02.07.2022 - 10:56 | Son Güncellenme:
İHA
iHA muhabirinin İçtihat Bülteni'nden aldığı bilgiye göre, bir AVM'nin otopark işletmeciliği için M.E.'e ait şirket ile AVM yönetimi anlaştı.
M.E., 10 yıllık kiralama bedelini o dönemin AVM yöneticisine ödedi, karşılğında makbuz aldı. Bir süre sonra AVM'de yeni göreve gelen yönetici, otopark işletmecisi M.E ile yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu bildirdi.
Bunun üzerine ödediği paranın peşine düşen M.E., 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Otopark işletmeciliği yaptığı sürede faydalı masrafları olduğunu; ayrıca ödediği kira bedeli nedeniyle de davalı alışveriş merkezinin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürdü.
Ödediği paranın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı AVM yönetimi ise davacının işgal ettiği yerin müvekkili AVM'nin otoparkı olduğunu, otoparkın ancak tüm kat maliklerinin oy birliği ile kiraya verilebileceğini, böyle bir karar olmadan davacının akdettiği kira sözleşmenin hukuka uygunluğunun bulunmadığını öne sürdü.
Yönetici sıfatı ile B.K. tarafından yasal dayanağı olmaksızın ortak mahallin kiraya verildiğini ve kira bedelinin yetkisiz yönetici tarafından tahsil edildiğini, yönetime bu kira bedeline ilişkin hiç bir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini savundu. Mahkeme; davacının site yönetimine kira bedeli ödediğini ispat edemediği, ödemenin daha sonra yönetimden uzaklaştırılan ve haklarında ceza davaları da bulunan şahıslara yapıldığına dikkat çekti. AVM'nin kasasına girdiği sabit olmayan bu bedelin eski yöneticilerin şahsından istenebileceği, taşınmazın tüm kat maliklerinin oy birliği ile karar alınmaksızın kiraya verilmesinin olanaklı olmadığı, bu yönü ile davacının kira bedeline ilişkin taleplerinin reddine hükmetti. Davacı kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, "Kiraya veren temsilcisi tarafından tahsil edildiği anlaşılan ve kira sözleşmesine eklenen makbuzlar dikkate alındığında temsilciye yapılan ödemeler davalı yönetimi bağlar. Mahkemece bu durumda davacı kiracının taşınmazı tahliye ettiği tarihe kadar olan kira borcu hesap edilerek kalan bedel üzerinden kira bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir" ifadeleriyle mahkeme kararı bozuldu.
Yeniden yapılan yargılamada mahkeme, ilk kararında direndi. Davacı kararı temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.
Kararda; toplu konutların sorunsuz tek elden ve profesyonelce yönetilmesinin, kat maliklerinin huzur içinde birlik hâlinde yaşaması noktasında en büyük görevin yöneticiye düştüğü hatırlatıldı.
Yöneticinin kat maliklerinin vekili olarak iş ve işlemlerde kendilerini temsil etme yetkisine sahip olduğu hatırlatıldı. Yöneticinin verilen yetkiyi kötüye kullanması hâlinde, kat malikleri, yöneticinin yaptığı sözleşmelerle bağlı sayılamayacağı vurgulandı. Kararda, "Hatta sözleşme ifa edilmiş bile olsa sonuç değişmez. Buna karşılık sonradan icazet verilmişse, vekâletin kötüye kullanıldığı iddiası ileri sürülemez. Ancak yöneticinin, yetkisini kötüye kullanarak bundan habersiz olan iyi niyetli üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmeler geçerli olup iyi niyetli üçüncü kişiler korunacaktır. Böyle bir hâlde müvekkil, vekilini iyi seçmemesinin sonuçlarına katlanmalıdır. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, davalı AVM'ye ait otoparkın kiralanması amacıyla eski yönetici ile kira sözleşmesi imzaladığı ve on yıllık kira bedelini anılan yöneticiye ödediği hususunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Buradan yetkisi olmayan yönetimin yaptığı hukukî muameleden kat maliklerinin sorumlu tutulmadığı sonucu çıkmaktadır. Ne var ki, davaya konu edilen husus eski yönetime yapılan fazla ödemenin iadesine ilişkin olduğuna göre, burada önemli olan nokta eski yönetimce tahsil edilen bedelden kat maliklerinin dolayısıyla şimdiki yönetimin sorumlu olup olmayacağıdır. Davacı tarafından on yıllık kira bedeli olarak ödenen bedelin davalı AVM'ye ait yönetim kaşesiyle makbuz karşılığında tahsil edildiği açıktır. O hâlde, yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında, kat maliklerini temsilen tahsil edilen paranın davacıya iadesinden eski yöneticinin şahsen sorumlu olduğundan bahsedilmesi, davalı yönetimin kasasına girmediğinin dolayısıyla kat maliklerinin sorumlu olmadığı sonucuna ulaşılması yerinde olmayacaktır. Temsilciye yapılan ödemeler davalı yönetimi bağlar. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir" ifadeleri yer aldı.