09.08.2022 - 15:35 | Son Güncellenme:
Bengisu Özenç, Kurucu Direktör, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
İlk defa dünyada ve Türkiye’deki çevresel ürünler ithalat ve ihracatına ışık tutan “Çevresel Ürünlerin Ticareti Raporu” yayınlandı sizin tarafınızdan. Raporun hangi kısımları ön plana çıkıyor?
Dönüşüm, dönüşümün getirdiği birtakım maliyetler kadar birtakım fırsatlar da var. Bu fırsatların içerisinde zaten iklim politikasının dış ticaret üzerinden de işlemeye başlaması söz konusu. Özellikle sınırda karbon mekanizmasıyla, Türkiye’nin rekabetçi bir şekilde bugüne kadar ürettiği ürünlerde AB ile ticaretinde birtakım maliyetlerle karşılaşacak olması gibi, tartışmaların gittikçe sanayi üretimi, dış ticaret, dış ticarette ne gibi yeni stratejiler gibi konulara ağırlık verilmesi gerektiğini düşündük. Bunları biraz daha verinin üzerinden analiz edelim istedik. Neler var, Türkiye nereye gidebilir, hangi avantajları yakalayabilir gibi. Böylece çevresel ürünler üzerinde bir araştırma yaptık.
Yenilenebilir ekipman ithalatı ön planda
Bu rapor, sadece çok basit haliyle hangi ürünler ön plana çıkıyor, küreselde nasıl, Türkiye bunun neresinde ithalat ve ihracatta gibi verilere odaklanıyor. Öncelikle ithalatta yenilenebilir enerji ekipmanlarının ithalatı öne çıkıyor. Bu yenilenebilir enerji ekipmanlarının ithalatında hatta bir dalgalanma da var, bu dalgalanma Türkiye’de özellikle güneş enerjisi santrallerinin kurulumunun hızlandığı 2017 yılı öncesindeki ithalatla çok öne çıkıyor. Burada bir ara söylenen yenilenebilir kapasitesinin artışının aslında ithalatı da tetikleyen bir şey olduğu, onun için de Türkiye dış ticaret açığı tarafından da bütün bu enerji politikasını değerlendirmesi kaygısı haklı çıkıyor. Hemen bu raporun yayınlandığı zaman da Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) bir güneş enerjisi ekipmanları ticareti raporuyla çıktı. Orada da diyor ki, Çin aslında güneş enerjisinin bütün komponentlerinde yüzde 80 ve üzerinde bir paya sahip küresel ticarette. UAE aslında bunun tehlikesine dikkat çekiyor. Bu üretimin tek bir coğrafyada konsantre olmasının ciddi bir riski var, onun için de güneş enerjisi ekipmanlarının üretiminin coğrafi olarak da yaygınlaşması gerekiyor.
Yenilenebilir üretimi artırmalıyız
Bizim raporun mesajında da olduğu gibi, Türkiye önümüzdeki dönemde yani 2053 net sıfır hedefinde daha fazla yenilenebilir enerji kurulumunu, kapasite artışını gerektiriyor. Bu kapasite artışı bu ekipmanlara olan ihtiyacın artışını gerektirecek, o ekipmanları giderek daha artan oranda biz kendimiz üretmeye başlamalı, zaten var ama bu kapasiteyi geliştirmeliyiz. Birinci en önemli mesaj bu.
Türkiye çevresel ürün ihracatında dünyadaki trendden farklı bir görünüm çiziyor deniliyor raporda, biraz daha açabilir misiniz?
Türkiye’nin yenilenebilir enerji ekipmanları ithalatı yüksek. İhracat tarafına da bakıyoruz, orada da “temiz ve kaynak verimli teknolojiler” var. Bunlar içinde küreselde de aslında bu payı yükselen bir alan. Ama Türkiye’nin burada daha çok pay aldığı kısım, dizel araçlar, yani içten yanmalı motorlar, bu motorların aksamları, bunlar da çevresel ürünler kategorisine giriyor, çünkü verimli teknolojiler. Ama geleceğe doğru bakarsanız, çevresel ürün ihracatında içten yanmalı motorlar, yani otomotiv sektöründe sahip olduğu avantajı hızlı bir şekilde elektrikli araçlara doğru kaydırması gerekiyor Türkiye’nin. Burada o tehlikeye dikkat çekiyoruz. İhracatımızda çok önemli bir pay bu ürünlerde, aslında, aslan payını alan kısım hala yenilenebilir enerji ekipmanlarına ve Türkiye orada geride kalıyor.
Katma değerli ürünlerde eksik kalıyoruz
Rapora göre 2020 yılında ithalatta 3. sırada rüzgar gücüyle çalışan ekipmanlar geliyor.
Evet rüzgarda da iyi gibiyiz ama rüzgarda iyi dediğimiz şey, çelik konstrüksiyonlar, hep inşaat malzemeleri. Türkiye aslında inşaatta iyi, ama elektrikli motorlar vs gibi daha katma değere sahip elektrik-elektronik aksamlar konusunda iyi değil. Bu rapor enerji şirketlerine ve kamuya nasıl bir yol gösteriyor? Bu rapor daha çok kamuya yönelik. Bir strateji oluşturuyorsak, ki kamu da çokça düşünüyor özellikle sınırda karbon mekanizmasıyla birlikte, hem Ticaret Bakanlığının sonrasında da Sanayi Bakanlığının ve Enerji Bakanlığı’nın daha stratejik bir şekilde bu işe yaklaştığını ve üzerine düşündüğünü de gördük. Bundan sonraki dönemde hangi tipte üretime biz teşvik veriyoruz, hem de bu üretimlerin, bölgesel olarak da daha dağıtık bir şekilde yapılması, bir yandan da bölgesel kalkınmayı planlıyoruz çünkü bunlara yönelik rapor. Güneş enerjisinin dağıtık enerji olması bir avantaj tabii ki. Ama bu bölgesel kurulumların aynı zamanda bölgesel üretim ve bölgesel iş gücüyle de eşleşmesi lazım ki, bütün bu üretimden kaynaklı gelir eşit bir şekilde Türkiye’ye yayılabilsin. Bir başka bir şey de dönüşümün riskleri de var tabii ki. Risk olarak, birincisi, otomotiv sanayinde ciddi bir dönüşüm geliyor. Otomotiv sanayi tek başına büyük otomotiv üreticilerinin dönüşümüyle değil, aynı zamanda Türkiye’de oto sanayinin yani KOBİ’lerin dönüşümünü gerektirecek. İş gücü planlamasını ve iş gücünün dönüşümünü gerektiriyor.
Türkiye hangi alanlara ya da çevresel ürünlere yönelmeli özellikle ihracatta?
Aslında elektrikli araçlar daha yüksek kullanımda, ticarette payı da artan bir grup, bu dönüşümü mutlaka yakalamalı ve o potansiyeli gerçekleştirmeli Türkiye. Bir yandan da yine yenilenebilir enerji ekipmanlarında da belli bir ağırlığımız var, kendi ihracatımız içerisinde de varlar ama bunu geliştirmek üzere ve ürün sepetini daha da çeşitlendirmek üzere bir stratejisi olması lazım Türkiye’nin. Küresel olarak bu yatırımların yaygınlaşacağını düşünürsek, Türkiye kendi coğrafyasında da önemli bir pazara hitap ediyor. Komşularımızla birlikte baktığımız zaman, yenilenebilir enerji için özellikle de güneş enerjisi için daha uygun, önemli bir teknik potansiyel var. Buradaki yatırımlar yaygınlaştıkça, yenilenebilir enerji ekipmanları için Türkiye’nin yatırım üssü olması mümkün görünüyor. Öte yandan, en çok bilgi birikimi gerektiren ve katma değeri en yüksek ürün grubu “temiz veya kaynak verimli teknolojiler”, burada ilerlemek Türkiye’ye çok daha büyük avantaj sağlayacaktır. Ama Türkiye’nin uzmanlaştığı alanın otomotiv olması ve kendi sepetinde çeşitlilik yaratmaması aslında problem oluşturuyor.
Çevresel Ürün İhracatı ve İthalatı Raporundan dikkat çekenler:
SEFiA, Türkiye’nin ilk çevresel ürünler haritasını ortaya koyan bir rapor yayınladı. Rapor, Türkiye’nin ihracattaki önemli bir payını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu, bu riski bertaraf etmek için de çevresel ürün ihracatında büyük pay alan otomotiv sektörüne, elektrifikasyon konusunda yatırım yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak öte yandan güneş enerjisi ürünleri başta olmak üzere yenilenebilir enerji ekipmanları üretimine yönelmenin ise Türkiye için önemli bir fırsat alanı olduğunu vurguluyor. Raporun öne çıkan sonuçları şöyle:
Türkiye’nin Çevresel Ürün İhracat sepetinde neler var?
Sosyal medya fenomeni Aleyna Dalveren, geçtiğimiz akşam evlendi. Aşiret düğünü yapan ismin sosyal medya paylaşımları ağızları açık bıraktı. İbrahim Tatlıses ve Şafak Sezer de kilolarca altının yarıştığı düğüne katıldı.