11.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Geçen 15 yılda, kadın girişimcilere 10 milyar TL finansman sağlayan Garanti BBVA, KAGİDER ve Ekonomist dergisi iş birliğiyle Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nı gerçekleştiriyor. Bugüne kadar toplam 40 bine ulaşan başvuru yapılan yarışma, kadın girişimcilerin başarı hikayelerini duyurmasına katkıda bulunuyor. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’yle (BÜYEM) 2012’de başlatılan “Kadın Girişimci Yönetici Okulu” projesiyle de kadınların işlerini büyütmek, sürdürülebilir kılmak, her alanda rekabet güçlerini artırmak ve girişimci ruhlarını desteklemek amacıyla 27 ilde 3 binden fazla girişimciye ücretsiz eğitim verdi. Banka ayrıca kadın girişimcilerin yeni pazarlara açılmaları ve yeni müşteriler kazanmaları için KAGİDER’le birlikte “Kadın Girişimci Buluşmaları”nı düzenleniyor.
Girişimci oranı düşük
Garanti BBVA’nın, 15 yıldır sürdürdüğü kadın girişimciliği çalışmaları hakkında, bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya, “Kadınların girişimci olmasının önemini de biliyoruz ancak ülkemizde kadın girişimciler yüzde 13 gibi düşük bir orana sahip. Bizim 15 yıldır çabamız bu oranı yükseltmek. 15 yıl boyunca verdiğimiz desteklerle ülkemizdeki kadın girişimci oranının yüzde 4’lerden yüzde 13’lere çıkmasında bir nebze katkımız olduysa ne mutlu bize. TÜİK’in verilerine göre; ülkemizde kadınlar ve erkekler nüfus içinde eşit paya sahipken girişimcilikte kadınların oranı çok düşük. Bu nedenle Dünya Bankası verilerine göre kadın girişimcilik oranının dünya ortalaması olan yüzde 34’ü yakalaması için hep birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. Biz de bu orana ulaşmaya katkıda bulunmak için KAGİDER’le yeni projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem ise “Kadın girişimcilere yatırım yapmak, onları cesaretlendirmek, onların sorunlarını çözmek, rol modelleri artırmak ve rekabet yeteneklerini geliştirmek Türkiye’nin ekonomik büyümesine ve refah artışına da güçlü bir ivme katacaktır. Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümenin anahtarı kadının elinde; ancak ve ancak kadınların güçlenmesiyle, ekonomiye eşit ve aktif katılımları ile mümkün… Kadın girişimciliğini yaygınlaştırmak yönünde özel sektör, medya ve sivil toplumun el ele verdiği uzun soluklu bir güç birliğinin örneğini verdiğimiz Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması gibi iyi örneklerin artmasını diliyorum” diye konuştu.
Reklamda kadınlık ve erkeklik manzaraları
Dr. Gül Şener
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Öğretim Üyesi, Reklam Özdenetim Kurulu Üyesi, YANINDAYIZ Derneği Danışma Kurulu Üyesi
2018 yılında Reklamverenler Derneği ve BAU işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz ve eş yürütücülüğünü üstlendiğim “Türkiye’deki Effie Ödüllü Televizyon Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması”, reklam sektörünün önüne düşündürücü bir tablo koydu: Erkek ana karakter görünürlüğü kadınların yaklaşık iki katıydı.
- Erkek ana karakter görünürlüğü kadınların yaklaşık iki katıydı.
- Erkekler ağırlıklı olarak elektronik, banka/finans, otomotiv ve telekomünikasyon ürün kategorileriyle özdeşleştirilirken kadınlar en çok ev temizlik, kozmetik/güzellik/kişisel bakım, moda ürünleri üzerinden temsil ediliyordu.
- Kadınlar erkeklerden iki kat daha fazla evde ve çocukla ilgilenirken gösteriliyordu. Reklamda kadın demek ev kadını demekti. Erkekler ise baskın biçimde otorite figürü rolündeydi. Aile erkeği stereotipinin kullanımı da artıyordu.
- Erkekler kadınlara kıyasla üç kat daha fazla işyerinde resmediliyordu. Evi çekip çeviren erkek ana karakter ise neredeyse yoktu.
Değişimler ve dirençler
Mart 2021’de açıkladığımız üçüncü faz sonuçları ise umut verici değişimlere işaret ediyordu:
- Kadın ve erkek ana karakterler neredeyse eşit görünürlüğe ulaşmıştı.
- Erkeklerle özdeşleşen ürün kategorilerinde kadın, kadınlarla özdeşleşenlerdeki erkek temsilleri artıyordu.
- Çocuklarla resmedilen ve evi çekip çeviren rolündeki erkeklerde yükselişler vardı.
- Geleneksel olarak erkeklere atfedilen otorite figürü ve komik karakter rolleri kadınlar için de baskın temsiller arasında yer almaya başladı.
Diğer taraftan, işyerinde ve çalışan rolünde gösterilen kadın temsilleri hala düşük oranlarda seyrediyordu. Erkek temsillerinin geleneksel rollere sıkışıp kaldığı gözlemleniyordu. Erkekler otorite figürü, komik adam, çapkın/maço tiplemeleriyle resmedilmeye devam ediyordu.
Verinin gücü adına
Her yıl tekrarlanan araştırma, reklam sektörü için yol gösterici bir harita. Reklamda toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki tıkanma noktalarını, gelişim alanlarını ve ilerleme hızını gösteren bir kaynak işlevi görüyor. Tıpkı YANINDAYIZ Derneği tarafından hayata geçirilen “İlçe Düzeyinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi”nde olduğu gibi. Endeks, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik veri üretmenin merkeziyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Yerel yönetimlerin politik katılım ve karar alma, eğitim, ekonomik yaşam ve kaynaklara erişim, sağlık ve spor başlıklarında eşitlikçi eylem planları geliştirmelerinde pusula rolü üstleniyor. Kadınlar ve erkekler arasındaki yüz yıllara yayılan eşitsizlikleri tersine çevirmek bugünden yarına olmayacak. Veri temelli eylemler ise yapılanın etkinliğini artırarak zamanı hızlandırmanın anahtarı kanımca.