10.09.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Önder Yılmaz - Ankara / Kovid - 19 salgını döneminde oluşan borçlar ve eğitim gibi masraflarını kredi yoluyla çözme girişimleri artarken, kanser ve kalp krizini atlatan binlerce vatandaş bankalardan kredi alamamalarına isyan ediyor.
Hastalığı atlatsalar da bankalardan ‘kredi veremeyiz’ yanıtını alan vatandaşlar, TBMM Dilekçe Komisyonu’na yoğun şikayet başvurusu yaptı. Hatta bir vatandaş, üniversitede okuyan çocuklarını masraflarını karşılayabilmek amacıyla sadece 10 bin TL kredi için başvurduğunu, ancak bankadan “Veremeyiz, hayat sigortası yapamayız, güvenilir kefil getir” yanıtını aldığını kaydetti. Vatandaş, kanser hastalığını atlatmasına rağmen kredi alamamasının daha yaşarken ölü sayılması anlamına geldiğini söyleyerek, sorunun TBMM tarafından çözülmesini istedi. Meclis Dilekçe Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, olayı ilgili banka ve diğer diğer devlet kurum ve kuruluşlarıyla yazışarak aşmaya çalıştı.
Can yakan beş soru
Kurumlardan ilginç yanıtlar geldi. İlgili banka, kredilerin geri dönüşünün sağlanmasını teminen istenecek teminatlardan birinin hayat sigortası olduğunu ve bu sigortayı yaparken, “kanser, böbrek yetmezliği ve diyaliz, siroz, kalıcı felç ile kalp” hastalığının olup olmadığına yönelik beş soru yönelttiklerini kaydetti. Bu sorulardan birine ‘evet’ yanıtı alınması halinde hayat sigortası teminatı verilmediğini, kefil gibi başka teminat yöntemlerinin devreye sokulduğunu bildirdi.
Basiretli tacir yaklaşımı
Türkiye Bankalar Birliği; bankaların ‘basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu’ belirterek, mevzuat gereği bankaların kredi politikaları ve risk yönetimini belirlemede serbest olduklarını dile getirdi. “Bir banka hayat sigortası şartı arayabilir ve bu politika bankanın kendi ticari kararıdır” diyen Bankalar Birliği, kefil istenebileceğini de dile getirdi. Birlik, bankaların kredi politikalarına müdahale edemeyeceklerini, ilgili banka için herhangi bir işlem yapamayacaklarını kaydetti.
Bakanlık: Yetkimiz yok
Ticaret Bakanlığı ise sorunun kredi sözleşmesinin imzalanmasından önceki süreçleri içerdiği için görev ve yetkileri kapsamında olmadığını bildirdi. Ticaret Bakanlığı, bireysel kredilerle ilgili konunun, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
BDDK: Kendileri belirler
BDDK ise bankaların kredi verme ve teminatları konusunda herhangi bir aracılık görevinin bulunmadığını, finans kurumlarının banka - müşteri ilişkileri çerçevesinde kredi taleplerini sonuçlandırdıklarını kaydetti. İlgili banka nezdinde bir işlem yapmalarının sözkonusu olmadığına dikkat çeken BDDK, “Bankalar kredi kullandırılması ve/veya kredi kartı tahsis edilmesi hususunda risk politikalarını kendileri belirlemektedir” dedi.
Hazine: Sigorta yapmama hakkı
Hazine ve Maliye Bakanlığı da şikayetlerin araştırıldığını kaydederek, “İnceleme neticesinde; kredi bağlantılı hayat sigortalarında risk değerlendirmesi yapıldığı, kanser, böbrek yetmezliğine bağlı diyaliz, siroz, inme ve kalp (stent ve anjiyo hariç) hastalıklarından en az birine maruz kalan kişiler için sigorta kabulü yapılamadığı tespit edilmiştir” dedi. Bakanlık, ‘kurumların sigorta yapmama hakkı bulunduğuna’ işaret etti.
Birlik: Sigortacılığa ters
Türkiye Sigortalar Birliği, ilgili kurumların, riskin yüksek olduğu durumlarda sigorta poliçesi yapmayı kabul etmeyebileceğini vurguladı.
Sözkonusu hastalıkların TÜİK’in ölüm nedeni istatistiklerinde ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken Birlik, “Sigorta şirketlerinin karşılayamayacaklarını düşündükleri yükümlülüklerin altına girmesi, sigortacılığın temeline ters düşer” açıklamasını yaptı.
Satır: İnsani değil
Dilekçe Komisyonu, gelen yanıtlar doğrultusunda vatandaşlara bu aşamada yapılacak bir şey olmadığını iletirken, Komisyon Başkanı Belma Satır, “Kanserli hastalara tedavisi bitmiş olsa bile bankaların sigorta yapmamasından dolayı kredi verilmiyor. Sadece kanser değil; kalp, birkaç hastalık daha var. Bu çok insani değil, her şey para değil” diye konuştu.