18.11.2021 - 14:12 | Son Güncellenme:
Prof. Dr. Sefer Şener CNN Türk canlı yayınında şu ifadeleri kullandı: Çok net olarak belli aslında Merkez Bankası şunu söylüyor sınırlı alan hala var demektir bu. Aralık ayındaki toplantıda biz bu sınırlı alanın bitip bitmediğini değerlendireceğiz.
"ARALIK AYINDA DA İNDİRİM GÖRECEĞİZ"
Piyasa aralık için de 100 baz puanlık bir indirim bekliyor. Sınırlı alanın hala bitmediğini aralık ayında bunun yeniden değerlendirileceğini. Yeni veriler gelirse bunun tekrar değerlendirilebileceğini söylüyor.
Aralık ayında da faiz indirimlerinin devamını göreceğiz demektir bu. Merkez Bankası’nın işaret ettiği çekirdek enflasyon vurgusu burada da devam ediyor.
Merkez Bankası’nın cari açık söylemi devam ediyor. Yüzde 5’lik cari açık hedefinin altına inilene kadar Merkez Bankası faiz kararında cari açığı ön planda tutacakmış gibi algılıyoruz.
"DÖVİZ REZERV İLE İLGİLİ ÖNEMLİ VURGU VAR"
CDS primlerinin kurdaki oynaklığa göre geçici olarak azalıp arttığını ilerleyen dönemde risk primiyle birlikte yeniden aşağı yönlü ivmeleneceğini söylüyor Merkez Bankası. Döviz rezervleri ile ilgili de önemli bir vurgu var bununda daha çok reeskont kredileri ile sağlandığını söylüyor.
Küresel boyutla ilgili ABD’de 3-4 kat enflasyon var. Tıpkı küresel piyasaların beklediği gibi bizim Merkez Bankamızda da özellikle enflasyonun geçici olduğu işaret ediliyor. Bu geçici unsurlar ortadan kalktıktan sonra talep koşulları eski hale dönmeye başlayacak. Biz bunun iki günlük süreçte özellikle enerji fiyatlarında da görüyoruz. Enerjide mevcut olan stokların kullanılacağı ile ilgili bir haber petrol fiyatlarını 79 dolar seviyelerine çekti.
Fiyat istikrarının destekleneceğini ve bunun da kurlar üzerinde etkisinin olacağını açıkladı. En önemli vurgu aralık ayındadır. Aralıkta biz Merkez Bankası’nın 100 baz puan indirime gideceğini söylüyoruz. Bu hükümet ile Merkez Bankası’nın ortak bir politik kararıdır.
Merkez Bankası politikasıyla uyumlu olacağın için hükümetle Merkez Bankası cari açık kanalı ve ucuz finansman sağlayarak bu işi yürütmenin avantajı için elinden geleni sarf ediyor. Merkez Bankası’nın beklediği gibi temmuz ayından itibaren söylendiği yöne doğru evirilmeye başlarsa. Enflasyon küresel anlamda risk olmaktan çıkarsa o zaman bu politikanın sonuç getirip getirmediğini göreceğiz.
Ana noktalar çekirdek enflasyon, manşet enflasyon ve diğer ülke risk primleriyle cari açık olduğuna göre biz bu işin ilerleyen dönemde de devam edeceğini göreceğiz.
'PİYASANIN BEKLEDİĞİ BİR KARARDI'
Piyasanın beklediği bir karardı. Piyasa 100 baz puana göre fiyatlanmıştı. Ben kurlardaki baskının biraz gevşeyeceğini düşünüyorum. Asgari ücret konusu başka bir konu. Sayın bakanın asgari ücretliyi ezdirmeyeceğiz şeklinde taahhüdü var. Biz bu durumda 3’lü baz senaryodan üstte beklenen kısmın uygulanacağını düşünüyorum. Hükümet vergi avantajı ve SGK indirimiyle sağlayacak diye düşünüyorum.
FAİZ KARARININ KREDİLERE YANSIMASI NE OLUR?
Şu an 15’e geldik ve bizim öngörülerimize göre yılı 14 ile kapatacağız öyle gözüküyor. Bunun yansıması buradaki amaç sayın Cumhurbaşkanının da dediği gibi iş dünyasına düşük finansman sağlamaktır. Türkiye’deki işletmelerin özellikle finansal durumu belli. Bundan sonraki aşamada kamu bankalarıyla iş dünyasına dönük krediler ve reeskont kredilerde bir artış yaşanacak diye düşünüyorum. Merkez Bankası’nın karar metninde de ticari kredilerde nispi de olsa iyileşme var diyor.
Bundan sonraki süreçte kamu bankalarının öncülüğünde bunun yapılabileceğini düşünüyorum. Orada gidilecek alanın ne kadar vade ile finansman topladığınızla da alakalı bir durum. Merkez Bankası bunu gelecek ile ilgili öngörüyle yapıyor. Ilımlı gelişmeler beklenilerek bu yapılıyor. Şu örneği de verebiliriz ABD’de faizler 0.- 0.25 aralığında enflasyon ise 6.2 oranında geldi.
"BANKALARA YANSIMASI OLACAKTIR"
Bunların iyi hesaplanması gerekiyor ancak o zaman net rakamlar çıktığında bunu görebilir ama Merkez Bankası’ndan bankaların borçlandığı dediğimi politika faizi düştüğünde bankalar Merkez Bankası’ndan daha ucuz borçlanacağı için bunun bankalara yansıması olacaktır diye düşünüyorum.
"KREDİLERİN İNECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Mesela şu anda ticari krediler 17-19 aralığında bulunuyor. Bugün 100 baz puanlık indirime gidildiği için ticari kredilerin 100 baz puan aşağı ineceğini söyleyebilirim. 16-18 aralığına gelmesi demektir ve bu işletmeler açısından yıllık bazda 1 puan aşağı çekilmesi demektir. Kamu bankaları ve özel bankaların verdiği kredi oranlarında çok büyük farklılıklar yok şu anda bu karara özel bankalar da uyuyor. Konut kredileri, bireysel krediler ve 1 yıla dayalı ticari kredilerin 100 baz puan ineceğini düşünüyorum.
Sayın Cumhurbaşkanın da bahsettiği ticaretin ihracatın önünü açmak için kısa vadeli ticari kredilere etkisini önümüzdeki hafta göreceğiz. Tüm bankalar bunu takip edecektir. Reeskont kredilerini artıracağım diyor Merkez Bankası. Onun için faizi çekiyorum diyor. Aynı zamanda karar metninde şu da açık deniyor ki arz kaynaklı kısım enflasyona etki eden kısımlar 2022’nin ilk çeyreğinde bitmiş olacak diye beyan var. İlk 3 aylık dönemde Merkez Bankası bu etkinin kısıtlanacağını görüyor.
CNN Türk canlı yayınında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Levent Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
Merkez Bankası beklediğimiz bir faiz indirimi yaptı. Piyasalar ile yaptığı iletişim faizlerin fiyatlamasını yaptırıyordu. Beklentiler çerçevesinde gerçekleşti ancak biz metne bakıyoruz. Metinde önümüzdeki ay da faiz indirimi olacağı şeklinde bir ifade var. Ekim ayında toplantının ardında yayımlanan metinde şu vardı: Yıl sonuna kadar faiz indiriminde sınırlı alan belirtilmişti. Aralık ayında tamamlamayı değerlendireceğiz diyorlar. Önümüzdeki toplantıda faiz indirimi masada olacak.
Biz yıl sonuna kadar Merkez Bankasının 200 baz puan indirim yapacağı fiyatlandı aslında. Merkez Bankası’nın kasım ayındaki toplantı dahil olmak üzere 200 baz puan fiyatlanıyordu. Aralık ayında da 100 baz puanlık bir aralık bırakıldı.
Beklenen yansıma şu: Merkez bankasının faizleri düşürmesiyle birlikte piyasa faizleri aşağı yönlü gelişirse bazı durumlarda ağırlıklı fonlama maliyeti ile politika faizindeki makas açılabiliyor. Biz kamu ve özel bankalar tarafından bunun yansıtılmasını bekleriz.
Bankalar ağırlıklı olarak risklerin arttığı dönemde bu şekilde hareket etmemeyi tercih edebiliyor. Özel bankalar imtina edebiliyordu geçmişte. Biz o dönemde kamu bankalarıyla devreye girerek konut ve ticari kredilerde kredi kullandırıldığını görmüştük.
Politika faizi ile piyasa faizi arasında makas açılırsa o zaman gene kamu bankalarında bu desteği görmek gerekebilir. Konut sektöründe durgunluk devam ediyor. İpotekli konut satışında azalma var. Piyasa faiz indirimine devam edeceğini ve bu konut kredilerine yansıyacağı beklendiği için ipotekli konut satışlarında azalma var.
Otomobil fiyatlarındaki temel problem çip krizi ve bu üretimi sınırladığı için yeni otomobil de gelmiyor. İkinci el fiyatları yukarı yönde gidiyor ve otomobil ithal olduğu için bu kur kanalında hissediliyor. Otomobil fiyatlarında arz taraflı çip krizi yaşandığı için aşağı yönlü bir şey bekleyemeyiz.
"KREDİ OLARAK KULLANDIRILSIN"
Konut tarafında da arz sorunu var. İnşaat sektörü Türkiye büyüsün diye desteklenen bir sektör değil ihtiyaçtan dolayı desteklenen bir sektördü. Konut arzına ne kadar ihtiyaç olduğunu gösteriyor bu durum. Hem otomobil hem konut tarafından arzın artması gerekiyor iki tarafta da kısıt var. Konut arzı artmadan fiyatlarda bir dengelenme kısa vadede beklememek lazım. Bankaların konut kredileri ile belki burada hareketlilik gözlenebilir.
Bankaların son bilançolarla açıklandı çok uçuk karlardan bahsediyoruz. Bankacılık sektörü her türlü kar ediyor. Faiz düşükken ve yüksekken karlar ortada. Faiz indirimleri var ve bu indirimler enflasyonun belirli bir kısmını göğüsleyerek de devam ediyor. Bu indirimlerin bankalar tarafından yansıtılması lazım ki son kullanıcılara bunlar yatırımlara dönüşsün kredi olarak kullandırılsın. Burada bütünleşmenin de sağlanması gerekiyor. Merkez Bankası’nın politika faizindeki indirimin etkisi otomobil ve konut talep edenlere etkisi bankalar tarafından olacak.