27.05.2013 - 12:22 | Son Güncellenme:
Türkiye’nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyenin bir basamak altında tutan S&P’un Türkiye Bölge Müdürü Holmes, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Holmes, Türkiye’nin kredi notunun önümüzdeki dönemde S&P tarafından "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltilmesi olasılığına ilişkin, "Bizim kriterlerimize göre, bir investment grade’e (yatırım yapılabilir) notun gitmek için şu anda kriterlere uygun olmayan noktalar var. Cari açığın problemi sadece kendisi değil, aynı zamanda finansmanı da. Cari açığın finansmanı nispeten kısa vadeli fonlandığı için dışardan alacaklar ne kadar, yabancı para birimi üzerinden alacaklar ne kadar çoksa o kadar iyi oluyor. Dış duyarlılığın biraz düşmesini bekliyoruz" dedi.
Türkiye ekonomisin son dönemde ihracat pazarlarını büyük oranda çeşitlendirmeyi başardığını belirten Holmes, "Avrupa Birliği’ndeki ekonomik bozulmanın devam etmesi ekonomi için yine de çok iyi değil. Her ne kadar Türkiye, ihracatını Afrika ve Ortadoğu ülkelerine kaydırabilmişse de, ihracatının büyük bir payını hala AB’ye gidiyor" dedi.
Holmes, "Türkiye’de enerji başta olmak üzere bir takım reformların üzerinde zaten çalışıyor. Dolayısıyla bu yapısal reformların devam etmesi, dışardaki talebin de artmasıyla, birkaç faktör daha var bakılması gereken. Çok kısa vadede bir şey beklememekle birlikte, o yüzden şu anda ülke notunu durağan da bulunduruyoruz" değerlendirilmesinde bulundu.
"Pozitif bir gelişme olduğu zaman tabi hiç aksatmadan yükseltiriz"
Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Holmes, "Not artışı ekonominin performansına bağlı, yapılan çalışmaların verdiği sonuçlara bağlı. Ülke notu her an gözden geçiriliyor. Herhangi bir şekilde bunu (not artışının zamanını) tahmin etmek çok zor. Kriterlere uygun, pozitif bir gelişme olduğu zaman tabi hiç aksatmadan yükseltiriz. Bundan emin olabilirsiniz. Ama şu anda hala gözlemleme durumundayız" şeklinde konuştu.
Türkiye ekonomisinde pozitif gelişmelerin olduğuna dikkati çeken Holmes, "27 Mart’ta Türkiye’nin notunu artırdık. Ekonomiye bakacak olursanız, Türkiye’de büyüme daha sürdürülebilir seviyede. 2012’de biraz yavaşladı gerçi. 2013’ten sonra ekonomik büyümenin yüzde 4 civarlarına çıkmasını bekliyoruz. Bu tabi Türkiye için daha sürdürülebilir bir seviye. Çok aşırı bir büyüme yok. Bunun yanında geçen sene iç talep azaldı. Bu cari açığında dengelenmesinde faydalı oldu. Cari açık yüzde 10’lardan yüzde 6’ya indi. Bu da pozitif bir gelişme ve Türkiye’nin not artırımında katkısı oldu" değerlendirmesinde bulundu.
"Cari açık daha sürdürülebilir seviyede olacak"
Holmes, Türkiye ekonomisinin iç taleple birlikte büyüme hızını artıracağı öngörüsünde bulunarak, "İç talebin Türkiye’de önümüzdeki dönemde artmasını bekliyoruz. Buna bağlı olarak cari açığında artmasını bekliyoruz. Cari açığında daha sürdürülebilir bir seviyede olmasını öngörüyoruz. Bu yılın sonunda GSYH’nın yüzde 7’si civarında olmasını bekliyoruz" dedi.
Türkiye’nin ihracat performansını artırmasının ekonomik dengeler açısından son derece pozitif olduğunu belirten Holmes, "2012’de Türkiye’nin ihracatı yüzde 17 oranında arttı. Bu çok iyi bir performans. Ayrıca içerisinde Avrupa Birliği dışındaki ülkelerin payı çok arttı. Bu tabi Türkiye için olumlu. Birleşik Arap Emirlikleri, Sudi Arabistan, Irak gibi ihracat yapılan ülkeler, 2013-2014’te ihracatın büyümesini beklediğimiz ülkeler. İhracatın artışı iç talebe olan bağımlılığı azaltıyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ekonomisinin geçen seneki ekonomik performansını ve dışsal kırılganlıkların, 2013 yılının ilk yarısı ile kıyaslandığında nasıl bir görünümün ortaya çıktığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Holmes, "Kırılganlıkların bir kısmı azaldı. Türkiye kırılganlıklara karşı geçen seneden daha dayanıklı" dedi.
"Türk tahvillerine yabancı ilgisi yüksek"
Yabancı yatırımcıların Türk tahvillerine son aylarda ciddi ilgi gösteremeye başladıklarını belirten Holmes, "Gördüğümüz kadarıyla Türk şirket tahvillerine yabancı ilgisi gayet yüksek. Türk şirketlerinin tahvilleri ile çok ilgileniyorlar. Özellikle bu ilgili son 12 aydır yoğun biçimde arttı. Çok sayıda soru alıyoruz bu konuda. Türk şirketlerinin tahvil piyasasındaki etkinliklerinin artacağını düşünüyoruz. Türkiye’de ekonomik büyüme artmaya devam ederse, Türk şirketlerinin de finansman ihtiyacı artmaya devam edecek" dedi.
Holmes, şunları kaydetti: "Türkiye’de ekonomin motoru özel şirketler. Bizim gözlemlediğimiz büyüme ile birlikte, Türk şirketlerinin dışarı ile rekabet gücünüm artmasıyla birlikte finansman ihtiyaçları da arttı. Şu anda finansman çeşitlendirmesi yapılıyor. Yılın son bir kaç ayında büyük Türk şirketlerinin bir kısmı sermaye piyasalarına açıldılar. Artık sadece banka finansmanı yapılmıyor eskisi gibi. Direk sermaye piyasalarına yönelen şirketler de var.
Türk şirketlerinin büyümelerine ek olarak finansman kaynaklarını çeşitlendirmeleri büyük önem taşıyor. Bankalar Türkiye’de çok kuvvetli. Ancak belli bir büyümenin üzerinde sadece banka fonlaması ile mümkün olmuyor. Bunu diğer gelişmiş ülkelerde ve BRIC ülkelerinde de gördük. Türk şirketlerinin fonlama kaynaklarını çeşitlendirmeleri gerekiyor. Bunu yapmaya başladıklarını gözlemliyoruz."