En700 firmaya kucak açacak

700 firmaya kucak açacak

30.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

700 firmaya kucak açacak

700 firmaya kucak açacak





55 yaşındaki deneyimli yönetici, gözlerini kısarak uydu haritasındaki bir noktayı gösterdi; "İşte tam buraya bir şarap bağı kuracağım. Türkiye'nin en kaliteli üzümlerini yetiştirip, en kaliteli şaraplarını elde etmek istiyorum. İçinde bir de şarap okulu olacak. Uzman bağcılar, diplomalı tadımcılar yetiştireceğim."
Parmağıyla bir başka noktaya dokundu; "Buraya da bir teknokent kuruyorum. Parası olsun olmasın, yazılım üretiminde iddialı olan genç şirketleri burada toplayacağım. Ürettiklerini dünyaya satmalarında yardımcı olacağım."
Tepe Grubu'nun 30 yıllık yöneticisi Ali Kantur'un sıradan bir günü işte böyle başlıyor. Önüne Bilkent'in uydu haritasını açıyor ve "Şehrimi daha nasıl güzelleştirebilirim, nasıl yeni para kaynakları, yeni iş alanları yaratabilirim" diye düşünüyor.

Ankaralı değil Bilkentli
Tıpkı SimCity oynar gibi. Tabii bir farkla. Dünyanın en çok satılan bilgisayar oyunu SimCity'de herşey simülasyon. Yani sanal. Bilkent'te ise gerçek. Ankara'nın merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Bilkent, Türkiye'nin özel sektör eliyle yaratılmış ilk semti.
Aslında buraya semt demek doğru değil. Henüz özerk bir belediyesi yok ama burada yaşayan 30 bin kişi, kendilerini 'Ankaralı' olarak değil, 'Bilkentli' olarak tanımlıyor. Haksız da değiller.
Türkiye'de hangi semtin kendine ait bir üniversitesi, fabrikaları, resmi olmasa da belediyesi, spor ve kültür merkezleri, ormanı, barajı, elektrik santrali hatta senfoni orkestrası var ki?
'Bilkent Şehri'nin var.
612 hektar üzerine kurulu bu şehirde onbine yakın kişi 'sınırdışı'na çıkmadan yaşıyor. Bilkent Üniversitesi ve diğer okullardaki eğitim kadrosu, Tepe Grubu'na bağlı şirketlerde ve fabrikalarda çalışanlar ile öğrenciler bu nüfustan.

Üniversiteyle başladı
Ali Kantur, Bilkent'i yaratma sürecine 1984'te başladıklarını söylüyor. "Aslında herşey üniversite ile başladı. Lojmanlar, sosyal mekânlar derken burasının bir cazibe merkezi haline geldiğini gördük. Sonrası planlı gelişti. 4 bini aşkın konut inşa ettik, fabrikaları taşıdık, altyapıyı kurduk" diye anlatan Kantur, Bilkent'in kendi elektriğini ve suyunu üreterek, çöp toplama - arıtma, temizlik gibi belediye hizmetlerini kendi kendine yaparak, Ankara'dan bağımsız bir yapıya kavuştuğunu anlatıyor.
Bilkent'in taşında toprağında emeği bulunan, ağaçlarını bile elleriyle diken Kantur, 'Bir şehir yaratma' macerasına Atatürk'ten esinlenerek atılmış.
"Büyük Önder, 1 Kasım 1937'de TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmasında Türkiye'yi 'batı - merkez ve doğu' olarak ayırıyor, İstanbul Ankara ve Van bölgelerinde ilkokuldan üniversiteye tüm eğitim kurumlarını da içeren modern kültür şehirleri yapılması gerektiğini vurguluyordu" diyen Kantur, Atatürk'ün hayata geçirilemeyen bu vizyonundan çok etkilendiğini, Bilkent'i kurarken bu sözleri rehber olarak aldığını belirtiyor.
Bilkent'te asıl hedeflerinin modern bir kültür şehri kurmak olduğunu anlatan Kantur, Ankara'nın bin kişilik ilk balo salonu, Avrupa'nın en büyük fitness merkezi olan Sports International, Cinemaxx sinema binası, 70 bin metrekarelik Bilkent alışveriş merkezi, prestijli restoranların bulunduğu Ankuva ve 4 bin kişilik açıkhava tiyatrosunu kurarak bu hedeflerine ulaştıklarını söylüyor.
Tepe Grubu'nun yönetim merkezini ve fabrikalarını da buraya taşıyarak istihdam merkezi haline getirdiklerini ifade ediyor.

Ankara'nın ağız tadı
Kantur, Ankaralılar'ın da artık eğlenmek, spor yapmak, yemeğe çıkmak için Bilkent'in yolunu tuttuklarını belirterek, "Bilkent'i çıkarırsan Ankara'da sosyal yaşam biter. Burası Ankaralı'nın ağız tadı oldu" diyor.
Kendisi de Ankara'ya mecbur olmadıkça gitmiyor. Yurtdışından gelen misafirlerini Bilkent'te ağırlıyor. "Ankara üstüme üstüme geliyor. Trafiği, havası, kalabalıklığı beni yoruyor" diyor.

Tepe Grubu'nun Bilkent için 10 yılda toplam 1.5 milyar dolar yatırım yaptığını anlatan Kantur'un şimdiki projesi Teknopark.
Ankara'nın bir sanayi kenti olma şansını kaybettiğini anlatan Kantur, ancak bilişim sektöründe önemli bir fırsatla karşı karşıya olduklarını belirtiyor. "Bilkent'te kurmaya başladığımız teknoloji serbest bölgesi, 600 - 700 firmaya kucak açacak. Şimdiden 37 şirket yerini aldı bile. Burada 10 yıl içinde 10 bin kişilik kaliteli bir istihdam yaratmayı planlıyoruz. Buradaki firmaların ürünlerini ihraç etmesi ve uluslararası birer marka olması için Tepe olarak tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz. Ankara'nın kaderini değiştireceğiz" diyor.



BUSINESS


Kekeleme kaptan, sonra maçı kaybederiz
Bu bir kariyer planlaması haberidir
Tepe'nin 1.5 milyar dolarlık SimCity'si
Ağzı kamaştırmayan Trabzon hurması ürettiler
OECD ülkelerinde etik altyapı güçlendirme arayışı
Flamenko bilmeyen, boğa güreşi izlemeyen, İspanyol yönetici
Meltem'in Hülya Avşar'dan öğreneceği çok şey var...
Bu köy, o köy değil
Bunu o bile tahmin edemezdi
Yeniçeri'yi yatıştıran akide şekerinden modern sanayiye
İnternet dairesi var, ama kimse yararlanmıyor
'Bir aksilik'ti, 'bir şans' oldu Alper Bey'in şirketini büyüttü
En zengini Real Madrid
'İnternet pazarında at çok, yem az'
Kokusunu aldık
Dünya turu