11.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Küresel olmanın ayrıca üretim, tedarik zinciri ve dağıtımda ölçek avantajından faydalanarak maliyet düşürmek, daha rekabetçi fiyatlarla ürün sunmak ve yetenek havuzunu genişletmek gibi faydaları da var. Marka prestijindeki artışı da unutmamak gerekir. Ancak, küreselliğe ya da çok ulusluluğa erişmek kolay olmuyor.
Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper geçen hafta bir sohbette, “Bugün sadece ihracat yapmak, ihracat üzerinden döviz geliri elde etmek, küresel şirket unvanını hak etmek için yeterli değil. Küresel şirket olabilmenin yolu, farklı coğrafyalarda müşteriye ve endüstrilere yakın olmaktan geçiyor. Bununla birlikte, sadece ürettiğiniz ürün değil, bunu nasıl ürettiğiniz de önemli” diyordu.
Alper ile bu sohbet, Çimsa’nın İrlanda’daki tesisinde gerçekleşti. Oradaki operasyonlarını görünce küresellikten neyi kastettiğini daha net anladım.
Biz bir grup gazeteci, İrlanda’da bir çimento tesisini ziyaret etmeyi bekliyorduk ama başka bir şirket bulduk. Çimsa, geleneksel bir çimento üreticisi olmaktan, küresel ve çeşitlendirilmiş yapı malzemeleri şirketine dönüşmüş. Çimento üreticisiyken, küresel bir yapı malzemeleri üreticisi olmuş.
Sabancı Grubu, Çimsa’nın Mannok tesislerini 2024 yılında aldı. Bu işlem, geçen yıl bir Türk şirketi tarafından yurtdışında yapılan en büyük satın almaydı. Hisse değeri 253 milyon dolar ve toplam şirket değeri ise 360 milyondu. Tesislerin bir kısmı Kuzey İrlanda’da ve diğer bölümü ise İrlanda Cumhuriyetinde yer alıyor. Yani, iki ülke üzerine kurulmuş bir tesis gördük. Toplam 800 çalışanın Kuzey İrlanda tarafında olanları sterlin ve İrlanda Cumhuriyeti tarafında çalışanları ise euro cinsinden maaş alıyorlar. Bu da küreselliğin bir göstergesi olsa gerek. Ancak sadece para birimi, yasal mevzuat ya da iklim farklılıkları değil; farklı dillerden, farklı dinlerden yüzlerce hatta binlerce çalışanı tek takım altında bir araya getirmek ve şirket kültürü etrafında kenetlemek küreselliğin gereklerinden olmalı.
Bu anlamda sadece Sabancı değil çok ulusluluğu yakalamış başka Türk şirketleri de bulunmaktadır. Konfor zonundan çıkmayıp yerele takılıp kalmanın getirdiği riskleri gören birçok şirkette de son zamanlarda dışarıya çıkma hevesinin arttığını görüyorum. Görünen o ki; dünyaya açılan Türk şirket sayısı önümüzdeki dönemde daha da artacaktır.
Dünyadaki dönüşümle birlikte, “küresel şirket” kavramının da yeniden tanımladığının altını çizen Cenk Alper küreselliğin önemli bir boyutuna dikkat çekti: “Sadece ihracat odaklı bir bakış açısıyla 200-300 milyon dolarlık işler yaratabilirsiniz. Ama bizim hedefimiz, milyar dolarlık işler yaratmak. Bunun için dijital ve sürdürülebilirlik kadar ölçeklenebilirlik çok önemli. Türkiye dışına taşmadan, hudutsuz koşmadan bu ölçeği yakalamak mümkün değil. Çimsa bu stratejinin çok önemli bir örneğidir.”
Çimsa karbonsuzlaştırılması en zor sektörlerden birinde faaliyet gösteriyor. Belki de dünyada karbon salınımı en fazla olan sektörlerden birinde. Ancak, sürdürülebilirliğe giden yolda önemli adımlar atmış, önemli inovasyon ürünleri üretir hale gelmiş.
Çimsa’nın dönüşüm stratejisini “Çimentodan Malzeme Teknolojilerine, Yerelden Küresele, Griden Yeşile” şeklinde açıklayan Çimsa Genel Müdürü Umut Zenar, şirketin küreselleşme vizyonunu anlatırken ise bazı rakamlar verdi: Yüzde 75 döviz bazlı gelir yaratımı, yüzde 70 sürdürülebilir ürün portföyü, yüzde 40 sürdürülebilir enerji kaynağının yanı sıra Ar&Ge merkezleri ve Bilime Dayalı Hedefler İnsiyatifi (SBTi) gerçekleşmeleri.
Cenk Alper’in dediği gibi “Bunu hangi teknolojilerle üretiyorsunuz, bu teknolojiye sahip misiniz, üretimde ne kadar sorumlu davranıyorsunuz… Tüm bunlar artık yapbozun parçaları.“ Yani üst sıralara oynayan bir küresel oyuncu olmanın bazı getirdikleri ve gereklilikleri var.
Şeyma Subaşı, Mısırlı iş insanı Mohammed Alsaloussi (Meedo) ile nikah masasına oturmuştu. 3 Mayıs 2023 tarihinde evlenen çift, 29 Eylül'de boşanmıştı. Subaşı, biten evliliği hakkında ilk kez konuştu.