25.10.2013 - 13:27 | Son Güncellenme:
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Türkiye, otomotiv sektöründe önemli bir ülke ama otomotiv test merkezimiz yoktu. Şimdi Bursa Yenişehir'de TSE yatırımıyla yeni otomotiv test merkezi yapılıyor. Her açıdan otomotiv sektörünün testlerinin burada yapılacağı bir noktaya gelmiş oluyoruz" dedi. Ergün, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile tehlikeli madde taşınmasında kullanılan araç, tank, ambalaj ve kaplar konusunda "İlk Ulusal Uygunluk Belgesi" verilmesi dolayısıyla Türk Standartları Enstitüsünde düzenlenen törene katıldı.
Ergün, burada yaptığı konuşmada, bu yıl mart ayında, TSE ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında, tehlikeli maddelerin taşınması gibi çok önemli, herkesi yakından ilgilendiren konuyla ilgili protokol imzalandığını anımsattı. Tehlikeli maddelerin Türkiye'de belirli bölgelerde yoğun bir şekilde sevk edildiğini belirten Ergün, bunların taşıma sistemleriyle ilgili belgelendirme ve muayene mekanizmalarının, test ölçüm mekanizmalarının yeterince geliştirilmediği için yurt dışı kaynaklara başvurulduğunu anlattı.
Türkiye'nin potansiyelinin yeterince kullanılmadığını dile getiren Ergün, "Türkiye'nin, bu gibi örnekler çok açık bir şekilde göstermektedir ki bugün yaptıklarından kat kat fazlasını yapabilecek potansiyeli var. Bugün Türkiye ne yapıyorsa, aslında 'yapamıyorum' dediği şeyleri de yapabilecek imkan ve kabiliyete sahip ülkedir. Yeter ki bu potansiyeli iyi değerlendirelim, kararlı ve cesur adımlar atalım" diye konuştu.
Türkiye'nin kendi uydularını yapma ve fırlatma imkan ve kabiliyetine sahip olduğunu ifade eden Ergün, Türkiye'nin potansiyelini keşfettiğini, her alanda bu imkan ve kabiliyetin önünü açan yaklaşımlar sergilediğini, bugün yapılan işin bunun küçük bir örneği olduğunu bildirdi. Bundan sonra, tehlikeli maddelerin taşınmasıyla ilgili sistemlerin, gözetim, muayene, belgelendirme işlemlerinin tamamen Türkiye'nin teknik imkanları ve kabiliyeti çerçevesinde yürütüleceğini dile getiren Ergün, mart ayında bunun kararının alındığını ve 4 ayda bunu gerçekleştirme, 6 ayda da bunun belgelendirme törenini yapabilme imkanına sahip olunduğunu söyledi.
Türkiye'nin ihtiyaçlarıyla bilgi birikimini ve teknolojisini artıran, geliştiren ülkelerden olacağını belirten Ergün, şöyle konuştu: "Bizim bugün var olan ihtiyaçlarımız, yetkinliklerimizi arttırmaya, potansiyelimizi keşfetmeye, teknolojimizi geliştirmeye imkan veren düzeydedir. Bunlar yerli imkanlarla, teknolojilerle, yerli teknik personelle, bilim adamlarıyla karşılandıkça ihtiyaçlar çeşitlenecek, niteliği artıracak. Bu da daha da gelişmemize yol açacaktır." İhtiyaçların karşılanmasında "ver parayı, al malı" anlayışı yerine, bilgi ve teknoloji içeren ve ülkeyi geliştirici yönde hareket edilmesi gerektiğini anlatan Ergün, "Bunun için de imkanlarımızı, kabiliyetimizi o ihtiyacı karşılamaya yöneltmeliyiz.
O zaman teknolojimizi, bilgi birikimimizi, nitelikli insan gücünü artıracak bir noktaya geliriz. Onun için ihtiyaçlarımızı sadece parayla alalım düşüncesinde olmamalıyız" dedi. Türkiye'nin ihtiyaçlarını, teknolojik gelişim ve bilgi kapasitesini artıracak önemli bir fırsat penceresi olarak görmesi gerektiğini dile getiren Ergün, TSE'nin de bunu keşfettiğini ve birçok alana girerek Türkiye'nin yetkinliğini, bilgi birikimini, teknik kapasitesini artıran uluslararası bilgi pazarından, gözetim ve muayene pazarından ve teknik kapasite pazarından daha büyük pay alınmasını artıracak işlere yöneldiğini anlattı. Türkiye'deki yatırımların her birinin çok önemli gözetim, muayene, test işlerinin olduğunu dile getiren Ergün, şunları kaydetti: "Türkiye otomotiv sektöründe önemli bir ülke. Tip onay belgelerinin verilmesi bizim kapasitemizi çok artırdı ama hala bir otomotiv test merkezimiz yoktu. Şimdi Bursa Yenişehir'de TSE yatırımıyla yeni otomotiv test merkezi yapılıyor. Her açıdan otomotiv sektörünün testlerinin burada yapılacağı bir noktaya gelmiş oluyoruz. Yeni laboratuvar yatırımlarıyla TSE, büyük bir atak içinde. Bütün bunlar bizim kapasitemizi daha da artıracak."
- "Bu bilgiler kritik ve stratejik"
Yapılan ya da satın alınan şeylerin ölçme, test edilme ve analiz edilmesinin bilinmemesinin hiçbir şey bilinmediği anlamına geldiğini vurgulayan Ergün, şunları kaydetti: "Yaptığımız ya da satın aldığınız şeyin ölçmesini bileceksiniz. Onun davranışlarını okuyabilmek lazım. Hangi şartlarda nasıl davranır bu cihaz, malzeme? Nasıl davranması lazım? Malzemelere nasıl davranmasını istiyorsanız, öyle bir davranış şekli öğretebilirsiniz. Nasıl insanlara öğretiyorlar, malzemelere de cihazlara da öğretilebiliyor ama onun için ölçmesini, analiz etmesini, test etmesini bilmek lazım. Bunu bilmezseniz malzemelere yön veremezsiniz, onlara yeni bir davranış şekli benimsetemezsiniz. Onlar nasıl istiyorsa siz öyle davranırsınız. Halbuki biz nasıl istiyorsak malzemelerin öyle davranması lazım. Onun bilgisine sahip olmak için de bu test analiz ölçme kabiliyetlerini artırmalıyız. Onu yapmaya çalışıyoruz. Bunlar biraz sessiz ve derinden giden işlerdir. Gürültüsü, patırtısı olmaz bu işlerin. Olsa da herkes kulak kabartmaz ama sonunda herkesin işine yarar bunlar. Toplamda bütün ülkenin işine yarar. Bugüne kadar ülkemizde doğru ölçülemediği, test edilemediği ve doğru belgelendirilemediği için iki tane tehlikeli madde taşıyan tanker kazası olmuş, insanlar hayatını kaybetmişse, bunu bu gibi eksiklikler nedeniyle yaşadıysak büyük üzüntü duyarız. Herkesi ilgilendiren çok acı deneyimlerle bizi karşı karşıya bırakan tablolar oluşuyor. Onun için bu bilgiler kritik ve stratejiktir."
TSE Başkanı Hulusi Şentürk ise martta yetkilendirme görevinin TSE'ye verildiğini anımsatarak, 1 Temmuz itibariyle başvuruları almaya başladıklarını söyledi. Kısa sürede gerekli programları ve eksik cihazları tamamladıklarını ifade eden Şentürk, bugün de ilk belgelerin verilmeye başlandığını kaydetti. Konuşmaların ardından tehlikeli madde taşımacılığında faaliyet gösteren 7 firmaya belgeleri verildi.