16.11.2010 - 10:49 | Son Güncellenme:
Aylin Löle/Akşam
İki elbise birden alındı bana büyük sürpriz oldu -
Aynur Bektaş- Hey Tekstil CEO'su: Babam elektrik teknisyeniydi ve Kayseri Yeşilhisar'da görevliydi. Ben çok küçüktüm, anneanne-babaanne yanında Çerkeş'te yaşıyordum. Bayramda yeni ayakkabı, elbise giymek çok önemliydi. Tabii annem-babam yanımda yok, benim için bir bayram alışverişi yapılmadı. Çok üzülmüştüm. Sabah kalktığımda yatağımda bir değil iki elbise birden vardı. Biri sarı, biri pembe çok güzellerdi. Teyzem meğer sürpriz yapmış. O gerçekten benim bayramımdı, hiç unutmadım. O yüzden çalışanlarımın ne kadar çocuğu varba, mümkün olduğu kadar onlara ulaşıp sevindirmeye çalışıyorum. Hala da bayramda bir tişört bile olsa, etiketini kesip, yeni bir şey giymeye özen gösteririm.
Dükkanda boş askıları sayar, yarış yapardık -
Süleyman Orakçıoğlu-Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı
Özellikle çocukluk döneminde bayramlar çok önemli oluyor. Çocukluk döneminde de işyerinde çalıştığımız için özellikle bayram satışlarının yarattığı yoğunluk ve heyecan bizi çok mutlu ediyordu. 11 yaşında falandım. Bayramda geceleri dükkanda elbise askısı sayardık, böylece kaç adet sattığımızı tespit ederdik. Hep beraber askıları sayarken, aramızda kim daha çok askı sayacak yarışı yapardık. Çünkü çok askı saymak bayramda iyi bir ödül beklentisine yol açardı bizde. Ödül ne olurdu diyecek olursanız, tabii ki iyi bir bayram harçlığı...
'Kurban kavurmasını çalışanlarımla yerim' -
Eray Kapıcıoğlu-Dünyagöz Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı:
5-6 yaşlarındayken sabah erken kalkar, namazının bitmesinin ardından para toplamak için mahalledeki komşulara giderdik. Arkadaşlarla sadece para veren komşulara giderdik. Topladığımız paralarla pastaneden pasta alır, bisiklet kiralardık. 35 yıldır Mecidiyeköy Camii'nde bayram namazı kılar, kabristana gider, çalışanlarımı da davet eder kurban kavurmasını birlikte yeriz.
Evden habersiz Denizli'ye 18 km yürüyerek gittik
- Ahmet Nazif Zorlu-Zorlu Holding
11-12 yaşlarındaydım... Denizli-Sarayköy arası 18 km'deydi. Bayram harçlıklarımızı aldıktan sonra ailemizden habersiz, 4-5 arkadaş toplanıp, yürüye yürüye Denizli'ye gittik. 18 kilometre yayan bir şekilde yol yürüdük. Bütün bir gün Denizli'de gezip, bir gün sonra yine yürüye yürüye geri döndük. Tabii kimseye haber vermediğimiz için dönüşte kıyamet kopmuş, kulaklarımız çekilmişti...
Hem dedemi kaybettik, hem dayım kaza yaptı -
Mehmet Büyükekşi-Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı:
1974'te bayramında dedem sabaha karşı bir trafik kazası geçirerek vefat etti. Biz o sırada Antep'te oturuyorduk. Aynı saatlerde de dayım Ahmet Ziylan da bir trafik kazası geçirdi. O kazada dayım da komşularını kaybetti. Bayramda yakınlarını trafik kazasında kaybetmiş biri olarak, bu konuya çok dikkat edilmesini istiyorum. Üzerinden 36 yıl geçti ama acısı hala unutulmadı. Herkes bayram yaparken, bazı evlere trafik kazaları yüzünden ateş düşüyor.
Babamın cebine oyuncak için not bıraktım -
İsmail Gülle- İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Başkanı:
Rahmetli babam, manifaturacılık yapardı, Antep'e gider, oradan mal alırdı. 1967-1968'ler... O zaman ne kıyafet, ne oyuncak, hiçbiri yok, hepsi Antep'e kaçak geliyordu. O zamanlar babamıza 'Ben bunu istiyorum' diyemezdik. Bir bayram arifesinde, babam Antep'e giderken, oyuncak ve kıyafet istiyorum diye kağıda yazıp, ceketinin cebine koydum. Sabah uyandığımda yazdıklarımın tümü başucumdaydı. Şimdi çok anlamlı olmasa da o dönem alınan çok kıymetliydi.
Aldığımız harçlıklar unutulmazdı -
Nihat Özdemir-Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı:
Bayram denilince hep aklıma çocukken aldığımız bayram harçlıkları gelirdi. Hepimiz bir arada olurduk... Dayılar, amcalar, babam hepsi harçlık verirdi. Ama benim için en unutulmaz olan babaannem ve anneannemden aldığım harçlıklardı... O zamanki parayla aldığımız harçlığın miktarını hatırlayamıyorum. Ama o günleri anımsadığımda özellikle babaannem ve anneannemden aldığım harçlıkların çok hoşuma gittiğini hala hatırlıyorum...
Bütün aile fertleri bir araya gelirdik
- Ali Kibar-Kibar Holding CEO'su:
Bayramlarda eskiden bütün aile fertleri bir araya gelirdi. Büyüklerimiz, akrabalarımız, hepimiz bir arada olurduk. Artık bayram dediğimiz neredeyse tatil programı anlayışı noktasına geldi. Zaman içinde insanlar daha farklı düşünce yapısına kavuşuyor, ister istemez de o eski bayramlarda yaşanan birliktelikler dağılıyor. Bayram denilince, bütün ailenin bir araya geldi günleri hatırlıyorum. Büyüklerin gösterdiği bir yerde toplanılır, hep beraber bayramlaşılırdı. Kurban kesiminin ardından da kavurması yapılır, hep beraber bayram yemeği yenilirdi.
En çok harçlığı yengemiz verirdi -
Abdullah Kiğılı-Kiğılı Giyim Yönetim Kurulu Başkanı:
Çocukken bayramların gelmesini dört gözle beklerdik. O dönemin en büyük parası yeşil 10 liralardı. Bayram gelince çocuklara en büyük harçlığı amcamın eşi yengem verirdi. Eli çok açıktı ailedeki erkeklerden daha çok parayı o verirdi. Şimdi ben de o günlerin hatırına çevremdeki çocuklara mümkün olduğunca büyük harçlık vermeye çalışıyorum.
Kurbanı 23 yaşında ilk inşaatımda kestim
- Nazmi Durbakayım-Teknik Yapı Holding Başkanı:
1973'te ilk projemin inşaatına başlayacaktım. 23 yaşındaydım. Temel atma tarihi Kurban Bayramı'nın bir ay öncesi planlanmıştı. Haliyle her gece rüyama giriyordu. Bir gece uyandım ve tarihi Kurban Bayramı'na erteledim. Bayram günü kurbanlık koçla inşaat alanına gittim. Beni gören kalfam ve diğer işçiler çok şaşırdı. Bayramlaşmak için patronlarının yanlarına gelmesi alışılmış bir şey değildi. Tüm işçilerle tek tek bayramlaştıktan sonra kurban kesildi ve etlerini orada eşit olarak dağıttım.
Bayram namazı kılmaya bir gün önceden gitmişiz! -
Cihat Dündar-Biota Laboratuvarları Kurucusu:
Bundan yaklaşık 10 yıl önce, bayram namazını kılmak için sabahın 6'sında camiye gittik. 8'e kadar bekledik, ne gelen var ne giden. O sıralarda tam da Arabistan'da bayram bizden bir gün önce tartışmaları yaşanıyordu. Meğer günü şaşırıp, bir gün önce gitmişiz! İçi boş torpille arkadaşlarımı korkuttum - Nejat Çuhadaroğlu- Çuhadaroğlu Holding CEO'su: 7-8 yaşlarındayım. Çatapat ve torpil satılırdı. Bir bayram, mahalledeki arkadaşlarımla bizim Etiler'deki evin alt katında oynuyorduk. O torpillerden birinin içini boşaltıp, fitilini ateşleyip arkadaşlarımın ödünü kopartmıştım.