09.04.2009 - 13:26 | Son Güncellenme:
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, AB’nin Türkiye’ye taşımacılık sektöründe haksızlık yaptığını belirterek, “Buradaki çalışmalarımız, haklı olduğumuz alanda sonuna kadar devam edecek, ne kadar gürültü koparsa kopsun” dedi.
Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin (UND) 35. Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Tüzmen, lojistik ve ticareti ikiz kardeş olarak gördüklerini belirtti.
Türkiye’nin rekabet avantajı sağlayacağı tek sektörün lojistik ve ulaştırma olduğuna işaret eden Tüzmen, “Lojistik maliyetleri, her bir ürünün satış fiyatında ortalama yüzde 20 civarında bir paya sahip. Bunu akıllı kullanarak maliyetleri aşağı çekmek mümkün” görüşünü bildirdi. Ocak-şubat döneminde Türkiye’nin Suriye’ye ihracatının yüzde 46, Irak’a yüzde 76, Mısır’a da yüzde 140 artığına dikkati çeken Tüzmen, “Bu, sizin sahip olduğunuz sektörün bize verdiği avantajla sağlandı. Bu avantajı kullanarak, önümüzdeki günlerde yolumuza devam edebilmeliyiz, başka çaremiz yok” şeklinde konuştu.
Tüzmen, ihracat taşımalarının yaklaşık yarısının, kara yoluyla yapıldığını, bu itibarla uluslararası kara yolu taşımacılığında maliyetlerin düşürülmesi ve teslim sürelerinin kısaltılmasının ihracatın artırılması bakımından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bakan Tüzmen, “Küçük partiler halinde taşımacılık, bizim en avantajlı olduğumuz konudur. Yeni yaptığımız düzenlemelerle, sizin maliyetlerinizi azaltacak tedbirleri ortaya koymaya çalışıyoruz” dedi.
Kara yolu taşımacılığının en ciddi sorunlarından birinin, geçiş belgeleri ve transit geçişlerden “haksız” olarak alınan ücretler olduğuna dikkati çeken Tüzmen, özellikle Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 60’ını gerçekleştirdiği Avrupa ülkelerinde taşımacılığa getirilen engellemelerin Türkiye’nin ihracatının önünde büyük bir engel oluşturduğunu belirtti.
Tüzmen, şunları kaydetti:
“AB, Türkiye’ye taşımacılık sektöründe haksızlık yapıyor. Burada gerçekten bir haksızlık var. Burada, geçiş belgesi kotası uygulanması, kara yolu taşımacılığının ve rekabet gücümüzün, ihracatımızın üzerinde doğrudan etkiye sahip. Kotalar nedeniyle binlerce kilometre yolu gereksiz yere dolaşmak zorunda kalıyoruz. Kotayı aşmak için yapılan böyle bir metot dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu sadece bizim AB ile yaptığımız taşımacılıkta kendisini çok ciddi bir şekilde gösteriyor.”
Bu kota ve benzeri kısıtlayıcı uygulamaların kaldırılmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını anlatan Tüzmen, şöyle devam etti:
“Türk taşımacılık sektörünün önüne ’geçiş belgesi kotası uygulamaları’ ile Gümrük Birliğinin özüne aykırı bir teknik engel konulmaktadır. Gümrük Birliği ile taşımacılık sektörlerini ayrı ayrı mütalaa ederek malların dolaşım sorunlarının dışlanması kabul edilemez bir tutumdur. Buradaki çalışmalarımız, haklı olduğumuz alanda sonuna kadar devam edecek, ne kadar gürültü koparsa kopsun.”
Bakan Tüzmen, son olarak AB üyeliğinin hemen akabinde Bulgaristan’ın nakliye sektörüne ilave maliyetler getiren uygulamalar yürürlüğe koyduğunu, bunun transit geçişlerden ücret alınması ve geçiş belgesi sorunun sadece Avrupa’ya yönelik taşımalarla sınırlı olmadığını gösterdiğini söyledi. Başta Rusya Federasyonu, Kazakistan, İran ve Suriye olmak üzere birçok ülkede benzer sorunlar yaşandığına işaret eden Tüzmen, “Yaptığımız girişimlerle Kazakistan ve diğer ülkelerde kota artışı sağlanmış, İran ve Suriye’ye yönelik taşımalarda alınan ücretlerde çok ciddi indirimler elde edilmiştir. Biz konunun takipçisiyiz” dedi.
Konunun Dünya Ticaret Örgütü nezdinde de gündeme getirileceğini belirten Tüzmen, daha serbest, transit rejimi öngören bir hazırlık yaptıklarını anlattı.
“ÖNÜMÜZDEKİ 3 AYDA İHRACAT SİPARİŞLERİNDE ARTIŞ VAR”
Tüzmen, dünya ticaretinin merkezinin Atlantik’den Asya’ya kaydığını belirterek, şöyle konuştu:
“Şimdi, tam kendimizi toparlama dönemi. Yükler azaldı, ev ödevlerini çok iyi yapacağımız bir dönem. Dünyada krizden çıkış çalışmaları sonuçlandırılırken, biz bu çalışmaları bitirmiş oluruz. Ondan sonra tekrar hızlı, gözümüzü açamayacağımız bir döneme gideriz. 2010’un ikinci yarısında bu işin tamamen ortadan kalkacağına ilişkin tahminler yapılıyor. Önümüzdeki 3 ayda ihracat siparişlerinde artış var. Bu taşımacılığı da artıracak.”
Asya ile Avrupa arasındaki yıllık 1 trilyon doları aşan ticaret hacminin Türkiye’nin üstünden geçeceğini söyleyen Tüzmen, bu avantajdan yararlanmak için Türkiye’nin ulaştırma altyapının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Sektörü desteklemek üzere UND, Kredi Garanti Fonu ve Eximbank arasındaki protokolün güzel çalıştığını dile getiren Tüzmen, programın uluslararası nakliye sektörüne ve ihracatçıya çok ciddi destek unsuru olacağını kaydetti.
“ARAÇLARIMIZ PARKLARDA BEKLİYOR”
UND Başkanı Tamer Dinçşahin de 2008 yılının kendileri için kolay bir yıl olmadığını, krizin ihracat ve taşımacılık sektörüne ağır darbe vurduğunu belirtti.
Dinçşahin, “Araçlarımız parklarda beklemeye başladı. İlk 2 ayda ihracat taşımalarımız yüzde 12, ithalat taşımalarımız da yüzde 24 düştü. 2009’un ilk 3 ayında geçiş belgesi sayısı yüzde 27,80 azaldı” dedi.
Tüm ülkelerin krizde taşımacılık sektörlerini koruduğuna ve ciddi düzenlemeler yaptığına işaret eden Dinçşahin, benzer önlemlerin Türkiye’de sektör için alınmasını istedi.
Dinçşahin, krizde en büyük destek ihtiyacının finansman olduğuna işaret etti.
Yabancı araçların taşıma sayısının da her geçen gün artığını söyleyen Dinçşahin “Bu, 2008 yılında yüzde 35 artış gösterdi. Şu an Rusya’ya taşımalarımız durdu. Kendi kotamızı bile daha alamadık. Bugün araçlarımız, bir aydır limanlarda yüklü olarak ihracat için çıkış yapmayı bekliyorlar. Bizim belgemiz olmadığı için Moldovalılar, Bulgarlar bizim yüklerimizi almaya devam ediyor” şeklinde konuştu.