Ekonomi‘Sermaye kontrolü değil sürekli devam etmeyecek’

‘Sermaye kontrolü değil sürekli devam etmeyecek’

02.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, döviz varlıkları 15 milyon lirayı aşan şirketlere kredi kullandırım sınırlaması getiren kararın, sermaye kontrolü amacı taşımadığını ve geçici bir karar olduğunu söyledi.

‘Sermaye kontrolü değil sürekli devam etmeyecek’

NTV’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan BDDK Başkanı Akben, şöyle konuştu: 

Haberin Devamı

“İhtiyacı olmayan şirketlerin de döviz aldığını gördük. Bu düzenlemenin sermaye kontrölü ile alakası yok. Bu finansal istikrarın sağlanması konusunda önem arz ediyor. Bankacılık Kanunu bize bu yetkiyi veriyor.” 

Söz konusu kararın taşıdığı şartları hatırlatan Akben, bunları şöyle sıraladı: 

“Bunlar bağımsız denetime tabi şirketler olsun. 

Bilançodaki değer 15 milyon TL’nin üzerinde döviz karşılığı ifade etsin. 

Aktif toplamının yüzde 10’u veya bir yıllık satış hasılatının yüzde 10’undan fazlası olan hangisi ise bunlar olsun. Bu 3 şartı taşımak zorunda. Bu, şirketler bazında uygulanan bir karar. Şahısları, ortakları ilgilendiren bir karar değil. Muhtemelen 300’ün üzerinde şirketi kapsıyor. 300’ün üzerinde şirketin döviz pozisyon fazlalıkları var. 15 milyar dolardan fazla bir fazlalık var.” 

Haberin Devamı

Piyasa rahatlatılacak 

BDDK Başkanı Akben şunları kaydetti: 

“Kararın iyileştirilmesi gereken yanları olacaktır. Uygulamayı piyasayı daha rahatlatıcı bir hale getireceğiz. İsteğimiz şu, ucuz TL kredi ile döviz alıp altın alıp bunları pozisyon tutmayın, yatırım yapın, istihdam üretin bu alanlarda kullanın. Bu kararlar sürekli devam etmeyecek.” 

Kur korumalı mevduat 1 trilyon lirayı aştı

Kur korumalı mevduata (KKM) bir akış olduğunu belirten Akben, “Büyük taban bu işten memnun. KKM’de 1 trilyonun üzerinde bir büyüklüğe ulaşıldı” dedi. Akben, bankacılık sektöründeki genel görünümü de şöyle özetledi:

“Bankacılık sektöründe Haziran 2022 itibariyle tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 2.5 civarında. Tahsili gecikmiş alacaklar için bankaların ayırdığı karşılık oranı da yüzde 80’lerin üzerinde, ikinci gruptaki alacaklılar için de karşılık oranı da yüzde 20’lerin üzerinde. Şu anda bankaların bilanço aktif kalitesi ve likidite durumunda herhangi bir problemle karşı karşıya değiliz. Bu alanlarda güçlülüğümüz halen devam ediyor. Bankaların faiz oranının makul seviyede kalması önemli.”