15.04.2010 - 12:46 | Son Güncellenme:
Nur Demirok / Para Dergisi
Kriz sonunda ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmasını bilene şans kapıları ardına kadar açılacak. Yok denecek kadar az sermayeyle ufak bir risk alın, siz de işsiz kalmayın! İşte birbirinden ilginç 15 kolay girişim önerisi...
KÜRESEL krizden çıkışla birlikte yeni fırsatlar gündeme gelmeye başladı. Başta ABD olmak üzere Avrupa ve Uzakdoğu’da bugüne kadar denenmemiş pratik girişimler büyük ilgi görüyor.
Kriz sonrası gözlüğüyle bakarak “small business” (küçük işler) kategorisinde yakın geleceğin en kolay girişimlerini sizin için not ettik. Bunların bir bölümünü ise ülkemizin alışkanlıklarına ve kültürüne adapte etmeye çalıştık.
Ülkemiz için ilginç olabilecek bu fırsatlar aynı zamanda okuyucularımızın yaratıcı ufkunu açacak nitelikte.
Aşağıda sunduğumuz öneriler girişimcilerimize yeni fırsat kapılarını aralamakla kalmayacak, çağrışım yoluyla size esin kaynağı da olacaktır. Önerilen işlere bakarak daha değişik benzer girişimleri de planlayabilirsiniz.
Büyük sermaye gerektirmeyen bu girişimlerin en önemli özelliği, uygulanan metot bağlamında kendi sahası içinde “ilkleri” temsil etmesi!
Ülkemizin coğrafyasına, kültürüne ve geleneksel iş tutuş biçimine uydurulan bu önerileri bir yere not ettiğiniz takdirde bu basit işleri ilk yapan siz olacaksınız.
Teknik ayrıntılara yer vermeden, pratik ve basit bir üslupla sunduğumuz fırsatlar, hem bireysel hem de KOBİ örgütlenmesiyle yapılabilecek küçük işleri kapsıyor.
Bu yaklaşımla hem mini ölçekli KOBİ uygulamalarına, hem de işsizlik kıskacındaki bireysel girişimcilere yardımcı olacağımız kanısındayız.
Burada kısaca bahsettiğimiz pratik girişimleri ileride teknik olarak ele alıp daha fazla bilgi vermeye ve uygulama sonuçlarını rakamsal verilerle desteklemeye gayret edeceğiz. Örneklerini sunduğumuz fırsatların hepsi denenmiş ve sonuç alınmış işlerdir.
Kategori ayrımı yapmadan sunduğumuz girişimlerin tümünü en azından başlık olarak yorumlamanızı ve yeni çağrışımlarla ufkunuzu genişletmenizi diliyoruz.
İŞTE O FIRSATLAR
Kaldırım üstü “dip sos” büfeleri
İngilizcede çeşidi yüzlerce olan çerezlik ve mezelik soslara kısaca “dip” deniyor. Tam açılımı ise “dip sauce!”
Kelimenin niteliğinden anlaşılacağı üzere bu soslar içine “katık malzemesi” daldırılarak yeniyor ve oldukça lezzetli bir fast-food alışkanlığı. “Dip” İngilizcede “daldırmak” anlamına geliyor ve soslar katıkla birlikte ayaküstü yeniyor.
Uygulamanın şimdilik Türkiye’de bir benzeri yok. Sistem oldukça basit... Bildiğimiz “parmak patates” (Amerika’da ‘french fries’ deniyor) bu pratik fast-food beslenme türünün “katık” maddesi. Ayrıca klasik “cips” şeklinde ya da yuvarlak formda olan patates biçimleri de var.
Dipler rengârenk çeşitli salçalardan oluşuyor. “Avokadolu”, “karidesli”, “keskin acılı”, “parmesan peynirli”, hatta “siyah havyarlı” olmak üzere birçok çeşidi var.
Kimi girişimciler “çikolata” ve “karamel sos” başta olmak üzere tatlı dip çeşitlerini de imal ediyor. Fakat tezgâh üstünde dip sayısı genellikle 20 adedi geçmiyor.
Sistemin çalışması oldukça basit: Aynen “burger” işletmelerinde olduğu gibi kızarmış patatesler karton külahlara konuyor ve yine kartondan üretilmiş kâselere doldurulan diplerle servis ediliyor.
Parmak patateslerin boyları bilinenden daha büyük... Daldırma işlemini kolaylaştırmak için diğer cips türleri kaşık gibi bombeli yapılmış.
Bu tatları deneyenler “dip”ten daha lezzetli bir gıda olamayacağı iddiasında. Tabii yanında mutlaka soğuk bir “kola” olmak şartıyla!
Fiyatları ise fast-food dünyasına göre hayli rekabetçi düzeyde...
İşyerlerinin hem mobil hem de sabit olması mümkün.
Kısacası bizim damağımıza uygun, düşük yatırımlı, bol kazanç vaat eden bir iş!
Çıtır simit yanında özel peynir!
“Dip büfeleri” dışarıda yayılırken bunun kendi kültürümüze adapte edilmiş şeklini de düşünmemiz lazım. Bir bakıma dip kültürünün oldukça otantik ve bize özgü şekli! Bu kez sahnede patates yerine bildiğimiz çıtır simit var.
Bu projede “dip”in yerini sürülebilir kıvamda çeşitli peynir lezzetleri alıyor. “Labne”,“beyaz” ya da “krem peynirler!” Tercih ve tasarım yaratıcılığınıza kalmış! Bu iş için en az on çeşit sürülebilir peynir yaratmak olası. Hepsi sağlıklı porsiyonluk fabrikasyon ambalajlarda...
Kaşar peynirinin krem formunu dahi bu amaçla başköşeye oturtmak mümkün.
Sunulan menü sadece “çıtır simit”, “porsiyonluk peynir kasesi” ve “sıcak bir çaydan” ibaret. Bu nefis menüyü hemen her yere taşımak mümkün. Hatta sokak simitçileri için böylesi yeni proje bir aşama olabilir. Bu, üçgen peynirlerin yanına fabrikasyon yeni lezzetlerin gelmesi demek! Müşteriler ise gurme zenginlerden, fukara vatandaşa kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor. Risk yok, müşteri ise pek çok!
Acısı ayarlı aile boyu ketçap
Raflarda görülen ketçapların gramajları genellikle birbirinin aynısı...
“Aile boyu” şeklinde büyük bir ambalajda sunulan ve neredeyse tükenmeyen bir ketçap formu düşünün. Üstelik üretimi de oldukça kolay.
Gıda kodeksine göre uygun koruyucularla takviye edilmiş bu ketçap, özellikle büfeler, restoranlar, fast food zincirleri ve pizzacılar için. Tüm mesele ambalaj biçiminin tasarımında... Üstelik bir başka özelliği daha var: Ürünün acılığını siz ayarlıyorsunuz!
Ambalajın içindeki özel hazne ufak bir ayar düğmesiyle akış yönüne istenen dozda biber özütü karıştırıyor!
“Duyusal acılık indeksi”ne göre en acı ketçapı dahi ufak bir dokunuşla “imal etmek” mümkün!
İlk uygulama Meksika’da yapılmış ve sonuçlar oldukça etkileyici! Saf biber özütü ve klasik ketçap yan yana!
Özel aparat geliştirmek ise size kalmış. Çünkü mevcut örnek şimdilik patent koruması altında. Ancak üreticisi ketçap formülünü açıklamaktan çekinmiyor
İşte biberi ayarlı üniversal ketçap formülü aynen şöyle: Yarım litre corn syrup (mısır şurubu), Q.s. (yeteri kadar) üzüm sirkesi, 2.5 litre yumuşak su, 150 gram şeker, 25 gram tuz, 200 gram soğan tozu, 100 gram sarımsak tozu, 20 kiloya tamamlamak üzere 28 ila30 brix taze domates salçası. Ayrıca 100 gramlık özel hazne için tercihan “habanero” biberi. (Şanlıurfa’da yetişen ‘cayenne’ türü bir biber tam bunun karşılığı olabilir.)
Sokak tipi “galoş” üretimi
Amerika’da bu kılıflara “drizzle boots” deniyor. Bir cins estetik nitelikli ayakkabı galoşu. Ayakkabıları yağmurdan, çamurdan ve kardan koruyor.
Erkek ya da kadın fark etmiyor. Her numara ayakkabının üzerine geçirilebilen çıt çıtlı bir kolaylık!
Galoşlar özellikle saydam “vinil”den (vinyl)yapılıyor. Bot giyer gibi geniş ağzından ayakkabıya geçiriyorsunuz.
Galoşların estetik bir görünümü var. Taban kısmı uzun süre yürümekle aşınmıyor.
Yapılacak yatırım sadece sıcak çeneli bir baskı aparatı ve basit bir kalıp makinesinden ibaret. Bayan çeşitleri için topuk yapmak da mümkün.
Plastik materyali “zamac” türü ultrasonik baskıyla yapıştırmak hem büyük kolaylık hem de üretimde yüksek hız sağlanması açısından önemli bir ayrıntı.
Saydam olmak şartıyla üretimde her rengi denemek mümkün... En çok satılanı ise “clear vinyl”den imal edilen saydam olanları. Dumanlı bir görünüşe sahip “smoke vinyl” ise daha çok bayan ayakkabıları için kullanılıyor.
Ayakkabı satıcılarının “promosyon” olarak satılan ayakkabı yanında bu basit kolaylığı vermesi bile büyük bir pazara işaret ediyor. Ürünün reklamını ise “drizzle boots” sokakta ve caddede zaten kendisi yapıyor!
Mağazalar için fiyonk kiti
Hediyelik eşya satan çoğu mağaza paketlerin üzerine yapıştırılan fiyonkları piyasadan hazır alıyor. Oysa bunun çok basit bir aleti var. Fiyonk üretmek için kullanılan bu basit gereç “home based business” (evde yapılan işler) kategorisinde ödül almış bir alet. Tercih özelliği, maliyet tasarrufu ve çeşit kolaylığı sağlaması...
Karşınızda iki seçenek var: Bu “kit”i (yani aygıt düzeneğini) üreterek mağazalara satabilir ya da basit bir atölyede seri hazır fiyonklar üretmek amacıyla kullanabilirsiniz.
Fiyonk için çok daha gelişmiş otomatik makineler de var. Çoğu Çin malı olan bu makinelerin gelişmiş şeklini bizim tasarımcılar rahatça çizebilir. Tercih size kalmış.
Gerekli eğitim ve denemeler için internet arama motorlarına “bow maker” yazmanız yeterli. Bu aletler genellikle “kit” halinde satılan ucuz gereçler.
Amerika’da hediyelik satan mağazalar 10 dolara satılan bu basit aleti alıyor ve her renkten şerit rulolardan anında üretim yapıyor.
Fiyonk buklelerinin nasıl kompoze edileceği ise ufak bir kitapçıkta gösterilmiş olmasına rağmen tecrübe ve beceriye bağlı.
Her mağazaya lazım basit bir alet! İş yapanın kılıç kuşananın!
İnternet üzerinden sipariş ederek çeşitli dizaynları oluşturabilir, bu tür aletlerin patentli imalatçılığını da yapabilirsiniz.
İsme özel çikolata üretimi
Yine basit bir yatırım daha... Amaç isme özel çikolatalar üretmek!
Bu çikolataların değişik amaçlarla farklı biçimde tüketilmesi pazarlama açısından bir avantaj!
Projede imalat için önce “manuel baskı kalıpları”na ihtiyaç var. Seri üretim yapan makineler çok pahalı! Üretim tam bir “ustalık” işi...
Önce çikolata materyali kalıplara dökülüyor. Kalıplar kare, dikdörtgen, daire veya üçgen formunda olabilir. Tamamının içleri teflon kaplanmış emayeden.
İkinci bir kalıpla çikolata üzerine çeşitli baskılar yapılıyor. İstenen ismi ya da logoyu sertleşmiş çikolata kalıbı üzerine basmak mümkün.
Baskı tekniği tamamen ikinci kalıbın özelliğine bağlı. İsim, logo, çizim gibi birçok görüntü unsuru uygulanabiliyor. Hatta davetiye, mesaj bile basmak mümkün. Oluşan ürünler tipik bir promosyon malzemesi aynı zamanda.
İnsan isimleriyle şekillendirilmiş çikolatalar ise tam bir sürpriz havasında. Üretim materyali oldukça kolay temin edilebiliyor. Mermer tezgâh ve döner tamburlu “ben mari kazanı” en başta gelen üretim gereçleri. “Koko yağı” ve “kakao karışımı” ustalık isteyen bir iş.
Eğer sadece isimler üzerinde çalışılacaksa hoş bir ambalajla bu işi perakendede ticari hale getirmek mümkün.
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne göre bugünlerde en çok konan isimler erkelerde Yusuf, Mustafa, Mehmet, Ahmet; kızlarda ise Zeynep, Elif, Ayşe ve İrem.
Uygulama inovasyona çok açık. Şirketlerin özel basılmış logoları aynı zamanda lezzetli bir el ilanı olabilir!
Ve son bir not: İsme ve logoya yönelik çikolata satışları web üzerinden Amerika’da neredeyse küçük bir endüstri oluşturmuş durumda! Tamamen “home based” (evde yapılabilecek) işler kategorisine girmiş kazançlı bir uğraş!
Renkli manzaralı uydu alıcıları!Önce görüntü kirliliğini artırır diye düşünmemek lazım. Sanat görselleriyle desteklenirse uydu alıcıları oldukça estetik olabiliyor. Şimdi uydu alıcılarına görüntü giydirmek bazı Güney Amerika ülkelerinde bir moda halinde.
Uygulamada pop-art çizgiler ve ünlü tabloların reprodüksiyonları var. Kimi girişimciler ise uydu alıcılarındaki boş alanları birer reklam mecrası gibi kullanıyor. Bir bakıma her uydu alıcısı out-door reklamcılığı için değişik bir seçenek gibi.
Dikkat çekmesi bir yana, estetik reklamlar için hoş bir platform aynı zamanda. En büyük tehlikesi ise estetikten uzaklaşarak görüntülerin bayağı hale gelmesi!
Kısacası baskılı uydu alıcılarını üretebilir veya mevcutları yeni bir reklam mecrası olarak ilk siz kullanabilirsiniz.
Dahası binaları ve caddeleri birer çiçek tarlasına dönüştürmeniz de mümkün. İş yaratıcılığınıza ve estetik duyarlılığınıza kalmış.
Marketler için “eko-torba” üretin!
Tüm dünyada şimdi çevreci anlayışın etkisiyle bir “eco-bag” furyası başladı ve son hızla devam ediyor. Çünkü en büyük tehlike bildiğimiz plastik poşetler. Yıllarca doğada kalıyor ve inanılmaz ölçüde çevre kirliliğine neden oluyor.
“Eco-bag” marketlerin kullandığı taşıma torbalarına verilen isim. Çevreye saygılı bu taşıma torbaları pamuklu kumaş veya “jüt”ten yapılıyor. Hindistan orijinli “jüt” bitkisel bir elyaf. Fakat “jüt”ten yapılan torbalar fazla işlevsel değil. Üstelik pamuk elyafı kadar da doğada kolayca çözünmüyor.
Çevreye saygılı süpermarket zincirleri şimdi “eko-torba” kullanımına hız vererek plastik torbalardan vazgeçme aşamasında. İlk örnek İngiliz “Tesco”da hayata geçmiş. Yüzde yüz geri dönüşümlü pamuklu elyaftan dokunmuş çantalar büyük miktarlarda servise alınmış.
Ancak bir sorun var: “Eko-torbalar” plastiğe göre hayli pahalı! Fakat bunun da çaresi sonunda bulunmuş. Torbaların üzerine reklam alınarak sorun aşılıyor. Bez torbalar ilginç bir reklam mecrası ve uzun süre dayanıyor.
Aynı yöntem Amerika’da da geçerli. Elyaflı torba kullanan müşterilere bu torbaları yeniden getirmeleri halinde alışveriş indirimleri uygulanıyor.
Üretim için ufak bir atölye yeterli. Elyaf niteliği nedeniyle proje gümrük mevzuatına pek takılmıyor. Tıpkı eski fileler gibi keten elyafından ve pamukludan yapılanları var.
Bangladeş ve Hindistan kalitesiz jüt torbalarla bu pazarı ele geçirmek üzere. Başta yerli zincirler olmak üzere dışarıdaki marketlere çok sayıda torba imal ediyor.
Ülkemiz için fırsat sağlayan yeni bir iş olabilir. Fiyatı düşük tutmanın yolu ise defolu parti malı kumaş kullanmaktan geçiyor. Hâlihazırda “Sultanhamam” piyasasında epey hammadde stoku var.
İsteğe göre reklam yerine baskı yapın ve büyük mağazaların torba tedarikçisi olun. Bu yeni iş büyük şans vaat ediyor.
Sezon açılıyor: Bisiklet turları başlasın!
Kolay ve zevkli bir yatırım! Turistik bölgelerde oluşturacağınız bisiklet parkıyla ilginç çevre gezileri düzenleyebilirsiniz.
Önce kendinize bir sponsor bulmanız gerekiyor. Sıra dışı bisikletlerinize reklam koymanız işletme maliyetinizi aşağıya çekecek, hatta bir miktar reklam işinden para da kazanacaksınız.
Ancak araç parkınızda yer alacak bisikletlerin ufak bir “modifikasyona” ihtiyaç var. Bisikletlerinize farklı bir görüntü kazandırmalısınız. Yerli ve yabancı turistler için epey ilgi çekici olacaktır.
Tek seyahat etmek isteyenler için konforlu bisikletlerin yanına sele sayısı birden fazla bisikletleri de servise koymalısınız.
Tüm sermayeniz daima sıra dışı bisikletler olmalı! Hem sağlık hem de keşif turları. Tabii iyi bir tur liderinin önderliğinde...
Harika bir fikir: “Eko kervan”
Başlık sizi şaşırtmasın! Yine bir turizm aktivitesi! Tek bir sezonda yüklü paralar kazanmanız mümkün.
Bu uygulama da tıpkı bisiklet turları gibi ses getirecek cinsten. Bir bakıma onun daha otantik ve canlı şekli.
İsmi üzerinde: “Eko kervan” hem çevreye dikkat çekiyor hem de “kervan” sözcüğüyle turistlere masalsı bir mesaj veriyor.
Uygulama halen Meksika, İngiltere, Peru, Yunanistan gibi ülkelerde epey tutmuş durumda. Hem yetişkin hem de çocuk turistler için büyük motivasyon olmuş!
Bizdeki canlı örnekler maalesef sadece tekil olarak Kapadokya yöresinde görülüyor. Bunlar organize olmamış yerel karakterli bireysel girişimler.
“Eko-kervan”ın yatırım malzemesi ise daha çok “eşek” ve “pony türü atlardan” oluşuyor. Eşek, turistlerce daha sempatik ve otantik bulunuyor. “Pony” ise daha çok çocukların tercih ettiği sevimli cüce atlar.
Hayvanları yöresel biçimde ayna ve boncuklarla süslemek işin ince ayrıntısı... Bu ilginç kervana ritim katmak için mutlaka bir çan sesi de gerekiyor.
Mini gezi kervanlarının dünyada iki uygulanma alanı var: Motorlu araçların yasaklandığı turistik mahaller ve halka açık plajlar.
Hayvanların çok sağlıklı ve bakımlı olması ise vazgeçilemez bir şart!
Türkiye’de “pony atları”nı yetiştiren bazı çiftlikler var. Buradan bu sevimli hayvanları temin etmek mümkün. Eşekler ise serbest piyasadan temin edilebilir. (Tabii artan et fiyatları nedeniyle ortadan yok olmadılarsa!)
Kendinden elektrikli nano battaniyeler!
Gerçi mevsimi geçmiş görünüyor ama bu yeni nesil battaniyeler iyi bir ihraç kalemi olabilir.
Buluş henüz çok taze. “American Chemical Society” geçenlerde açıkladı. Stanford Üniversitesi’nde yapılan deneylere göre elektrikli battaniyeler ciddi bir evrim geçirmek üzere.
Bu yeni teknolojide yüksek düzeyde karbon içeren “nanotüpler” bir boya gibi kâğıt veya tekstil elyafa şırınga ediliyor.
Yalnız battaniyeler değil, pamuk ve polyester giyim eşyalarında da bu yöntemin kullanılması gündemde.
Karbon nanotüpler bir bakıma kendiliğinden kumaşlardaki sıcaklığı ayarlanabilir bir düzeye getiriyor. Hatta bu battaniyeler ısındıkça renk de değiştiriyor.
Molekülleri harekete geçirip ısı ve ışık etkisi sağlamak için ufak bir batarya yeterli. Gün ışığında şarj olan elyaflar gece istenen ısıyı sabit tutuyor.
Üstelik “nano materyal” kumaşı su geçirmez yaparak açık alanlarda da kullanılabilecek hale getiriyor.
Bu girişim fazla karmaşık görünse de teknoloji meraklısı girişimciler için cazip bir fırsat olabilir. Sistemin geleceği oldukça parlak. Şimdiden ısı deneyleri yapılmış ve olumlu sonuçlar alınmış.
Gerekli açıklamalara “Stanford Üniversitesi Araştırma Laboratuarları”ndan ulaşabilirsiniz.
Hindi kasabı çok kazandıracak!Hindi deyip geçmeyin! Hindi eti sadece yılbaşlarında tüketilen bir ürün değil artık.
Sağlıklı beslenmede şimdi bir numaralı protein kaynağı hindi eti! Artan et fiyatları karşısında kırmızı ete tek alternatif yine hindi eti.
Hindi etinin dikkat çekici özelliği kırmızı et kadar B12 vitamini içermesi. Ayrıca insan organizmasına dinginlik sağlayan bazı aminoasitler hindi etinde çok daha fazla. Örneğin “triptofan” gibi kimi maddeler bu konuda bir örnek.
Her işte olduğu gibi klasik kasaplık mesleği bu aralar uzmanlık alanlarına kayıyor. Hindi kasapları artık ülkemiz için bir ihtiyaç haline gelebilir.
Bu türden kasap dükkânlarına “kasap” değil “hindi şarküteri” deniyor. Çünkü içeride yalnız “hindi eti” değil; “hindi salamı”, “hindi sosisi”, “hindi sucuğu” “hindi fümesi” gibi onlarca “hindi ürünü” satılıyor.
Kırmızı hindi etinden çekilen kıymaları ise gerek görüntü gerekse lezzet yönünden dana kıymasından ayırmak çok zor.
Hazmı çok kolay olan hindinin şimdi bir de “mini” olanı var. Bu özel bir ırk ve normal bir tencereye sığabilecek büyüklükte.
Türkiye’de birçok ilki başlatan “Pınar” markası bu işin öncüsü olmuş. Pınar markalı mini hindiler üç-dört kişilik bir ailenin tüm et ihtiyacını karşılayabilecek bir kolaylık sunuyor.
“Hindi şarküteri” kuracaklar için hindi eti ve et ürünleri temini yönünde “Pınar” ve “Çamlı” şirketlerinde birçok seçenek var.
Hindi eti pek yakında fiyatıyla da kırmızı ete iyi bir alternatif olacak gibi görünüyor. Girişimciler için kaçırılmayacak bir fırsat!
Mini gözlem evi
Ülkemizde hiç denenmemiş küçük çaplı bir iş daha... Tüm yatırım tamamı 500 doları geçmeyen çok fonksiyonlu bir “teleskop”tan ibaret.
Bu türden amatör teleskopları internet üzerinden sipariş etmek mümkün! Ancak İstanbul Sirkeci piyasasında hobi kategorisine giren bu aletlerin hemen her çeşidi var.
Teleskopların kurulumu ve taşınması kolay. Ayarlı üçayak üzerine monte edilen teleskopla “açıkhava kafeleri”, “restoranlar” ve “yaya bölgelerinde” bir köşe edinerek gösteri yapmak mümkün.
Daha profesyonel çeşitler için biraz sermaye gerekiyor. Bunlar genellikle jetonla çalışan daha gelişmiş profesyonel teleskoplar.
Sadece yakın yıldızlar ve Ay üzerindeki harika manzaraları değil, uzak evrende saklı görüntüleri de yakalamak mümkün.
Aynı kategoride çok gelişmiş seyir dürbünleri de var. Bunlar genellikle jetonla çalışıyor ve tamamen seyir amaçlı.
Belediyelerle anlaşıp kentlerin belli yerlerinde bu seyir dürbünlerinin işletme hakkı alınabilir; yap işlet devret sistemiyle çalıştırılabilir.
Daha gelişmiş bir sistem ise özel bir noktada halka açık gözlem evi kurmak ve burayı bir işyeri haline getirmek! Yalnız turizm amaçlı değil vatandaş için de değerli bir eğitim hizmeti bu.
Etrafınızdaki her şeyi nikelajla parlatın!
Nikelajla kaplama işi önce otomotiv yan sanayinde gelişti. Şimdi hobiden kompleks türlere kadar orta boy bir endüstri halinde! Yine de bu alanda çok büyük boşluklar var.
Çoğu plastik objeyi nikelajla kaplanmış metale dönüştürmek oldukça basit bir iş. Bu amaçla geliştirilmiş profesyonel “kit”lerden seri üretim yapan atölyelere kadar çok sayıda cazip imkân bulunuyor.
Örneğin, ufak bir iş yerinde eski model bir arabanın tamponunu camyününden imal edip nikelajla kaplamanız mümkün. Aşınmış, eski metaller de bu sistemle gayet güzel yenilenebiliyor.
Mutfak eşyaları, elektronik teçhizat, ambalaj malzemesi gibi onlarca objeyi bu yöntem sayesinde çeşitli metallerle dönüştürmek mümkün!
“Elektroplating” adı verilen kaplama işinin uygulama seçenekleri neredeyse sonsuz. Her şey sizin yaratıcılığınıza kalmış. Bir pet şişeyi anında çelik su şişesine dönüştürmeniz de kabil, döküm metallerini altın rengi nikelajla kaplamak da!
En çok kullanılan objelerin başında ise bakalitten üretilmiş elektrik malzemeleri geliyor. Kaplamayı her türden metalle yapmak mümkün... “Nikel” ve “nikelaj işlemi” sadece bunların en tanınmışlarından biri...
Batıda bu iş için geliştirilmiş “kit”ler var. Önce amatör biçimde başlamak, sonra işi büyütüp geliştirmek en iyi yol.
İyi bir metal kaplama kiti edinmek için internette “metal plating kit” şeklinde arama yapmanız yeterli.
İthalat eğitim amaçlı yapılabilir ve gümrük kolaylıkları söz konusu. Bu kitleri ülkemizde rahatlıkla imal etmeniz de mümkün.
Hayvanseverler için ilk yardım çantası!
Ülkemizde henüz üretime girmemiş yeni bir uygulama bu. Kedi köpek gibi evcil hayvanlar için düşünülmüş ilk yardım çantalarının içinde yok yok!
Hayvanlar için hazırlanmış ilk yardım çantası ilk bakışta insanlar için tasarlanmış benzerlerini anımsatsa da onlardan çok daha farklı.
Bu çantalar batıda büyük marketlerin “pet” raflarında yer alan öncelikli bir ihtiyaç haline gelmiş. Çoğu veteriner onaylı...
Amerika’da 60 parçalık bir çanta ortalama 30 dolara satılıyor. Eğitici kitap içerenleri ise biraz daha pahalı...
“Pet First Aid Manual” tanımı altında satılan kitaplar da bu kategorinin bir başka dalı. Sadece bu kitapları kaleme almak bile başlı başına bir girişim.
Köpekler için özel üretilen “survival kit”ler ise daha çok ciddi hayvan yaralanmalarında kullanılıyor. Fiyatları 50 dolar civarında.
Kuşlar, balıklar ve diğer evcil hayvanlar için geliştirilmiş özel ilk yardım çantaları da var.
Tüm bunlar hayvanseverler için en çok alınan materyaller arasında.
Daha gelişmiş çeşitlerde ise hayvanlara ilk yardımın nasıl yapılacağını gösteren eğitici VCD’ler var.
Kısacası yaratıcılığa açık, hayvan dostlarına yönelmiş sıra dışı işlerden bir örnek.