24.01.2022 - 11:58 | Son Güncellenme:
Pandemi dolayısıyla ülkelerin sınırlarını kapatması, kısıtlamalar uygulaması 2021 yılında uluslararası ticarette belirsizliklere yol açmıştı. Havayolu ve karayolu gibi ulaşım çeşitleri pandemi döneminde zaman zaman dursa da deniz yolu ile konteyner taşımacılığı büyük ölçüde ticaretin devam etmesine imkan sağladı. Türkiye’de pandemi öncesi yüzde 80’lerde olan deniz yolu ticareti oranı şuanda yüzde 90’lara ulaştı. 2021 yılında limanlarda elleçlenen yük miktarı 526 milyon tonu buldu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2021 yılı konteyner ve yük verilerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, küresel salgın sürecinde yaşanan birçok sebeple birlikte konteyner krizi çıktığına dikkati çekti. Karaismailoğlu, geçen yıl limanlarda elleçlenen yük miktarının yüzde 6 artışla 526 milyon 306 bin tona ulaştığına dikkati çekerek, dış ticaret amaçlı deniz yolu taşımacılığında elleçlenen toplam yük miktarının yüzde 5,7 artışla 386 milyon 396 bin 718 ton olduğunu kaydetti.
Turizm açısından bakıldığında ise Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre pandemi öncesi 2019 yılında Türkiye’nin limanlarına yanaşan kruvaziyer gemi sayısı 344’ü aşmıştı. 2022 yılında Galataport’un da kruvaziyer limanlarına eklenmesiyle toplam bini aşkın geminin kurvaziyer limanlarını ziyaret edeceği öngörülüyor.
Deniz taşımacılığında 2021 yılını değerlendiren ve veriler paylaşan Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Başkanı Aydın Erdemir, 2021 yılında Türk limancılık sektörünün çok başarılı bir yıl geçirdiğini söyledi. Erdemir, "Pandemiyle birlikte ortaya çıkan belirsizlik dünya ticaretinde büyük bir yıkıma yol açtı. Ülkelerin sınırlarını ve havayollarını kapattığı dönemde tek sürdürülebilir, devamlılığı olan alternatif deniz yoluydu. Pandemiden önce ticarette dünyada deniz yolu oranı yüzde 85-88 oranında tercih edilirken Türkiye’de yüzde 80’ler oranındaydı. Şimdi dünyada ve Türkiye’de deniz yolu kullanım oranı yüzde 90’ları geçti’’ dedi.
"2021’de elleçlenen toplam yük 526 milyon tona ulaştı’’
Konteyner taşımacılığındaki büyümeye dikkat çeken Erdemir, "Karayolunun ithalattaki payı tonaj olarak yüzde dörtlere düştü. İhracatta ise 14’lere kadar düştü. Türkiye’nin geleceği deniz yolu taşımacılığındadır. Türkiye konteyner taşımacılığında son 20 yılda yüzde 200’e yakın büyüme gerçekleştirdi. Toplam dış ticaretimizin yüzde 85-90’ı tonaj olarak deniz yoluyla yapılıyor. Dış ticaretimizin değer olarak ise yüzde 60-65’i deniz yoluyla gerçekleştiriliyor. 2021’de elleçlenen toplam yük 526 milyon tona ulaştı. Konteynerda ise 13 buçuk ton milyon yüke ulaşıldı’’ ifadelerini kullandı.
"2022 yılında Türkiye’yi ziyaret eden kruvaziyer gemi sayısı bini aşacaktır"
Kruvaziyer gemilerin turizme katkısından da bahseden Erdemir, "Şuanda Türkiye kruvaziyer gemilerin uğradığı bir durak konumunda. Homeport dediğimiz ilk başlangıç limanı olmamız gerekiyor. Turistler ilk çıkış ‘homeport’ limanlarda daha çok harcama yapıyor, duraklarda ise çok daha az harcama yapıyor. Turizm gelirlerimizi artırmamız için ‘homeport’ limanı olmamız gerekiyor. Türkiye’de 25’e yakın kuruvaziyer gemisinin yanaşacağı liman var. İstanbul’u homeport liman haline getirmemiz gerekiyor. 2021 yılında pandemi etkisiyle kruvaziyer limanları durdu. 2021 yılının Ekim ayında Türkiye’ye ilk kuruvaziyer gemisi geldi. Toplamda tüm Türkiye’ye 15 bine yakın yolcu, 55-60 gemi geldi. Türkiye geneli toplamı bini aşacaktır" diye konuştu.
"Galataport’a da 450 geminin geleceğini düşünüyoruz"
2022 yılında Galataport’un da aktif olmasıyla birlikte 1 buçuk milyonu aşkın turistin ülkemize gelmesini beklediklerini aktaran Erdemir, "550 civarı geminin Kuşadası’na geleceğini, Galataport’a da 450 geminin geleceğini düşünüyoruz. Bu sayı pandemi koşullarının ortadan kalkmasıyla daha da artacaktır’’ sözlerini ifade etti.
Limanların özelleştirmelerine ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdemir, ‘’Limanların mülkiyetleri özelleştirildiğinde devredilmiyor. Özelleştirmelerde limanların işletme hakları özelleştiriliyor. İşletme sürelerinin uzatılması yatırım ihtiyacıyla oluyor. 15 yıl sonraki liman kapasiteleri bugünden planlanıyor. Liman işletenlerinin, süresi 15 yıl kalmış bir limana yatırım yapma şansı olmuyor. Yapılacak yatırımların geri dönüşü çok uzun yıllar oluyor. Uzun yıllara ihtiyaç oluyor. Liman işletmesinin süresi dolmadan önce kullanım süreleri uzatılır ki yatırımcı yatırımına başlansın. Bu süreler önceden uzatılmadığında ülkeler ileriki yıllarda ciddi sorunlar yaşar. Türkiye limancılık sektöründe gelecek 20-30 yıllık planlar yapıyor, bu sebeple özelleştirme sürelerinin önceden uzatılması önem taşıyor’’ diye konuştu.