08.08.2020 - 11:56 | Son Güncellenme:
AA
Lübnan hükümetinin 17 Ekim 2019'da aldığı vergi paketi kararları, ülkede geniş çaplı protestoları başlatırken, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yansımaları, Lübnan lirasının değer kaybı ve son olarak Beyrut'taki liman patlaması ekonomik krizi daha da derinleştirdi.
Lübnan hükümetinin 17 Ekim 2019'da aldığı vergi paketi kararları (petrol ürünleri ve sigaraya verginin artırılması ve WhatsApp uygulaması üzerinden iletişimden aylık 6 dolar vergi alınması) ülkede protestoların başlamasının ana nedeniydi.
Ardından geceleri Beyrut'ta ve diğer illerde protestolar başladı. Gösteriler sırasında yollar kesildi, banka şubelerinin ve mağazaların vitrinleri parçalandı ve hükümet istifa edene kadar açık grev ilan edildi.
Aynı gün hükümet iletişim vergisini iptal etti ancak gösteriler durmadı ve daha da ileri gitti. Güvenlik güçleri ve askerler ile göstericiler arasında başbakanlık binası önünde çatışma çıktı.
Bu şekilde göstericiler hükümetin istifası konusunda ısrar ederken, protestolar ve yol kesmeler gün boyunca devam etti.
Hükümetin istifası
Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri'nin 18 Ekim'de krizin çözümü için hükümet ortaklarına 72 saat süre tanıdığını açıklamasından bir gün sonra Lübnan Güçleri Partisi'nden 4 bakan istifa etti.
İlerleyen günlerde ise başkent Beyrut başta olmak üzere birçok kentte meydanlarda büyük gösteriler düzenlendi. Eğitim sektörü, kamu kurumları ve bankalar grev başlattı.
Hariri, Cumhuriyet Sarayı'ndaki bakanlar kurulu toplantısının ardından yeni bir reform paketi açıklasa da hükümetin istifası konusunda ısrarcı göstericiler protestolara devam etti.
Hükümetin tüm çabaları başarısız oldu ve Başbakan Hariri ülkesinde 2 hafta devam eden hükümet karşıtı gösteriler nedeniyle 29 Ekim'de istifasını sundu.
Hariri'nin istifasının ardından göstericiler yolları açmış ve ülkedeki grev sona ermiş olsa da meydanlarda kalma çağrıları sürdü.
Lübnan lirasının döviz karşısındaki değer kaybı
Ülkedeki siyasi ve ekonomik çalkantılar Lübnan lirasının Mayıs 2020 başından itibaren yüzde 85 değer kaybetmesine neden oldu. Ülkede kur sabitlense de yerel para biriminin değer kaybı devam etti. Bugün resmi kura göre 1 ABD doları, 1500 Lübnan lirası olmasına rağmen karaborsada 8 bin lira civarında işlem görüyor.
Merkez Bankası’nın önlemleri, Lübnan lirasının döviz karşısındaki değer kaybını durdurmayı başaramadı.
Binlerce Lübnanlı kendilerini birkaç ay içinde işini kaybetmek ya da maaşının kesintiye uğramasıyla karşı karşıya buldu.
Bu durum resmi verilere göre ülkede işsizlik oranını yüzde 35'in üzerine çıkardı.
Fiyatlardaki aşırı artış
Lübnan lirasının değer kaybetmesi, ülke tarihinde benzeri görülmemiş fiyat artışlarını beraberinde getirdi.
Ekonomik kriz, ülke piyasasındaki gıda ve temizlik gibi temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatlarına yansıdı. Lübnan devlet bankalarından El-İtimad Bankası’nın açıkladığı verilere göre gıda ve giyim ürünlerinde yüzde 200 artış yaşandı.
Tüketici fiyatları endeksi, Mayıs ayında yüzde 56,6, Haziran ayında ise yüzde 89,7 oranında fiyatların arttığına işaret ediyor.
Araştırmalar Lübnan'ın, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasında bu ölçüde enflasyonun yaşandığı ilk ülke olarak tarihe geçtiği kaydediyor.
Koronavirüs yansımaları
Lübnan’da ilk yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası 22 Şubat’ta İran’dan gelen bir yolcuda tespit edildi.
Virüsün ülkede hızla yayılması tüm dünyada olduğu gibi Lübnan’da da bazı önleyici tedbirleri beraberinde getirdi.
Lübnan resmi makamlarının tahminlerine göre, Kovid-19’un ekonomideki yansımaları 2020’de Lübnan Gayri Safi Yurt İçi Hasılasında (GSYİH) yüzde 12'den fazla daralmaya neden olacak.
Tahvil ödemeleri
Lübnan, tarihinde ilk kez mart ayında, 30 milyar doları aşan eurobond tahvil senetleri ödemelerinin 1,2 milyar dolarlık aidat ödemesinde temerrüde düştü.
Maliye Bakanlığı, 2020'de vadesi dolacak toplam 4,6 milyar dolarlık eurobond tahvil senetleri ödemelerinin, ülkenin döviz rezervlerini korumak amacıyla yapılmayacağını duyurdu.
Bu durum ülkeyi uluslararası finans kurumlarından hibe ve destek alma arayışlarına yönlendirdi.
Dış rezervler
Lübnan Merkez Bankası resmi verileri, ülkenin döviz rezervlerinin geçen Temmuz ayında aylık bazda yüzde 6,5 düşüşle 30,8 milyar dolara gerilediğini belirtti.
Döviz rezervleri 2019 yılında yıllık yüzde 7 düşüşle 37,77 milyar dolara düşerken, altın dahil toplam dış rezervler geçen yılın sonunda yaklaşık 51,66 milyar dolar olmuştu.
Genel borç
Lübnan, GSYİH değerinin yaklaşık yüzde 170'ine denk gelen 92 milyar doları aşan genel borç yükü altında bulunuyor.
Arap ülkesinin, 20 milyar dolardan fazla dış destek alması gerekiyor. Bu desteğin 11 milyarı 2018'de Paris'te düzenlenen "CEDRE" konferansı tarafından onaylanan, ancak henüz üzerinde anlaşmaya varılmamış bir ekonomik reform programı çerçevesinde verilmesi bekleniyor.
IMF görüşmeleri
Lübnan Ekonomi ve Ticaret Bakanına göre, salı günü meydana gelen patlamadan önce de içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle sıkıntı çeken Lübnan’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ile çalışması tek çözüm gibi duruyor.
IMF ile Lübnan arasındaki müzakereler geçen günlerde durmuştu. 10 milyar dolarlık kredi için yapılan görüşmelerin durmasına ise Lübnan'daki ana siyasi partiler, merkez bankası, ticari bankalar ve milletvekilleri arasında gerginlik yaratan finansal kayıpların büyüklüğü konusundaki anlaşmazlığın neden olduğu ifade ediliyor.
Beyrut Limanı patlaması
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış, ardından tüm kenti sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.
Lübnan Sağlık Bakanı Müsteşarı Rıza el-Musavi, söz konusu patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 154'e yükseldiğini, yaralı sayısının da yaklaşık 6 bin olduğunu açıklamıştı.
Lübnan hükümeti 5 Ağustos'ta patlamayla ilgili 5 gün sürecek bir soruşturma yapılacağını ve limanda 2014'ten bu yana depolama, koruma ve denetim işlerini yürüten tüm yetkililer hakkında ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı getirildiğini açıklamıştı.
Patlamanın etkisiyle büyük zarar gören Beyrut Limanı, Lübnan'da tahıl, gıda maddeleri ve ilaçların tutulduğu en büyük depolama alanı olarak kullanılıyordu.