14.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN - Deprem, 11 şehirde büyük yıkım ve kayıplara neden oldu. Ekonomik hayatta ise sanayi üretimi ve ticaret akışında ciddi hasar alan yerler var. Tarımsal üretim ve hayvancılığa oldukça büyük katkısı olan 11 şehirde kırsal alanlarda yaşayanlar da büyük zarar gördü.
Yıkılan köy evleri ve ahırlar, telef olan büyükbaş, küçükbaş ve kanatlılar ile enkaz altında zarar gören traktör ve aletler üretimi zorluyor. Çiftçilerin ihtiyaçlarına karşılık bulamaması durumunda üretimden vazgeçip bölgeyi terk etmeleri endişesi de var. Tüm bu sorunlar gıda ihtiyacı için de önemli bir risk. Bu açıdan çiftçiye tüm girdi kaynaklarının sağlanarak, bölgede makine parkurları oluşturularak özellikli desteklerle umut verilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Depremler başta Kahramanmaraş ve Hatay olmak üzere Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Adana, Diyarbakır, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ’da kayıplara ve büyük hasara neden oldu. Bu 11 şehir 3.8 milyon hektar tarım alanı ile Türkiye toplam tarım arazilerinin yüzde 16.5’inden fazlasına sahip. Bölge toplam bitkisel üretim değerinin yüzde 21’ini karşılıyor. Hayvan varlığında da şehirler toplam varlığın beşte birini oluşturuyor.
‘Göçün önüne geçilmeli’
Depremden en büyük zararı alan Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çetinkaya, 1956 işletmenin zarar gördüğünü, 256 çiftlik, ahır ve hayvan barınağının yıkıldığını, 27 traktörün enkaz altında kaldığını söyledi. Çok ciddi sayıda büyükbaş ve küçükbaşın telef olduğunu anlatan Çetinkaya, “Kırsal alanda tarımla uğraşan insanlarımızın büyük can kaybı var. Sağ kalanların ise göç etme endişesi var. Öncelikle bir umut bekliyorlar. Yani borçların ertelenmesi değil, özellikli destekler lazım. Mesela gübresini erken almış ama enkazda gitmiş. İlacı, mazotu, aletleri gitmiş. Zaten girdi maliyetleri çok yüksekti. Hiçbir üreticimiz en baştan bunları alamaz. Şu anda tarlaların ilaçlanma, gübreleme zamanı. Hızla bu ihtiyaçlar bedelsiz sağlanmalı” dedi.
Sezonluk tarım işçileri ve bölgedeki göçerler konusunda da destek isteyen Çetinkaya, başka bölgelere göçüp gidip yerleşmeleri durumunda tarımda çalışan insan açığının da büyüyeceğini ifade etti.
‘Tahsilatta sıkıntı’
Çok zarar görmeyen ancak bölge ile tarımsal ticareti fazla olan yerlerde ise ödemelerin tahsilatıyla ilgili sorunlar var. Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, verdikleri pamuk, limon gibi ürünlerin işletme tesislerinden çekleri alamadıkları için borç yüklerinin artacağını söyledi. Doğan, “Zor durumda olan, evi barkı yıkılanlar için söylemiyoruz. Ancak bunu kullanan işletmeler de var. Bunları bahane olarak gösterenler denetlenmeli” dedi.
Depremden etkilenen bölgelere çeşitli şehirlerden üreticiler ile Tarım ve Orman Bakanlığı yem ulaştırıyor.
Çiftçinin borcu için bloke...
Depremden etkilenen çiftçilerin mazot ve gübre destek ödemeleri nakit olarak öne çekilip yapılmıştı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği, elektrik şirketlerinin üreticilerin mazot ve gübre destek hesaplarından enerji borcunu tahsil ettiğini duyururken, bunun büyük tepki çektiğini açıkladı. Şanlıurfa Ziraat Odası Başkanı Ahmet Eyyüpoğlu da, “Elektrik şirketleri ve sulama birlikleri çiftçinin borcuna karşılık nakit desteklere bloke koydu. Bu çok büyük bir sıkıntı oldu” dedi.
‘Üretici makine ve girdileri alamayacak durumda’
Bölgedeki deprem felaketinin ardından düşük faizli kredi imkanı ve kredilerin ertelenmesi ile hayvan başına destekleme getirilmişti. Ayrıca yine bu şehirler için mazot ve gübre destek ödemeleri erkene çekilerek nakit ödemesi yapılmaya başlandı. Önceki gün ise telef olan büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan kadar bedelsiz temin edileceği, arıcılara arılı kovan sağlanacağı açıklandı.
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, şu anda çiftçinin acil olarak gerekli tarımsal girdilere ulaşabilmesinin önemine dikkat çekti. Buğday, arpa ekili alanlarda zirai ilaçlama ve gübre atılması gereken bir dönemin geçilmek üzere olduğunu anlatan Yıldırım, “Hem bu ürünler lazım, hem de ilaç makinesi ve traktör gibi aletler, araçlar gerekli. Bir makine parkı oluşturularak isteyen üreticinin bu alandan temini sağlanmalı. Mısır ekilecek, şeker pancarı ekilecek. Bu enkaz altında kalan aletleri üreticinin en baştan alma gücü kalmadı” dedi. Bu direkt desteklerin üretimin devamlılığı için öncelikli olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bölgede bir göç endişesi var. Üreticinin kalmalsı için için bir umut ışığı görmesi lazım. Tarımsal üretim bu enkazın altında kalmasın” diye konuştu.
‘Gıda ihtiyacı için risk’
Türkiye geneli tarım sektörünün yurt içi hasılası incelendiğinde 11 ilin payının yüzde 15.3 olduğunu anlatan Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Ahmet Fikret Kileci, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) deprem bölgesindeki kayıtlı tarımsal işletme ve çiftçi sayısının ise yaklaşık 270 bin olduğunu söyledi. Kileci, “Dolayısıyla bölgedeki tarımsal faaliyetler sadece bölge ekonomisini değil, tüm ülke ekonomisi için de büyük önem taşımaktır. Bu bölgedeki üretimin sekteye uğraması, ülkemizin gıda ihtiyacının karşılanması açısından da önemli riskleri karşımıza çıkarmaktadır. Yaşanan felaketten dolayı üretimdeki düşüş kaçınılmazdır. Düşen üretim dolayısıyla gıda fiyatlarında da artış yaşanabilir” dedi.
Deprem bölgesinin, Türkiye’nin bitkisel ürün ihracatının yüzde 23’ünü karşıladığını anlatan Kileci, bu dönemde bölge ihracatında düşüş olacağını vurguladı. Kileci, üreticilerin desteklenmesi için şu önerilerini sıraladı:
1-) “Öncelikle çiftçilerin üretimi terk etmesi önlenmeli, teşvik ve destekler artırılmalı, üretim araçları sağlanmalı.
2-) Yaşanan felaketten dolayı başka şehirlere göç etmek zorunda kalan işgücü için, barınma desteği sağlanarak iş gücü kaybı engellenmeli.
3-) Kuraklık önümüzdeki büyük sorunlardandır. Bu konuda da acil önlemler alınması gerekli.
4-) Yurt içinde ve yurt dışında ticaret yapan firmalarımıza da pazar kaybı yaşamamak için gerekli nakdi destekler verilmeli.”
YARIN: Ticari hayat ve alışverişte normale dönme eğilimi