşe girdiğimde, 10 tonluk fıçıların içine girerek yıkardım" diye anlatıyor. Fabrikanın tüm bölümlerinde çalışarak her tür işi yapmış, eskilerin deyimiyle çekirdekten yetişmiş.
Albayrak her iki içkinin de uzmanı. "Ama" diyor, "Benim yüzde 60'ım rakı, yüzde 40'ım şaraptır." Rakı tercihini öne çıkaran Albayrak degüstatör, (içki tadımcısı). Uluslararası yarışmalarda jüri üyesi olarak görev yapan Albayrak, şunları söylüyor:
"Keyfiniz yoksa, hasta, grip, nezle iseniz sakın içmeyin. Yoksa içki sizi içer. Kafa bozuksa bir kadeh rakı etkileyebilir. Şarap beş duyuya hitap eder. Kadehte içkiyi elinize alacaksınız (dokunma), rengine bakacaksınız (görme), koklayacaksınız (koklama), bir yudum alıp ağzınızda yuvarlayacaksınız, iki yanak arasında dolaştıracaksınız (tatma) ve arkadaşınızla kadehleri çın - çın tokuşturacaksınız (ses)."
Bordo şişeli Tekel şarapları
Tekel, geçtiğimiz aylarda iki yeni şarabını, antik
şişelerde piyasaya sundu. Artık Tekel özel şişesiyle de yerli ve yabancı şarapların rakibi. Şunu söyleyebilirim; Tekel şarapları yalnız tadıyla değil, şişesiyle ve şık karton kutusuyla da yurtdışından gelen misafirlerimize hediye edebileceğimiz nitelikte. Bu yeni şaraplardan biri, Harput. Elazığ yöresinin Boğazkere ve Öküzgözü ile Trakya'nın Gamay, Cinsaut üzümlerinden üretilen Harput, aslında Buzbağ ve Trakya kırmızı şarabının bir karışımı. Kırmızı sek kalite bir şarap.
Diğeri ise Trakya Semillion ve Orta Anadolu Emir üzümlerinin karışımından üretilen beyaz sek Keyif şarabı. Her ikisi de özel aromalı ve bukeli olan bu şarapları, 3 - 5, hatta 10 yıl saklayabilirsiniz.
Güzel Marmara | 3.850.000 Tl. |
Trakya | 4.400.000 Tl. |
Keyif | 8.500.000 Tl. |
Harput | 8.500.000 Tl. |
Semillion | 8.500.000 Tl. |
Hoşbağ | 8.500.000 Tl. |
Gamay | 8.500.000 Tl. |