Kalıplar ‘Cinsiyetsiz İşler’ ile yıkılıyor

ISS Türkiye, kadın istihdamına, eğitimine ve kariyerine pozitif etki yaratacak “Cinsiyetsiz İşler” projesini hayata geçirerek hem toplumsal algıları dönüştürüyor hem de iş dünyasında gerçek eşitlik anlayışını yaygınlaştırıyor. Projede, kadın çalışanlara yönelik eğitim programları, mentorluk desteği ve yetenek bazlı işe alım politikalarıyla destek sağlanıyor. Elektrik teknisyeni, mekanik teknisyen, bahçıvan, otopark görevlisi gibi geleneksel olarak “erkek işi” sayılan pozisyonlarda kadın çalışanlar başarıyla görev alıyor.

Her alanda destek

Cinsiyetsiz İşler projesiyle gerçekleştirilen adımlar; teknik, saha ve yönetim becerilerine odaklı eğitim programları düzenlemek, sektörel uzmanlar ile eğitimler sunarak bilgi birikimini artırmak, yetkinlik bazlı işe alım ve terfi politikalarını yaygınlaştırmak, kadın çalışanlara mentorluk ve koçluk desteği sağlamak, teknik pozisyonlarda kadın istihdamını önceliklendirmek, yetenek yönetim programlarıyla kadınların kariyer gelişimini desteklemek ve her yıl “Cinsiyetsiz İşler” başarı ödülleriyle kadın çalışanları onurlandırmak şeklinde sıralanıyor.

500’e yakın kadın çalışan

Cinsiyetsiz İşler projesinde istihdam edilen kadın çalışanlar, teknik hizmet yöneticisi, teknik hizmet şefi, mekanik teknisyeni, elektrik teknisyeni, makineci, atık hizmetleri yöneticisi, otopark görevlisi, bahçıvan gibi projelerde istihdam ediliyorlar. Bu yıl itibariyle ISS Türkiye’de 500’e yakın kadın çalışan, “erkek işi” olarak görülen alanlarda görev alıyor. Böylece, kadın çalışanların özgüvenleri artırılırken, onların potansiyellerini sergileyebilecekleri bir iş ortamı da hedefleniyor. ISS Türkiye, iki yıl önce başlattığı bu yolculukta, her yıl kadın istihdamını daha fazla artırmayı ve projeyi daha geniş sektörlere yaymayı planlıyor. Birçok ödüle de layık görülen dikkat çekici proje, Kadın Dostu Markalar Platformu tarafından verilen “Farkındalık Ödülü”ne de sahip.

İşe dönen annelere destek büyüyor

Philips Türkiye ve Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) çalışan annelerin ihtiyaçlarına yönelik anlamlı bir iş birliğine imza attı. Bu doğrultuda, işletmelerde süt sağma odalarının yaygınlaştırılması amacıyla 9 yıldır devam eden “Süt Saatim” projesinin TÜRKONFED üyesi şirketleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi hedefleniyor.

“Philips Avent Süt Saatim” projesine başvuruda bulunan şirketlere, süt sağma odalarında hijyen, mahremiyet ve konfor standartlarına dair danışmanlık veriliyor. Bu standartları sağlayabilen şirketlere elektronik göğüs pompası, elektronik sterilizatör ve emzirme aksesuarları ücretsiz sunuluyor. Proje kapsamında bugüne kadar 250’den fazla iş yerinde 40 binin üzerinde kadına destek verildi. Projeyle, bebeğini emziren annelerin iş yaşamında karşılaştıkları zorluklara dikkat çekilmesi, iş hayatındaki rollerinin güçlendirilmesi ve bebeklerin sağlıklı gelişiminin desteklenmesi amaçlanıyor.

Dört şirketten biri

İşletmelerdeki süt sağma odalarına yönelik farkındalığı değerlendiren anketin sonuçları da açıklandı. Ankete 27 farklı sektörden TÜRKONFED üyesi 403 şirket katıldı. Anket sonuçlarına göre, kadın çalışanlara yönelik insan kaynakları politikalarına sahip şirketlerin oranı yüzde 47. Şirketlerin yüzde 32’sinde yeni anne çalışan bulunmazken, en fazla üç yeni anne çalışanı olan şirketlerin oranı ise yüzde 25. İş yerlerinde süt sağma odası bulunduran şirketlerin oranı yüzde 25 iken, bu oran gıda ve enerji sektörlerinde diğer sektörlere göre daha yüksek seviyede.

Ankete göre, çalışanlarına süt sağma odası desteği sunmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 45. Şirketlerin neredeyse yarısı, yeni doğum yapan annelerin süt sağma ihtiyaçlarına dair yeterli bilgiye sahip değil. Süt sağma odalarının çalışan annelerin iş verimliliğini artırdığını düşünen şirketlerin oranı ise yüzde 70.

Süt sağma odalarının kullanımında en sık karşılaşılan zorluklar; yetersiz alan düzenlemesi, eksik ekipman, mahremiyet sorunu, zamanlama konusundaki sıkıntılar, çalışan farkındalığının düşük olması ve hijyen sorunları. Şirketlerde süt sağma odası bulunmamasının başlıca nedenleri ise talep azlığı, bütçe yetersizliği ve uygun alan bulunmaması.