Z kuşağının ‘iş’ tanımı sınırları kaldıracak
18.10.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
İş dünyasının geleceğinde Z kuşağı gençler var. Ancak dünya genelinde yapılan araştırmalar, Z kuşağının işe bağlılığı konusunda tereddütler olduğunu gösteriyor.
DUYGU ERDOĞAN - Şirketlerin Z kuşağı gençlerle çalışma isteğinin de azaldığı görülüyor. Buna karşılık Z kuşağı ile yapılan çalışmalar ve genç çalışan sayısı yüksek şirketlere göre ‘sorunun’ çözümü basit: Gençlere geleceğine yönelik umut verin... Kuşağın beklentileri göz önünde bulundurulduğunda iş dünyasına, geleneksel yaklaşımındaki hiyerarşik ve kontrol odaklı modeller yerine, daha işbirlikçi, esnek, teknoloji odaklı ve insan merkezli uygulamalara yönelmesi önerisi iletiliyor.
Z kuşağının iş hayatındaki dinamikleri, dünya genelinde gündemde yer alan önemli bir tartışma konusu haline geldi. İş dünyasının mevcutta ‘değişim gücü’ olarak gösterilen bu jenerasyon; aynı zamanda işverenleri çekimser durumda bırakıyor. Son olarak eğitim ve kariyer danışmanlığı platformu Intelligent tarafından hazırlanan bir rapora göre, yeni mezunların çoğu işyerine nasıl uyum sağladıklarıyla ilgili şikayetlerle karşı karşıya kalırken, işverenler onları işe alma konusunda giderek daha fazla tereddüt ettiklerini bildiriyor. Araştırmaya göre Z kuşağı çalışanlarının 4’te 1’i iş yerinde mutsuz ve yüzde 20’si işini bırakmayı düşünüyor.
PEKİ PİYASA HAZIR MI?
Araştırmanın dikkat çektiği önemli bir nokta ise, mevcut iş piyasalarının henüz Z kuşağına göre ‘hazır’ olmadığını gösteriyor. Deloitte çalışmasına göre yeni jenerasyon, daha esnek, değer odaklı ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı talep ediyor. İşverenler bu geri bildirime yanıt vermediğinde ise mutsuz bir çalışan kadrosu ile karşı karşıya kalıyorlar. Deloitte Türkiye İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri İlksen Keleş, “Daha esnek, değer odaklı ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı talep ediyorlar. Endüstri bazında olmasa da en önemli beklentileri kârın ötesinde bir amaca sahip olan ve topluma olumlu katkıda bulunan bir organizasyonda çalışmak. Etik kaygılar nedeniyle bazı iş tekliflerini reddedebiliyorlar ve iş yerinde değerleriyle çelişen sorumlulukları kabul etmiyorlar. Özellikle çevresel sürdürülebilirlik, cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik gibi konulara duyarlılar ve işverenlerinin bu alanlarda daha aktif olmasını talep ediyorlar. Öte yandan işverenler bu geri bildirimleri dikkate alıp olumlu yanıt verdiklerinde, çalışan bağlılığının çok daha yüksek olduğunu görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
İŞ VE YAŞAM DENGESİ
İş tercihinde yeni kuşağın temel motivasyonu ‘iş-yaşam dengesi’ olarak gösteriliyor. İlksen Keleş, uzaktan ya da hibrit çalışma modellerine ilgilerinin bu nedenle önem kazandığını ifade etti. Keleş, “Diğer yandan, Z kuşağı finansal zorlukları derinden hisseden jenerasyonlardan biri. Bu durum, iş dünyasından daha fazla esneklik ve destek beklemelerine yol açıyor. Yan işlerle ek gelir sağlama ya da büyük yaşam kararlarını erteleme gibi stratejilerle ekonomik baskılarla başa çıkmaya çalışıyorlar. Bu bağlamda, şirketlerin çalışanlarının kariyer gelişimlerini destekleyecek programlar sunmaları, Z kuşağı üzerinde olumlu bir etki yaratıyor” dedi.
‘YOL HARİTALARINI ÇİZELİM’
Çalışma hayatının geleneksel kurgular yerine sürekli gençleşmesi gerektiği ihtiyacını dile getiren Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Qlux IDEAS Genel Müdürü Burak Önder, bu sayede gençlerin kendi geleceklerini hayal edebilecekleri bir ortam halini alabileceğini ifade etti. Önder, “Ben tüm sorumluluğun ya da sorumsuzluğun gençlere yüklenmesine karşıyım. İş yaptığımız pek çok ülkede aynı çekimserlikler var ancak gençleri anlayıp, ekosistemimizi karşılıklı hazır hale getirirsek, onların elinden daha iyi tutarsak; bu iş dünyası için iyi bir kazanım olur. Bir şirketin, yöneticinin gençlere bulundukları ortamda geleceklerini olduğunu, daha iyiye birlikte ulaşmaya hazır olduklarını göstermesi; onlara yol haritası çizmesine ihtiyaçları var” değerlendirmesini yaptı.
