18.08.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan
Duygu Erdoğan- Mühendislik kalitesi ve yenilikçi gücüyle dünyanın önde gelen denizcilik ülkelerinin gemi, yat ve hizmetlerini edindiği Türkiye, pandemi döneminde değişen tüketici alışkanlıklarıyla da sektörde fırsatları yakalıyor. Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği (GYHİB) Başkanı Cem Seven, farklı ürün gruplarında Türkiye’nin üretimine olan güvenin, pandemi döneminde artan mega yat üretiminde de kendini gösterdiğini vurguladı. Seven, “Türkiye’nin en başarılı olduğu ürün grupları arasında yer alan mega yatlara olan talepler arttı. Megayatların dışında daha küçük tekne tiplerinde de talep oldukça yükselmiş durumda. Tüketici eğilimlerdeki bu değişim her boyutta yat üreticisi için fırsatlar oluşturuyor” dedi.
Gemi, Yat ve Hizmetleri sektörü, yılın ilk yedi ayında toplamda 722 milyon doları aşan ihracat gerçekleştirdi. Sektör, 2022 için 1.7 milyar dolarlık ihracat hedefi doğrultusunda ilerliyor. Pandemi öncesi 2019 yılında 1 milyar 42 milyon dolar olan sektör ihracatı, pandeminin etkilerinin en çok hissedildiği yıl olan 2020’de birlik tarihinin o dönem için en yüksek ihracat tutarı olan 1 milyar 375 milyon dolara, 2021 yılında da 1 milyar 626 milyon dolara yükseldi.
YÜKSEK MÜHENDİSLİK
Gemi, yat ve yan sanayi üretiminde Türkiye, dünyada 133 ülkeye farklı tipte tekne ve yan sanayi ürünü ihraç ediyor. Bunlar arasında en çok ihracat yapılan ülkelerin ise, dünyanın denizcilikle anılan ülkeleri olmasının önemine vurgu yapan Seven, “En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülke Norveç. Norveç’in beraberinde İzlanda, Danimarka gibi diğer Kuzey Avrupa ülkelerine de önemli ihracatlarımız oluyor. Sektörümüzün yeni inşa ihracatlarının yüzde 40-50 oranında bir kısmı bu ülkelere yapılıyor. Norveç gibi, denizciliği geçmişi ve kabiliyeti yüksek bir ülkenin birçok farklı gemi tipi için Türk tersanelerini tercih ediyor olması oldukça önemli bir gösterge. Ürün grubu olarak Türkiye’de en çok ihracatı yapılan deniz taşıtları balıkçı gemileri (dünyanın en büyük ihracatçısı konumundayız), römorkörler (dünyanın en büyük 5 ihracatçı ülkesinden biri konumundayız), feribotlar, mega yatlar, destek gemileri, kutup bölgesine seyahat yapabilen yolcu gemileri diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Bu gücün arkasında üretim hattı ve kusursuza yakın şekilde imalatı sonlandırma etkenlerinin olduğunu anlatan Seven, Türkiye’nin bilgi ve tecrübesinin özellikle büyük talep gören ve sevk sistemleri yeşil enerjiye dayanan gemi ve yatların inşasında gösterilen yüksek mühendisliğin başta Kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanında ilgi ile takip edildiğini söyledi.
TATİLDE ‘ULTRA’ FARK
Pandemi sürecinin değiştirdiği alışkanlıklardan birinin de dünyanın ultra varlıklı bireylerinin tatil seçenekleri olduğunu vurgulayan Cem Seven, “Türkiye’nin en başarılı olduğu ürün grupları arasında yer alan mega yatlara olan talepler arttı. Yapılan araştırmalar, mega yat sektörünün hedef kitlesi olarak tanımlanan ultra varlıklı bireylerin, pandemi sürecinden sonra tatil alışkanlıklarını lüks otellerde konaklamalardan ziyade kendi tekneleri ile yapma eğiliminde olduklarını gösteriyor. Megayatların dışında daha küçük tekne tiplerinde de talep oldukça yükselmiş durumda. Küçük ve orta ölçekli yelkenli ve motoryat sahipleri izolasyon nedeni ile sadece yaz aylarında değil, dört mevsim teknelerini kullanarak yeni bir anlayış getirdiler. Tüketici eğilimlerdeki bu değişim her boyutta yat üreticisi için fırsatlar oluşturuyor” dedi.
‘POTANSİYELİMİZİ ANLATACAĞIZ’
Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği olarak bu yıl Norveç ve Yunanistan’da düzenlenen iki büyük denizcilik fuarının Türkiye milli katılımını üstlendiklerini hatırlatan Cem Seven, ağustos ve eylülde ise SMM Hamburg Fuarı, Trondheim Norveç’te Norfishing Fuarı, dünyanın en büyük mega yat fuarı olan Monaco Yacht Show’a katılarak Türkiye’nin potansiyelini anlatmaya devam edeceklerini söyledi.