23.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Zeynep Aktaş
Yatırımcıların gözü temettü verecek şirketlere çevrildi. 10 yıllık verilere göre, temettü getirisini gözönünde bulundurarak yatırım yapanların, endeksten daha yüksek getiri sağladığı görülüyor.
Profesyonel hisse avcıları ise sırf temettüsü için alınan hisse senetlerinin kriz zamanlarında da kâr payı dağıtıp dağıtmadığına bakıyor. Onlara göre, eğer bir firma kriz döneminde de kâr payı dağıtabiliyorsa o şirket oldukça sağlam bir yapıya sahip demek.
SPK, ocak ayında, borsadaki şirketleri, temettü verip vermeme ve oran konusunda serbest bırakan bir tebliğ yayımladı.
Temettü dağıtımı zorunluluğunun olmaması bireysel yatırımcı cephesinde tartışma konusu oldu. Kurumsal yatırımcıların yaklaşımı ise temettü verenlerin daha fazla ilgi göreceği yönünde.
Temettü vermeyenlerin öne çıkabilmek için kâr payı dağıtmak zorunda kalacağı düşünülüyor. SPK ise taşların zamanla yerine oturacağı beklentisinde.
Kâr payı güven verir
Uzun vadeli hisse senedi alan yatırımcı açısından kâr payı bir soluklanma ifadesi taşırken, şirketin paylaşımcı yaklaşımda bulunması onlara güven aşılıyor.
Şirketlerin kaynak ihtiyacı nedeniyle kârı bünyelerinde tutmaları ve yeni fikirlere yatırmaları da tartışılıyor.
Büyüme potansiyeline sahip şirketler, kaynağı dağıtmak yerine bünyelerinde tutmayı tercih ediyor. Ancak kurumsal yatırımcılar kar payını dağıtan şirketlere daha çok güveniyor.
Kurumsalların tercihi
Uzun vadeli yatırımcıların, özellikle de fonların ağırlıklı olarak temettü verimliliği yüksek şirketlere yatırım yaptığını görüyoruz.
Hatta yabancılara yönelik araştırma raporlarında ‘mevduat faizine yakın temettüler’ şeklinde tanımlamalar bulunuyor.
Yabancılar, emeklilik şirketleri, fonlar uzun dönem hisse senetlerini ellerlinde tuttukları için şirketin ödediği kâr payları daha önemli hale geliyor.
Kuraklık tarım makinesi üreticilerini de etkileyecek
Kuraklık, 2014’te tarımı tehdit ediyor. Buna bağlı olarak tarım makineleri üreticileri de olumsuz etkilenecek. Koç topluluğu bünyesinde bulunan Türk Traktör’ün Genel Müdürü Marco Votta, kuraklığın devam etmesi halinde sektörde düşüşe neden olabileceği uyarısında bulundu. Votta, tarım makineleri sektöründe en önemli değişkenler arasında hava koşullarının bulunduğunu dile getirdi.
Votta, “Geçen yıl doğrudan ve dolaylı devlet desteğinde yüzde 17 artış oldu. Traktör alımlarında verilen destek yüzde 50 seviyesinde devam ediyor. Tüm bu olumlu tablo pazara da olumlu yansıdı” dedi.
Spekülasyona meyletmek el yakabilir!
Borsada her zaman bir grup var ki onlar sürpriz hisselerin ciddi kazançlar sağlayacağını düşünür ve olabilecek en riskli kağıtları tercih etmekten geri durmaz. SPK’nın yatırımcıların dikkatini çekmek amacıyla oluşturduğu C Grubu hisselere spekülatif amaçlı yaklaşanlar her zaman oluyor.
C Grubunda 29 şirket var. 19’u zararda ancak yılbaşından bu yana fiyatlarındaki artışla dudak büktürüyor. Zararı en yüksek şirket olan Şeker Piliç’in getirisi yüzde 65, Mango Gıda’nın ise yüzde 136. Aynı dönemde Endeks ise yüzde 5.78 oranında geriledi. Şeker Piliç’teki aşırı fiyat hareketi Borsa İstanbul’un da dikkatini çekmiş olacak ki, şirketten bilgi istendi.
Şeker Piliç ise 11 Şubat günü yaptığı açıklamada kamuya açıklanmamış özel bir durumun olmadığını söylüyor. Üstelik şirket 6 Şubat günü, 73 personelini işten çıkararak toparlanmaya çalışıyor.
Mango Gıda ile ilgili olarak ise şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karak, faaliyete başlayabilmeleri için öncelikle borç yapılandırma anlaşmalarını tamamlamaya çalıştıklarını ifade ediyor. Netice henüz ortada somut bir gelişme bulunmuyor.
Anormal çıkışı anlamlandıracak bir neden bulunmuyor. Alım yapanlar şirketlerin toparlanacağı gerekçeyle alıyorsa söylenecek bir söz yok ancak sadece ‘çıkabilir’ beklentisiyle alıyorlarsa ciddi risk almış olduklarını unutmamaları gerekiyor.
Borsa kaybettirdi hisse fonlar kazandırdı
Son üç yılda BIST 100 Endeksi yüzde 1.91 oranında değer kaybederken hisse senedi fonlarında getiriler yüzde 27’leri buldu. Gedik Portföy Genel Müdürü Halim Çun, küçük ve orta ölçekli şirketleri genel olarak, endeksin üzerinde getiri arayan yatırımcıların tercih ettiğini belirtiyor.
Ancak buna karşın bu hisseler başta aşırı volatilite, düşük likidasyon, döngüsellik ve endekse göre düşük korelasyon olmak üzere çeşitli risklere sahip olabiliyor. Bu nedenle yanlış seçim, düşük çeşitlendirme ya da zamanlama nedeniyle çoğu zaman tatmin edici getiri sağlanamayabiliyor.