08.03.2022 - 09:53 | Son Güncellenme:
Putin, müttefiklerini, özellikle de Kırım'ın ilhakından sonra ABD ve AB ülkeleriyle ilişkilerinin bozulmaya başlaması üzerine, bu tür önlemlere karşı kendilerini korumaları konusunda uyarmıştı.
Ona yakın olan bu isimlerden bazıları, Putin'in tavsiyesine uyup Rusya'da yatırım yapmaya devam etti ancak diğerleri paralarını yurtdışındaki saray mülklerinde ya da futbol kulüplerinde tuttu. Şirketleri yabancı borsalarda işlem görmeye devam etti.
Şimdi bu isimler modern çağlarda uygulamaya konan en kapsamlı ekonomik yaptırımlarla yüzleşirken varlıklarını ellerinde tutmak için çabalıyorlar. İşte bu isimler hakkında bildiklerimiz:
YAPTIRIM UYGULAYAN ÜLKELER: ABD, AB, İNGİLTERE
Forbes'a göre, Putin'in en sevdiği oligarklardan biri olduğu söylenen Alişer Usmanov, aynı zamanda dünyanın en zenginleri listesinde ve tahmini serveti 17.6 milyar dolar değerinde.
Eski bir profesyonel eskrimci olan Usmanov, AB tarafından "yetkili-iş adamı" olarak tanımlanıyor. Bunun sebebi, Putin'in ticari sorunlarını çözmesine yardımcı olduğunun düşünülmesi.
Henüz Sovyetler Birliği'nin bir parçasıyken Özbekistan'da doğan Usmanov, bugün Rusya'da devasa büyüklükte bir holding olan USM Holdings'i yönetiyor. Holding, Rusya'nın en büyük ikinci GSM ağı MegaFon da dahil olmak üzere bünyesinde madencilik ve telekom şirketlerini barındırıyor.
AB, Usmanov'a yönelik yaptırımlarını 28 Şubat'ta ilan etti ve onu ABD ve İngiltere izledi. Usmanov bu yaptırımları haksız olarak nitelendirdi ve aleyhindeki tüm iddiaların yanlış olduğunu söyledi.
Usmanov'un holdingdeki payının yüzde 50'den az olması nedeniyle USM, AB yaptırımlarından muaf tutulmayı umuyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre; yaptırımlar açıklandığında Usmanov'un annesinin adını taşıyan süperyat Dilbar, Hamburg'da bir onarımdan geçiyordu ve burada yata el konulma riski var.
Usmanov'un İngiltere'de bilinen yatırımları emlak sektöründe yoğunlaşıyor. Londra'da, şehrin merkezinde Beechwood Konağı olarak bilinen 65 milyon sterlinlik kır evinin sahibi. Bununla birlikte Londra'nın hemen dışındaki Surrey'de, Sutton Place adında bir Tudor dönemi malikanesi var. Usmanov'un bu iki gayrimenkul üzerindeki hakları, İngiltere yaptırımlarıyla birlikte donduruldu.
Usmanov'un iş ortağı İngiliz-İranlı iş adamı Farhad Moşiri, İngiltere Premier League'de oynayan futbol kulübü Everton'ın sahibi. Usmanov'un şirketleri USM, MegaFon ve Yota kulübün ana sponsorlarıydı ve hatta iş adamının kulüple daha yakın ilişkileri olduğu öne sürüldü. Everton Çarşamba günü söz konusu sponsorluk anlaşmalarını askıya aldı. Moşiri, USM yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldı.
YAPTIRIM UYGULAYAN ÜLKELER: HENÜZ YOK
Futbol kulübü Chelsea'nin olağanüstü başarısı nedeniyle üst düzey Rus milyarderlerinden biri olan Roman Abramoviç, muhtemelen diğer Putin müttefiklerinden daha az etkiye sahip gibi göründüğü için henüz yaptırımlara maruz kalmadı.
Abramoviç'in Kremlin'de ne kadar söz sahibi olduğu çok tartışılan bir konu. Bazıları Abramoviç'in Putin tarafından hoş görüldüğünü öne sürerken bazıları ikili arasındaki ilişkinin bundan çok daha yakın olduğunu söylüyor.
Abramoviç, Putin veya Kremlin ile yakın bağları olduğunu şiddetle reddediyor. Yaptırımların uygulanması senaryosunda tahmini 12.4 milyar dolarlık serveti savunmasız kalacak.
İş adamı, Çarşamba günü Chelsea'yi 3 milyar sterline satmak istediğini ve Londra'daki Kensington Bahçeleri'ndeki 150 milyon sterlinlik evinin satışa çıktığını duyurdu.
Abramoviç, Rusya'da Boris Yeltsin'in devlet başkanlığı dönemindeki oligarklardan biriydi ve servetini 1990'larda biriktirmeye başladı. Kariyerindeki en büyük kırılım, petrol şirketi Sibneft'i çok düşük bir fiyattan satın almasıydı.
Cuma günü İngiliz Virgin Adaları açıklarında seyreden dünyanın en uzun üçüncü yatı Eclipse ve Barcelona'da demirleyen bir başka mega yat olan Solaris, varlıkları arasında.
Roman Abramoviç, son yıllarda İngiltere'den uzaklaşmaya başladı. 2018'de İngiltere vizesini yenilemek için başvurmadı. Bunun yerine yeni edindiği İsrail pasaportunu Londra'yı ziyaret etmek için kullanıyor. Kriz öncesinde Chelsea'nin kendi sahasındaki tüm maçlarına giden Abramoviç, son dönemde kulübün Stamford Bridge stadyumundaki müsabakalarında nadiren görülüyor.
YAPTIRIM UYGULAYAN ÜLKELER: ABD
Putin iktidara geldiğinde, Oleg Deripaksa 28 milyar dolarlık servetiyle son derece zengin bir iş adamıydı. Geçen sürede servetinin azalarak bugün 3 milyar dolara dayandığı tahmin ediliyor.
1990'larda, alüminyum endüstrisinin amansız savaşında zirveye çıkarak servetini biriktirmeye başladı. ABD onun kara para aklama, rüşvet, gasp ve haraç alma suçlarına karıştığını iddia ediyor. Bununla birlikte "bir iş adamının öldürülmesi emrini verdiği ve bir Rus organize suç grubuyla bağlantıları olduğu" iddiaları da dile getirildi. Deripaska bu iddiaları reddetti.
Büyük zarara uğradığı 2008 finansal krizinde Putin'den kendisini kurtarmasını bekledi. Devlet Başkanı Putin ise 2009'da onu kamuoyunun önünde kalem çalmakla suçlayarak küçük düşürdü. O günden bu yana kendisini yine favori pozisyona getirecek çalışmalar yaptığı gözlendi.
Deripaska, Rusya'nın 2016 ABD başkanlık seçimlerine müdahale etme çabalarına ilişkin ABD soruşturması sırasında hazırlanan Mueller Raporu'nda, ABD eski başkanı Donald Trump'ın "yakın müttefiki" olarak tanımlanıyordu.
Londra Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem gören yeşil enerji ve metal şirketi En+ Grup'u kurdu, ancak 2018'de ABD yaptırımlarına maruz kalmasıyla şirketteki paylarını yüzde 50'nin altına indirdi. Deripaska'nın şirketi Basic Element, yaptırımları "temelsiz, gülünç ve saçma" olarak nitelendiren bir bildiri yayınladı.
İngiliz-Rus ilişkileri Skripal olayından sonra kötüleşmeye başladığından beri Surrey, Weybridge'deki Hamstone Konutu adlı geniş art deco mimari tarzındaki mülkünü, 18 milyon sterline satmaya çalışıyor. Ayrıca Çarşamba günü Maldivler'de olduğu tespit edilen Clio adlı bir yatın da sahibi.
Birçok oligarkın aksine Deripaska, sosyal medyada savaş hakkındaki görüşlerini dile getirmeye devam etti. Barış çağrısında bulunan Deripaska Twitter üzerinden, "Müzakerelerin bir an önce başlaması gerekiyor!" dedi.
YAPTIRIM UYGULAYAN ÜLKELER: ABD, AB
28 Şubat'ta İgor Seçin'e karşı yaptırımlar açıklayan AB'ye göre, Seçin'in Vladimir Putin ile uzun zamana yayılan derin bağlantıları var. Putin'in en güvenilir ve en yakın danışmanlarından biri olmasının yayında bir arkadaşı olduğu da söyleniyor ve ikisinin günlük temas halinde olduğu düşünülüyor.
Rus basınındaki takma adı Darth Vader olan Seçin'in yükselişi, rakiplerini acımasızca kenara itilmesiyle sağlandı. 2008'de basına sızan bir ABD büyükelçiliği mesajı, onu, "O kadar karanlık ki, aslında var olmayabilir. Kremlin tarafından korku uyandırmak için icat edilen bir tür şehir efsanesi" olarak tanımlıyordu. ABD, 2014 yılında Seçin'in "tamamen haksız ve yasa dışı" diye nitelediği yaptırımlar uyguladı. 24 Şubat'taysa Seçin'i hedef alan son yaptırımlar açıklandı.
Seçin, kariyerini siyaset ve ticaret arasında gidip gelerek, bazen aynı anda her ikisinde de üst düzey işler yaparak geçirdi. Putin'in başbakanlığı döneminde, başbakan yardımcısıydı ve şimdi kamuya ait petrol devi Rosneft'i yönetiyor.
Seçin, 1990'larda St Petersburg'daki belediye başkanının ofisinde Putin ile birlikte çalıştı ve hiçbir zaman açıkça itiraf etmese de, çok korkulan istihbarat servisi KGB'de çalıştığına inanılıyor.
Rusya'da yaşayan Seçin'in ne kadar parası olduğunu kimse bilmiyor. Fransızlar, ikinci eşi Olga Seçina'nın gemide kendi fotoğraflarını paylaşmasından sonra Amore Vero adlı bir yata el koydu. Boşanmış olsalar da yatın Seçin ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Bunun ötesinde, denizaşırı ülkelerdeki servetinin izini sürmek ve dondurmak zor olabilir.
YAPTIRIM UYGULAYAN ÜLKE: ABD
Alexey Miller, Vladimir Putin'in eski bir arkadaşı. O da 1990'larda St Petersburg belediye başkanlığının dış ilişkiler komitesinde Putin'in yardımcısıyken başlayan kariyerini Devlet Başkanı'na sadakat üzerine inşa etti.
2001'den beri devlete ait güçlü gaz şirketi Gazprom'u yönetiyor. Ancak Miller'ın bu pozisyona atanması bir sürprizdi. İş adamının sadece eski patronunun emirlerini yerine getirdiği yaygın olarak kabul ediliyor. 2009'da ABD'nin Moskova büyükelçisi Gazprom'u "verimsiz, siyasi güdümlü ve yozlaşmış" olarak nitelendirdi.
Miller'a 2014'te Kırım'ın ilhakından sonra yaptırım uygulanmadı. Ancak 2018'de ABD'nin yaptırım listesine eklendiğini öğrendiğinde bunun gurur duyduğunu söyledi. Miller: "İlk listede yer almadım. Hatta yanlışlık yapıldığına dair şüphelerim vardı. Ama sonunda dahil oldum. Bu, her şeyi doğru yaptığımız anlamına geliyor" dedi.
Rusya dışındaki varlıkları kolayca tespit edilemiyor ve servetinin net değeri hakkında hiçbir bilgi yok.
YAPTIRIM UYGULAYAN ÜLKELER: AB
AB, Pyotr Aven'ı Başkan Putin'e en yakın oligarklardan biri olarak tanımlıyor. Mikhail Fridman de Putin'in en yakın çevresinde işleri halleden biri olarak niteleniyor. İki iş adamı birlikte bugün Rusya'nın en büyük özel bankası olan Alfa-Bank'ı kurdular.
Mueller Raporu'nda, Aven'in Kremlin'de yılda yaklaşık dört kez Putin ile bir araya geldiği belirtiliyordu. Bu toplantılar sırasında Aven'in, "Putin'in yaptığı herhangi bir öneri veya eleştirinin üstü kapalı direktifler olduğunu anladığı ve uymaması durumunda kendisi için sonuçları olacağı" belirtiliyordu.
Putin ikiliyi 2016 yılında gelecekteki yaptırımlardan korunmaları konusunda uyardı. İkili, 28 Şubat'ta AB yaptırımları nedeniyle, yaklaşık 10 yıl önce kurdukları Londra merkezli LetterOne yatırım grubundan, hisseleri dondurulduğu için bu hafta ayrıldı. Aven ayrıca Londra'daki Kraliyet Sanat Akademisi'nin mütevelli heyetinden de çekildi.
İki iş adamı, "bu yaptırımların uygulanmasının sahte ve asılsız temellere dayandığını ve şiddetle ve ellerindeki tüm araçlarla" bu kararlara itiraz edeceklerini söyledi.
Servetinin değerinin yaklaşık 12 milyar dolar olduğu düşünülen Fridman, Londra'daki tarihi kriket sahası Lord's Cricket Ground'un yakınındaki bir evde yaşıyor. Ayrıca 2016'da 65 milyon sterline satın aldığı Londra'nın kuzeyindeki Athlone Konağı adlı devasa bir mülkün sahibi.
Fridman Salı günü Londra'da düzenlediği basın toplantısında, Ukrayna savaşının "büyük bir trajedi" olduğunu, ancak Kremlin'i doğrudan eleştirmediğini, bunun yüz binlerce çalışanın işini riske atabileceğini söyledi.