EkonomiTıkır tıkır bir gizli kahraman!

Tıkır tıkır bir gizli kahraman!

21.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Makine üreticileri Türk sanayisinin lokomotiflerinden. TÜİK’e göre taşıtların ardından ihracatta ikinci sıradalar. Pandemide de iyi performans gösterdiler. Makine ihracatçılarının başındaki isim olan Karavelioğlu, ithalattaki artışa yönelik “Doğu makinelerinin işgali var” derken yerli makine için yol haritası çizdi.

Tıkır tıkır bir gizli kahraman

Türkiye’de sanayi üretiminde güçlü bir toparlanma var. Pandemiye rağmen imalat sanayisi eski seviyelerine yükselme çabasında. Bu hikâyenin gizli kahramanlarından birisi de makineciler. KOBİ ağırlıklı makine sektörü bir dönem ‘Tıkır Tıkır’ kampanyasıyla görünür olsa da ‘medyatik’ olmaktan uzak.

Haberin Devamı

Geçen yıl Türkiye ihracatından yüzde 11’e yakın pay alan makine sektörü bu yıl ilk 11 ayda 15.3 milyar dolar ihracat yaptı. Dünya makine ihracatı yüzde 12 daralırken Türk makineciler kaybı yüzde 5’te tutmayı başardı. Yani bu yıl 17 milyar dolarlık bir ihracat bekleniyor.

İhracatta 2. sırada

Zoom üzerinden sohbet ettiğim Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu ‘kitabın ortasından’ konuşuyor:

“Türkiye’de çok önemli bir makine sektörü var. Bunu anlatmak zorundayım. Türkiye’nin ihracatına bakarsak birincisi taşıt araçları, ikincisi ise makineler... Geçen sene rakam, serbest bölgeler dahil 19 milyar doları buldu.”

Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Karavelioğlu, “Türkiye, makine dış ticaretinde son 10 senede 152 milyar dolar açık veriyor. Makineler fosil yakıtın ardından Türkiye’nin 2. büyük ithal kalemi” diyor.

Haberin Devamı

Bu nedenle Uzakdoğu mallarındaki örtülü devlet desteklerine ve çok ucuz fiyatlara dikkat çekerek uyarıyor: “Doğu makinelerinin işgaline uğradık.”

3 makineden 1’i Çinli

Makine sektörünün bugünü ve yarınını konuşmak için bir araya geldiğimiz Karavelioğlu dünya için şöyle bir portre çiziyor:

“Çin dünya makinelerinin yüzde 33’ünü yapar hale geldi. Yani 3 makineden birisi Çin’de üretiliyor. Çin orta ve düşük teknolojili makinelerin neredeyse hepsini yapıyor. İleri teknolojili olanları da geliştirmeye başladı.”

Türk makine üreticilerinin profilini ise şöyle özetliyor: 

“Makine sektörü yapısı gereği büyük ölçüde KOBİ olmak ve böyle kalmak zorunda. KOBİ’lerin Ar-Ge tarafı ise büyür. Siparişle yapılan özel maksatlı makineleri KOBİ’ler, seri üretim makineleri büyük sermaye yapıyor. Türkiye’de 30 - 35 bin imalatçı var. 600’e yakın da yabancı yatırım var.

Makine sektöründe büyük işletme kurmak için geciktik. Çin’deki devasa şirketlerle ne kadar rekabetçi olabiliriz? Biz butik işlerde ve derin teknolojili KOBİ’lerle başarılı olabiliriz gibi gözüküyor. Ama beyaz eşya şirketlerimize de bir bakın, muazzam başarılılar. Demek ki bu da olabiliyor. Yani bu bir süreç...”

Haberin Devamı

Tıkır tıkır bir gizli kahraman

ODTÜ’de makine mühendisliği okuyan Karavelioğlu pompa - vana üretimiyle uğraşıyor. Türkiye’nin tüm makine ihracatçılarını temsil eden tek birlik olan Makine İhracatçıları Birliği’nin 2018’den beri başında. Karavelioğlu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili.

MAKİNEMİZ ORTADA 

Peki Türk makineleri kalite - fiyat ekseninde nerede? Karavelioğlu’nun cevabı şöyle:

“Doğuda fiyat düşük, kalite düşük. Batı’da fiyat yüksek, kalite yüksek. Türkiye bunların ortasında bir çözüm sunuyor. Ortada bir fiyatla yükseğe yakın bir kalite. Kalitemiz iyi çünkü ana pazarımız Batı... Makinelerimizin yüzde 15’ini Almanya, yüzde 9’unu ABD alıyor. Yüzde 65’i Batı’ya gidiyor makinelerin.”

Makine teçhizat yatırımlarının sene sonunda yüzde 9 artışla kapanacağını söyleyen Karavelioğlu şu bilgileri veriyor:

“Bu dünyada yüzde 10 - 20 arası bir bantta daralırken bizde 9 artmış olması baz etkisinin göstergesi. Özellikle koruyucu malzeme ve kimyasallarla ilgili olağanüstü yatırım yapıldı. 300 - 350 firma maske yatırımı yaptı. İthalatı artan makineler tekstil makineleri, takım tezgahları... Depolar kurulduğu için çok forklift alındı. Bu sene başından kasım sonuna yüzde 10 ithalat artışı oldu. Dünyada yüzde 12 - 14 arası düştü. Biz yatırıma devam ettik.”

Haberin Devamı

Tıkır tıkır bir gizli kahraman

Neden ilk tercih yabancı oluyor?

Yerli makineyi teşvik etmek için ne yapılabilir? diye sorduğum Kutlu Karavelioğlu, şunları söylüyor:

“Yerli makineyi mecbur kılamayız ama özendirebiliriz. Sanayici kendisine en uygun olanı, en kolay şekilde almak ister... Diyelim birebir aynı 2 makine var. Birisi Türk malı, diğeri yabancı. Sistem şu anda ithali daha kolay kılıyor. Neden? O yabancı firma size uzun vadeli finansman veriyor. Bizde KOBİ olarak bir müşteriyi 7 - 8 sene finanse edebilecek şirket yok. Aynı kalitede, aynı özellikte 2 makineden yerli yatırımcı ithal olanı düşünür çünkü finansmanı daha kolay. Yerli makineyi nasıl özendiririz? Mesela yerli makine için kredi kullanınca faiz indirimi olabilir. Ya da teşvik belgesinde yatırım indirimi olur. Yerli makine yatırımını yüzde 70 destekleyip ithal makineyi yüzde 60 desteklemek gibi bir şey yapılabilir.”

Haberin Devamı

‘2 sene zor geçebilir’

Karavelioğlu pandemi nedeniyle önümüzdeki 2 senenin sektör açısından zor geçeceğini düşünüyor ve ekliyor: “2021 bu seneden daha iyi olur. Adapte olduk ve belirsizlik azaldı. İstihdamı da koruduk.”

Türkiye’nin makinede yerliliği ve katma değeri yüksek bir ihracat yaptığını vurgulayan Karavelioğlu, “Böyle olduğu için pandemiden fazla etkilenmedik, böyle olduğu için sene sonu ihracatımız sadece yüzde 5 düşmüş olacak” diyor. Türk makineleri, 200 ülkede kullanılıyor. Sektörde 2001’de yüzde 27 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2019’da yüzde 75.8’e kadar çıktı. 

50 senelik maziyle 150 yılla rekabet!

Dünyada bir Endüstri 4.0 telaşıdır gidiyor. Karavelioğlu şunları anlatıyor:

“Endüstri 4.0 otomasyonun ileri safhası. Doğu aldı başını gitti. Makineleriyle teker tekere rekabet edilemiyor. Çok destekliler ve fiyatları düşük. Batı mücadeleyi makine makine yapmak yerine tesise çevirmek istedi. Yani birbiriyle haberleşen makinelerle. Aslında olay şu: Üretimde insansızlaşmayı artıran bir evre. Ama bunun sosyal yansımaları tehlikeli boyutlara varacak. İşler çok azaldı. Bu nasıl telafi edilecek?

Türkiye’nin Endüstri 4.0’a uyumu için yazılım, robotik ve sensörler önemli. Sabırla devam edeceğiz. Türkiye’de makine sektörünün 50 senelik geçmişi var. Almanya’nın 150 senelik firmalarıyla rekabete çalışıyoruz. Ama hızlı gidiyoruz...”