04.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Küresel mutabakatın sağlandığı ender konulardan biri de küresel ısınmanın önüne geçebilmek için karbon emisyonunun önce azaltılması ve daha sonra ise sıfırlanması gerektiğidir. Ancak bilim insanlarına göre bu adım ne yazık ki şu anda yaşayanları küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden korumaya yetmiyor. Çünkü şu ana kadar atmosfere salınan karbondioksit daha binlerce yıl orada kalacak.
Diğer bir deyişle bu görüşe göre karbon emisyonunun sıfırlanması dünyanın daha fazla ısınmasını engelleyecektir engellemesine ancak dünyayı serinletmeyecektir.
Dolayısıyla 2050 yılına kadar verilen net sıfır karbon hedefleri tutturulsa, yani gelecek 27 yılda karbonsuzlaşmayı başarsak bile aşırı iklim olayları ve deniz seviyesindeki yükselme gibi sorunlar tehdit oluşturmaya devam edecektir.
O halde çözüm ne?
İklim bilimci değilim. Konuyu takip etmeye çalışan ilgili birisi olarak benim anladığım kadarıyla burada karşımıza iki ayrı kavram çıkıyor: Karbonsuzlaşma ve karbonun atmosferden uzaklaştırılması.
Karbondioksit emisyonlarının azaltılması, sera gazı emisyonlarını azaltarak atmosfere daha az karbondioksit salınmasını sağlamayı amaçlar. Bu durum fosil yakıt kullanımını azaltmak, enerji verimliliğini artırmak veya yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek gibi yöntemlerle yapılabilir. Bu yöntemler atmosferdeki karbon miktarının artış hızını yavaşlatır, ancak mevcut seviyeleri azaltmaz.
İngilizcede “Carbon Removal” olarak adlandırılan atmosferden karbonu uzaklaştırmak ya da çıkarmak ise atmosferdeki mevcut karbon miktarını etkin bir şekilde azaltmayı ve yok etmeyi amaçlar. Bu, karbon yakalama ve depolama teknolojisi veya doğal yöntemler kullanılarak yapılabilir. Bu yöntem, atmosferdeki karbon miktarını azaltır ve hatta negatif emisyonlar üretebilir; daha önce salınan karbondioksiti de etkili bir şekilde yok edebilir.
Bu iki yöntem arasındaki ana fark, birinin gelecekteki sera gazı emisyonlarının azaltılmasına odaklanması, diğerinin ise mevcut karbon miktarını azaltmayı hedeflemesidir.
Hangisi daha maliyetli?
Karbondioksit emisyonunu azaltmak veya karbondioksiti atmosferden çıkarmak her ikisi de maliyetlidir, ancak her yöntemin maliyeti farklıdır.
Karbondioksit emisyonu azaltımı, mevcut teknolojilerin kullanılmasıyla gerçekleştirilebilir. Bu nedenle, örneğin yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, enerji verimliliğinin artırılması ve daha az atık üretimi gibi önlemler, yatırım maliyeti gerektirse de, uzun vadede daha az maliyetli olabilir.
Karbon emisyonlarının azaltılması, gelecekteki doğal afetler, sağlık problemleri ve ekonomik kayıplar gibi dolaylı maliyetleri de azaltır.
Yatırım ve gelişme
Karbondioksit çıkarımı ise, henüz erken aşamalarda olan teknolojileri içerir ve daha yüksek maliyetlerle ilişkilidir. Karbon yakalama ve depolama gibi yöntemler, yüksek teknoloji maliyetleri, büyük ölçekli tesislerin gerekliliği ve karbondioksit depolama için uygun yerlerin bulunması gibi zorluklar nedeniyle daha maliyetli olabilir. Ağaçlandırma ve biyoenerji üretimi gibi diğer yöntemler, belirli durumlarda daha uygun maliyetli olabilirler belki ama bu noktada maliyet tesislerin büyüklüğü, yerel koşullar ve projenin özellikleri gibi faktörlere bağlı olarak değişebilirler.
Özet olarak, her iki yöntem de farklı maliyetlere sahiptir ve tercih edilen yöntem, bütçeye, projenin amacına, yerel koşullara ve ekonomik etkilere bağlıdır.
Ancak, karbondioksit emisyonu azaltımı, mevcut teknolojilerin kullanımıyla daha az maliyetli hale gelebilirken, karbondioksit çıkarımı daha fazla yatırım ve gelişme gerektirebilir.
Atmosferden karbondioksit çıkarmanın yolları neler?
Karbondioksiti atmosferden çıkarmanın tek bir yöntemi yoktur. Havadaki karbonu doğrudan yakalayarak ortamdan çıkarmak için başvurulabilecek çeşitli yöntemler vardır:
- Ağaçlandırma: Ağaçlar karbondioksiti emerler ve oksijen salarlar. Fotosentez yoluyla karbondioksitin emilimini artıran ve atmosferden karbondioksit çıkarma potansiyeli yüksek olan bir yöntemdir. Ağaçlandırma, atmosferdeki karbondioksit miktarını azaltmak için etkili bir yöntem.
- Karbon yakalama ve depolama: Endüstriyel süreçlerden kaynaklanan karbondioksiti yakalamak ve yer altında depolamak için kullanılan bir yöntemdir. Diğer bir deyişle fosil yakıt santrallerinden veya endüstriyel süreçlerden salınan karbondioksitin yakalanması ve depolanmasıdır. Havadaki karbonu alarak yeraltında depolamaya yönelik olarak bazı cihazlar üzerinde çalışıldığını duyuyoruz. Karbondioksitin yer altı boşluklarına, jeolojik oluşumlara veya okyanuslara depolanması yöntemi, gazların sera etkisini azaltarak atmosferdeki karbondioksit miktarını düşürebilir.
- Biyoenerji üretimi: Biyoenerji üretimi, biyokütle yakıtlarının kullanılmasıyla enerji üretimini sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntem, hem enerji üretimine katkıda bulunur hem de biyokütle yakıtlarının yakılması yoluyla karbondioksit salınımını azaltır, atmosferden karbondioksit çıkarır.
- Karbonat mineralizasyonu: Karbonat mineralizasyonu, karbondioksitin doğal mineralleşme sürecini taklit ederek, karbondioksitin doğada mineralleşmesini sağlamak için kullanılan bir yöntem. Atmosferden karbondioksiti emerek, kireç taşı veya magnezyum karbonat gibi karbonat mineralleri oluşturma sürecidir. Bu mineraller, yıllarca karbondioksiti depolayabilirler.
Farklı artı ve eksiler
Okyanusları demir ile gübremelek ve havaya sülfür sıkmak gibi üzerinde çalışılan yöntemler de var. Karbon tutma, sıkıştırma, taşıma ve depolamayı kapsayan bu teknoloji; karmaşık yapısı nedeniyle işletilmesi açısından kolay değil. Bu teknoloji, fosil yakıt kullanan elektrik üretim tesisleri, rafineriler, hidrojen üretim tesisleri, çimento, demir-çelik, petro-kimya endüstrileri gibi alanlarda uygulanabiliyor.
Bu yöntemlerin her biri farklı avantaj ve dezavantajlara sahip olsa da, karbondioksitin azaltılmasına ve atmosferden çıkarılmasına yardımcı olabilirler.