04.05.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Başbakan Tayyip Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s’un (S&P), Türkiye’nin not görünümünü ‘durağan’a çevirmesine sert tepki göstererek, “Tamamen ideolojik bir yaklaşım. Bunu Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın. Bunun bedelini, ‘Artık ben seni bir kredi kuruluşu olarak tanımıyorum’ demek suretiyle açıklarız. Bu çok basit” dedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) bu yıl 5’incisi düzenlenen ‘İstanbul Moda Hazır Giyim Konferansı’nın açılışında konuşan Erdoğan, küresel finans krizi sürecinde büyüyen bir Türkiye olduğuna işaret ederek, S&P’nin not kararını değerlendirdi. Erdoğan, şunları söyledi:
“S&P bir açıklama yaptı. Ben bunu çok garipsedim. Neden derseniz? Pozitifte olan Türkiye’yi durağana indiriyor. Neye göre sen beni durağana indiriyorsun? Çünkü belli bir süre, pozitifte kalan bir ülkeyi artırması gerekirken, bakıyor ki ‘Türkiye’yi artırırsam, ideolojik olarak bu bizim için sıkıntı doğurur. Biz bunu durağanda tutalım’.
Fakat öbür taraftan bakıyorsun, iflas eden Yunanistan’ı yükseltiyor. Böyle saçmalık olur mu? Tamamen ideolojik bir yaklaşım. İrlanda’yı yükseltiyor, yahu bunlar iflas ediyor. İflas edenleri, yani IMF’nin, Dünya Bankası’nın, AB’nin şu anda 100 milyar doların üzerinde destek verdiği bu ülkelere, kalkıp bu nokta kredi notunu yükseltiyor. Böyle saçmalık olur mu? Tamamiyle ideolojik bir yaklaşım ama bunu kimse yutmaz. Yani, bunu sen Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın.
‘Halep oradaysa arşın burada’
Yani bu hesabı-kitabı, az-çok biliyoruz ve şu anda ‘alan el’ olmayan, ‘veren el’ olan bir Türkiye var. Sen bu Türkiye’ye kalkıp da eğer, ‘durağan’a indirirsen kredi notunu, bunu yemezler. Bunun bedelini, ‘Artık ben seni bir kredi kuruluşu olarak tanımıyorum’ demek suretiyle açıklarız. Bu çok basit. Kaldık ki böyle birşeyi yapmak, etmekle bunu inandıramazsın. Çünkü, Halep oradaysa, arşın burada. Herşeyimiz çok açık net ortada. Çalışma, üretim ortada. İşte ihracat ortada. Büyüme oranın bakıyorsun. Dünyada Çin’den sonra ikinci sırada yüzde 8.5 büyüme oranı ile bir Türkiye var ve bu daha yeni olmuş birşey. Sen kalkıp da Türkiye’ye böyle bir not vermeye kalkarsan, bunu kimse yutmaz.”
Dünya dış ticaretinin azalma eğiliminin olduğu bir dönemde, ihracatını rekor seviyede artıran bir Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Dünyada Çin’den sonra, müteahhitlikte de ikinci olan bir Türkiye var. Yani 35 firmasıyla dünyada ikinci sıraya oturmuş bir Türkiye var. Sen hâlâ kalkıp ‘durağan’a yerleştiriyorsun” dedi.
Zirvede Erdoğan’a şükran plaketi, eşi Emine Erdoğan’a ise ipek şal hediye edildi. İpek şalın düşen kâğıdını yerden Suzan Toplusoy aldı.
‘İstanbul’u moda merkezi yapalım’
Başbakan Erdoğan, İstanbul’un modada da bir merkez haline gelmesi için her türlü imkâna sahip olduğunu da söyledi. Son teşvik paketi ile hükümetin ardından artık, işverenler, sanayiciler ve yatırımcıların gelmesini beklediklerini belirten Erdoğan, “Kahve köşelerinde oturan insanımızı iş sahibi yapmak için artık kamu eli ile fabrika açma dönemi sona erdi. Bize düşen nedir? Hükümet olarak yol açacağız” dedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin, korunma önlemleri alınmadan önceki 8 aylık dönemden bir önceki yıla göre kumaş ithalatındaki gerilemenin 860 milyon dolara ulaştığını, bunlara karşın hazır giyim ihracatındaki kaybın aynı dönemde 2 milyar dolar olduğunu belirterek, “Faydasını görmediğimiz bu uygulamanın kaldırılmasını ya da en azından hafifletilmesi için ilginizi rica ediyoruz” dedi.
S&P Türkiye Müdürü: Kriterlerimiz şeffaf
S&P Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes, S&P’nin görevinin herhangi bir siyasi gündemden bağımsız olarak, bir ülkenin kredi güvenirliğine yönelik tamamen bağımsız görüş sağlamak olduğunu belirterek, “127 ülkeye yönelik kredi notlarımızı, tamamen şeffaf derecelendirme kriterlerine göre belirliyoruz” dedi.
Ümit Boyner: Sicilleri malum, algı bozulmaz
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, S&P’nin not görünümünü düşürmesi konusunda, “Küresel yatırımcılar ve iş dünyası giderek bu tür not gelişmelerini daha az dikkate alır hale geldi. Ayrıca, analizlerinin güncel ve doğru verilere dayalı olduğu yönünde kaygılar oluşmaya başladı. Bu nedenle, hükümetlerin bile artık kredi derecelendirme kuruluşlarını inceleme altına alma isteği duydukları bir dönemdeyiz. Zaten gerek kriz dönemindeki gerekse kriz sonrasında ortaya koydukları performans ve sicilleri de hepimizce malum” dedi.
Boyner, “Türkiye, yatırım ortamı ile ilgili reforma kararlılıkla devam ettiği müddetçe bu tür gelişmeler yatırımcının beklenti ve algısını kolayca bozamayacaktır” diye konuştu.
ABD ve Avrupa ‘notçu’lardan çok şikâyetçi
Not kuruluşu Moody’s’in geçen yıl temmuzda Portekiz’in kredi notunu 4 basamak birden düşürünce Avrupa Birliği (AB) ‘notçu’lara adeta savaş açtı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun Avrupa’nın aleyhine yanlı bir tutum içinde olabilecekleri yönündeki kaygısını açıkladı. Barroso, “Avrupa’dan bir tane bile kredi derecelendirme kuruluşu olmaması tuhaf görünüyor. Avrupa kaynaklı kredi derecelendirme kuruluşları oluşturulması ihtimaline ilişkin bazı gelişmeler var” dedi.
Ağustos 2011’de ise S&P ABD’nin kredi notunu düşürünce ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, S&P’nin “gerçekten korkunç bir karar gösterdiğini” ve aldığı kararın ABD’nin finansmanı konusunda ‘bilgi eksikliğine’ dayandığını söyledi. ABD Ticaret Odası daı S&P’nin ABD’nin kredi notunu düşürme kararına katılmadığını açıkladı. ABD, aralarında S&P’nin de olduğu not kuruluşları hakkında soruşturma başlatırken S&P’nin başkanı istifa kararı aldı.