03.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYLİN RANA AYDİN - İklim değişikliği, enerji krizi, gün geçtikçe yükselen enerji fiyatlarıyla birlikte yeşil enerji konusu ön plana çıkıyor. İklim belirsizlikleri, enerjide yaşanan sorunlar da yenilenebilir enerjinin büyümesine katkı sağlıyor. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma amaçları çerçevesinde 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjinin artırılması öngörülürken, güneş, rüzgâr, jeotermal gibi enerji türleri de bu kapsamda yükselişe geçiyor.
Kasım ayında Mısır’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nda (COP27) fosil yakıtların kullanımına son verilmesine yönelik tartışmalar sürse de bir ilerleme sağlanamamıştı. Ancak konunun uzmanları, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte fosil yakıtlara dayalı enerji sistemindeki sorunların göz önünde bulundurularak ülkelerin enerji konusunda daha bağımsız olabileceği sistemlere yönelmek istediğini de belirtiyor.
COP27’de Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından sunulan raporda, 2050 yılına kadar iklim hedeflerine ulaşılmasının gelecek 10 yılın sonunda alınacak önlemlere bağlı olduğu belirtiliyor. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının iklim için de kolayca ulaşılabilir olduğu belirtilirken, sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 75’inin enerji üretiminden kaynaklandı da ifade ediliyor.
Temiz enerji
Bu veriler doğrultusunda iklim kriziyle mücadele için yenilenebilir enerji sistemlerine geçişin hızlanması gerekirken, özel sektörden kamuya kadar pek çok kurum ve kuruluş da bu yönde önlemlerini almaya çalışıyor. Endüstriyel üretimin en büyük gider kalemlerinden biri olan enerji maliyetlerini düşürme konusunda yatırımlar yapılıyor. Özellikle üretici ve ihracatçı pek çok kurum da AB Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde gerekli çalışmaları yürütüyor. Bu kapsamda karbon ayak izini azaltma, temiz enerjinin üretim süreçlerindeki payını artırmak isteyen şirketler, gerekli yatırımlarla sürece katkı sağlıyor. Bu yönde üretim tesislerinde yapılan pek çok sürdürülebilir çalışmanın yanı sıra güneş enerjisi panelleriyle de kendi elektriklerini üretiyorlar. Bu doğrultuda güneş enerjisinden sağlanan elektrikle birlikte karbon salımı da engellenmiş oluyor.
‘Yenilenebilir’e hız…
Ernst & Young’ın (EY) da 60. kez gerçekleştirdiği Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi (RECAI) araştırmasına göre, son dönemde tüm dünyada devletler yenilenebilir enerji programlarına hız veriyor. Araştırmanın ilk üç sırasında ABD, Çin ve Almanya yer alıyor. RECAI ilk 40 pazar sıralamasına göre ABD, yeşil hidrojen endüstrisi için bir önemli bir adım olan ve Ağustos 2022’de kabul edilen Enflasyonu Düşürme Yasası’nın da etkisiyle listenin ilk sırasındaki yerini koruyor. Yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlandırma yolundaki taahhütlerini sürdüren Çin ikinci sıradaki yerini korurken, Almanya ise yenilenebilir enerji sektörüne sağlanan yeni desteklerin etkisi ile bir basamak yükselerek üçüncü oldu EY RECAI 59’da 25. sırada olan Türkiye ise, EY RECAI sıralamasında bir önceki sürüme göre beş basamak gerileyerek 30. sırada yer aldı.