01.04.2022 - 09:47 | Son Güncellenme:
İHA
16 sene boyunca çalıştığı şirketten emekli olan işçi, yıllık izin ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle dava açtı. 09.02.2000 - 02.09.2016 tarihleri arası sürekli ve kesintisiz şekilde araç ve nakliye dağıtım elemanı olarak çalıştığını belirten işçi; fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının kendisine ödenmediğini öne sürdü.
KARAR TEMYİZ EDİLDİ
Kıdem tazminatının ödenmesini istediğini, ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istedi. Davalı şirket iddiaları reddetti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Davalı şirket kararı istinaf etti. Bölge Adliye Mahkemesi de itirazı reddetti. Davalı şirket kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay; bir işçinin 16 yılı aşkın bir süre çalışmasına rağmen yıllık izin kullanmasını hayatın olağan akışına ters buldu. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça belirsiz alacak davası açılmıştır. 4857 sayılı İş Kanununun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır.
İSPAT YÜKÜ İŞVERENE AİTTİR
Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalışması boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 09.02.2000- 02.09.2016 tarihleri arasında fiilen çalışmasına esas 16 yıl 18 günlük hizmet süresi üzerinden 296 gün izin hakkı bulunduğu tespit edilerek hesaplanan yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI
Davacının on altı yılı aşan süre ile çalışmasına rağmen izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacının çalışma süresi boyunca herhangi bir zamanda yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün kullandığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."